Mahut filmi nihayet yılbaşı arifesi, TV’de izledim… \n

Şu hani 21.12.2012’de dünyanın sonunu getiren ünlü Maya kehanetini beyazperdeye aktaran filmden bahsediyorum.\n

Mayaların “Long Count” diye bir takvimleri varmış… \n

Efsanevi takvim uyarınca 21.12.2012’ye denk gelen gün, saatte; güneş patlamalarının etkisiyle dünyanın manyetik zırhı bozulacak, kuzey-güney kutupları yer değiştirecek, yerkabuğu-portakal kabuğu misali!- sıyrılıverecek, sıyrılma neticesinde volkanlar patlayacak, büyük depremler, tufanlar olacak; yer, tam manasıyla yerinden oynayacak, kutsal kitaptaki kıyamet yaşanacak…\n

2012; kıyametin, alayıvalayla dün gece karşıladığımız yılın sonunda kopacağını söylüyor ve Maya takvimi uyarınca insanlığın sonu olan felaketi... kurgu bilimsel unsurlarla anlatıyor… \n

Sinemalarda gösterime girdiği 2009’dan bu yana üzerinde bu kadar yazılmasa; filme çok sıradan “kurgu bilim” gözüyle bakabiliriz… \n

En son bu minvalde; Steven Spielberg’ün yaptığı “Dünyalar Savaşı” (2005) filmini görmüştük… \n

Günlük yaşamlarının haşır neşiri arasında yuvarlanıp giden alelade insanların, başka dünyalardan gelen ve yeraltında yuvalandıkları sığınaklarından umulmadık anda fırlayarak yerküreye dehşet saçmasını anlatan bir filmdi…\n

Zamanın ruhu: ‘Kıyamet!’ \n

Spielberg’ün perdeye uyarladığı öyküde dehşet; “2012 kıyameti” gibi güneşten değil de… yeraltından geliyordu…\n

Filmdeki birçok öğe, bunun ötesinde, nerdeyse aynıydı… \n

Arka planda bahçeli, müreffeh, müstakil evler… \n

“Amerikan rüyasını” temsil eden mükemmel evler içinde -zamanın ruhuna uyumlu biçimde!- yaşayan ayrılmış, boşanmış çiftler… \n

Aile bağlarındaki çözülmeye karşın çocuklarına çok sıkı sıkıya bağlı ebeveynler… \n

Birden “kıyamete” yakalanıyor! \n

Önce asfaltta izahı mümkün olmayan çatlaklar oluşuyor, derken… evler legolar gibi dağılıp yıkılıyor, kıyıları karşı konulmaz iri dalgalar yutuyor derken sadet… kızılca kıyamet kopuyor… \n

Filme bakarken insan, Hollywood’da bu senrayoların bir seri üretim formülü olmalı diye düşünüyor: Birinci yarı; aile içi melodram+şefkat+muhabbet+süper markette sallanan raf/yerlerde açılan yarık; ikinci yarı, kıyamet+kaçış+aksiyon+gerilim(?)… \n

Bu formülü öyle çok gördük ki, insanda artık sadece esneme duygusu yaratıyor…\n

Ama işin ilginç tarafı, kabak tadı veren bu senaryoların; son yıllarda temcit pilavı gibi, tekrar tekrar öne sürülmesi…\n

Sadece “2012”nin yönetmeni Roland Emmerich’ten; “Bağımsızlık Günü” (1996) ,“Yarından Sonra” (2004) dahil; art arda üç “kıyamet” filmi izledik...\n

Maksat korku olsun, gözler ve -tabii- cepler dolsun!\n

Korku hiç bu kadar dağları beklememişti… \n

Hollywood senaryoları, Hollywood çok satanlarıyla… korku krallığına hiçbir zaman bu denli çok servis verilmemişti… \n

Son on yıla baktığımızda, 21. yüzyıl eşiğini belirleyen en tayin edici unsurun yoğun “gelecek korkusu” olduğunu görüyoruz… \n

Göz alıcı havai fişeklerle karşılanan “milenyuma” adım atarken daha… hatırlarsanız “milenyum bug” korkularıyla sarsılmıştık. “Y2K-yazılım uyumsuzluğu” yüzünden bilgisayarlar duracak, dünyada kaos olacaktı. \n

İleriye dönük olarak ortaya atılan en büyük kehanet; 1000 yılında olduğu gibi “dünyanın sonu korkularının” insanlığı teslim alması ve buna bağlı olarak dini eğilimlerin depreşeceğine dair ileri sürülen iddialardı. \n

Kutuplar değil ama sıklet kaydı\n

Bana tümüyle akıldışı görünen bu iddialar/kehanetlere o zaman hiç akıl erdirememiştim: Aydınlık çağını yaşayan insanlığın; 2000’ler eşiğinde, 1000 yıl öncesi insanlığı ile bir tutulmasını… hepten saçma bulmuştum. \n

2000-2012 aralığı, uygarlığın gerçekte ince bir ciladan ibaret olduğunu gösterdi… \n

2000’e girer girmez… 11 Eylül ve “terör korkusunun” tetiklediği artçı şoklar yaşadık. \n

Savaşlar, ırkçılık, Ortadoğu’yu baştan sona değiştiren/yeniden şekillendiren jeostratejik depremler derken; ABD/Wall Street’te uç veren ve Batı’yı boydan boya etkisine alan “küresel kriz” çıktı. \n

On yıl önce, Avrupa’nın geleceğine sarsılmaz inancın nişanesi olarak ortaya çıkan “Avro” teklemeye; Batı’nın en baba ekonomilerini bir araya getiren AB içinde ayrışmaya, temellerinden sarsılmaya başladı. \n

“Bir daha asla” denen “faşizmler”, eski kıtanın kalbinde yeniden uyanır oldu. \n

“Refah devleti kazanımları” birer birer yitirilirken, insanlar çeşit çeşit belirsizlik içeren geleceğe çok büyük “korkular” ve “güvensizliklerle” bakar oldular. \n

Dünyanın sıkleti… Batı’dan Doğu’ya kaydı. \n

2012; dünyanın sonunu getiren “kıyamet” olmasa bile; tanıdığımız, bildiğimiz dünyanın sonu olan bir dönemeçte bizi karşılıyor. Ve ne yazık ki çok büyük belirsizliklerin hâkim olduğu, tavan yaptığı bir ortamda insanlığı teslim alıyor. \n

Bunca kıyamet senaryosunun, bunca prim yapması bundan. \n

Korkulara gene de… pabuç bırakmayacağımız bir yıl dilerim.