Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı için çok kolay bir yazı olmayacağını baştan söyleyeyim. Çünkü Sayın Başkan'ın tahmin edilmeyecek çok büyük sorunları var. Bu sorunları çözecek kadrosunun olduğunu söylemek ise zor. Bu nedenle uzun bir süre sadece izledim. Önce başkanın sorunlarına kısa bir göz atalım. Bu, tüm büyükşehir belediye başkanlarının da sorunu. 5216 sayılı Büyükşehir Kanunu. 2004 yılında yayınlanan bu kanunun, "delik deşik" edilerek neredeyse kullanılmaz hale gelmiş olması ilk neden. Bırakın kanunu, uygulamayı yapılan değişiklikleri bile takip etmek neredeyse mümkün değil. İşte yasal alt yapı bu. Bir de buna belediye meclisinin parçalı yapısı eklenince, iş tamamen "çığırından çıkmış" durumda. Çözüm elbette var. Ama bunun için Sayın Başkan'ın "Türk spor yapısını", geçmişini, geleceğini, çok iyi bilmesi ve ona göre karar vermesi gerek. İşte burada işler sarpa sarıyor.
Acaba Mansur Başkan ne istiyor? Onu kimseler bilmiyor. Pratikte Sayın Başkan Mansur Yavaş dört büyük futbol kulübü başkanından daha etkin bir yerden spora bakıyor ve pozisyonu var. Oysa o bu pozisyonun ne farkında, ne de öyle bir talebi var. En azından biz bilmiyoruz.
İkinci büyük sorun; Sayın Mansur Yavaş Başkan’a ulaşmak. Onun fikrini almak neredeyse mümkün değil. Diğer bir deyişle, onun programının ve bakış açısının dışında herhangi bir konu ve kişiye açık değil. Hele spora hiç değil. Elbette bunun siyasi ve yönetim nedenleri vardır. Bunları öğrenerek bu yazıyı farklı şekillendirebilirdim. Sayın Başkan’ın görüşleri için bir türlü randevu alamayınca bize de "hariçten gazel okumak" kaldı.
Mansur Yavaş önceki yönetimden “Spor Organizasyon Şube Müdürlüğü” ve 20 ye yakın dernekler kanununa göre kurulmuş "spor branşını" devralmıştır. Bu branşlardaki sporcu ve spor adamları ile dev bir yönetici kadroyu beslemek zorundadır. Yani koskoca Spor Bakanlığı ve spor federasyonlarının yapması gereken işi Ankara Belediyesi olarak yüklenmiştir. Bedelini de Ankaralı vergi mükellefleri karşılamaktadır. İşte Sayın Mansur Yavaş’ın "spor dramı" da buradan başlamaktadır. Bu sporcuları beslerken Spor Bakanı tarafından, TBMM'de "acımasızca eleştirilmiş olması" oldukça ironiktir. "Bulduğu yapıyı dağıtsa spor düşmanı ilan edilmesi, linç edilmesi an meselesidir". Bu yapının yerine daha etkin bir model geliştirse, ki eli buna mahkûm, bu yeniden yapılanmayı hayata geçirecek ne kadrosu, ne de bu projeyi yapacak, hiçbir şaibeye bulaşmamış spor uzmanı yanında ve yakınında vardır.
Başkan Yavaş’ın işi hem zor, hem de kolay. Zor çünkü; "çok kirli bir yapıyı teslim aldı" ve haksız bir şekilde Spor Bakanı tarafından eleştirildi. Sporcuya zarar vermeden süreç kendiliğinden başladı. Kolay çünkü; bu zorluklar ona harika bir model sunmakta. Bu da Türk sporunun kalkınması demek. Yeter ki önündeki kirli ekran koruyucusunu kaldırma cesaretini göstersin. Ve gerçeğe el uzatsın. İzleyeceğiz.
