2. Kılıç Dönemi

Lafı öyle eveleyip gevelemeyeceğim. Tam bir enkaz devraldınız Sayın Akif Çağatay Kılıç. Öncesinde ve AKP döneminde sporu yöneten ne kadar saygın yönetici varsa ve onların milim milim yükselttikleri ne varsa maalesef bir gecede yerle bir edildi 1. Kılıç döneminde. Bu ülkede herkes sporu çok iyi bilir(!), biz bilmezlerden olarak size ayağınızın tozuyla elimizi uzatıp “Hoş geldiniz” derken bu yıkıntıdan ülke sporunu nasıl kurtaracağınızı da söylemek istiyoruz.
?BAKANLIĞIN HAFIZASI BİR GECEDE SİLİNDİ: AKP’nin Suat Kılıç eliyle bu kadar ağır hatayı nasıl yaptığını hâlâ anlamış değilim. Bu bakanlığın 81 ile dağılmış öyle kadroları, öyle programları vardı ve yıllardan beri her biri için emek ve para harcanmıştı. Bunları bilen namuslu kadrolar bir gecede kenara itildi, etkisizleştirildi hatta tehdit edildi ve yerlerine gündemleri spor olmayan insanlar bir gecede getirildi. Sonra ne mi oldu? Şike, doping, kavga, dövüş, adam kayırma... Ne sporcu ne yönetici ne de antrenör disiplini kaldı. Öyle bir yasadışı ilaç kullanımı skandalı patlak verdi ki neredeyse tüm spor branşlarından sporcularımız doping nedeniyle müsabakalardan atıldı ve cezalandırıldı. Burada size düşen bu teşkilatın en az 20 yılını bilen eski yöneticileri çağırarak bire bir görüşün. Suat Bey’in hiçbir kadrosundan size hayır gelmez.
?KINA YAKILAN OLİMPİYATLARDA NELER YAPTIK: Bin bir zahmetle kurulan federasyonlar ile öylesine yanlış kurgular ile kavgaya tutuşup görevden alındı ki şaşarsınız. Federasyon seçimlerinde liyakattan çok adamcılık ön plana çıkarıldı. Yine de itip kaktığımız federasyonların oyu ile yapılacak yaz olimpiyatlarına aday olduk. Ama tanıtımını Ankara’dan yaptık İstanbul’daki olimpiyatın. Sporu bilenler yerine inşaatçılara bel bağladık. Sonra da uluslararası federasyonların başkanlarına gittik, “Bize olimpiyat verin” dedik. Sonucu herkes gibi sizler de biliyorsunuz. Ürkmüş, pısmış, uluslararası hiçbir yarışmayı almamak için toplantılara katılmayan federasyon başkanları ile bire bir (toplu değil) konuşarak onların kaybolmuş kişiliklerini yeniden kazandırın. Buz hokeyinin başına gelen ise tam bir Aziz Nesin’lik hikâye.
?BASIN İLİŞKİLERİ: Bu bakanlığın basın ilişkileri o kadar yanlış ve hatalarla dolu ki saymakla bitmez. Doğruyu görüp yazanlar ‘Gezi’ci ilan edildi, olmadı, olimpiyat düşmanı diye fişlendi. Ancak suçları doğruları yazmaktı bu kurum kişilerin. Örneğin Cumhuriyet. Sporda farklı bir yere sahiptir. Amatör branşların sesidir, olimpik hareketi en iyi bilen müessesedir çünkü tarihteki iki spor müdürü de, gazetenin yayın yönetmeni de TMOK’nin değerli üyeleridir; keza yazarları da. Ve partizanlık yapmadan M. Ali Şahin, bir Faruk Nafiz Özak, bir Mehmet Atalay, bir Yunus Akgül görevlerini sürdürürken Cumhuriyet Spor onlarla hem uyumlu çalışmış, hem eleştirmiş hem de yaptıkları iyi şeyleri sayfalarına taşımıştır. Gelgelelim, 1. Kılıç, en ufak eleştiriyi kabul edemediği için Cumhuriyet başta olmak üzere birçok gazeteyi ‘karşıt’ görmüştür. Şimdi size düşen bu köprüleri yeniden kurmaktır.
?GELELİM GENEL MÜDÜR VE DANIŞMANLARINIZA: Bu kadrolardan ne Türk sporuna ne de size hayır gelir. Mehmet Atalay kimlerle çalışmış, Yunus Akgül kimlerle çalışmış, onları çağırın dinleyin ve o küsmüş kadroları (Hepsi sizin partinize zamanında hizmet vermiş) yeniden kazanın derim, aksi halde Suat Bey’in taşıma kadrolarıyla hafızası silinmiş teşkilatla işiniz çok zor.
?SON SÖZ: Şimdilerde AKP karşısında bir grup var diyor ve devlet içerisinde bunları arıyorsa bu öyle gizli saklı bir grup değil, bir gecede görevden alınan yüzlerce kişinin oluşturduğu bir dayanışma zincirdir. Bu zincir maalesef Sayın Suat Kılıç Bey’in oluşturduğu, daha sonra yayılan bir zincirdir. Yeni bakan olarak bu kadar derinlemesine bir araştırma yapar mısınız bilemem ama durum çok vahim, çünkü tam bir çöküntü devraldınız. Dostlara ihtiyacınız var.