Paris, yeni yıla havai fişek atmadan girdi. Bir süredir malum havai fişek bayramı, yeni yıl kutlamasıyla özdeş oldu. \n

“Benim” diyen dünya kentlerinin, yeni yıla havai fişek gösterisi olmaksızın girmesi artık neredeyse düşünülemiyor. \n

TV’de hep izliyoruz. \n

Önce eli mahkûm bir “geri sayım” yapılıyor; ardından hop havai fişekler patlıyor. \n

Bu yıl da göz kamaştırıcı ilk görüntüler Sidney’den geldi… \n

Bunu “şeriat ülkesi” Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Dubai’nin “Burj el Khalifa” etrafındaki havai fişekler izledi. \n

Dincilerin her yıl bizde bol hamaset ve polemik konusu yaptıkları “yılbaşı kutlamalarında” BAE, dünya liginin ön safına fırladı. \n

Rio görüntüleri de Amerika kıtasında göz aldı…\n

Periferinin yükselen ışığına karşılık, Avrupa kıtası yeni yıla çok sönük girdi. \n

Londra dışında, Avrupa başkentlerinin hepsinde istisnasız ışıklar kısıldı. Eyfel’in geleneksel aydınlatması dışında, yağmur altındaki Paris kentinin abartıdan uzak kutlamaları dikkat çekiciydi. \n

Kuvvetler ayrılığınınvatanı Fransa\n

On beş gün önce Strasbourg’dayken de dikkatimi çekmişti… \n

Avrupa’nın en zengin, en yerleşmiş burjuva kentlerinden biri sayılan bu refah beldesinde, Noel üstü dükkânlar boştu. Adam almayan Strasbourg’un efsanevi Noel pazarı bile sakin bir görünüm arz ediyordu. İn cin top oyanayan üst gelir grubu mağzalara girdiğinizde; müşterilere normalde burun kıvıran satıcılar bir şeyler almanız için gözünüzün içine bakıyordu. \n

Almanya gibi Avrupa’nın lokomotifi sayılan bir ülkeye komşu olan ve Avrupa Parlamentosu’na ev sahipliği yapan bu stratejik önemdeki Fransız kentinde birkaç gün geçirmek dahi, Fransa’daki krizin boyutları hakkında fikir vermeye yetiyordu. \n

Fransa Cumhurbaşkanı işte bu kasvetli atmosferde TV’deki yeni yıl demecinde ne kadar gergin olduğunu doğrudan ele verdi. \n

Elysee’de henüz daha ilk yılını doldurmayan Hollande, söylevimi bir an önce bitirsem de şuradan gitsem havasındaydı. Prompter’dan süratle okuduğu konuşmasında, sosyalist başkan başlıca vaat olarak, “işssizliği azaltmayı” taahhüt etti ve “işsizlikteki artışı bir yılda tersine çevirmek”ten söz etti. Ama söylediklerine kendisinin de fazla inanmadığı belliydi.\n

Fransa’da tartışma yaratan “Depardieu vergisi” bu ortamın ürünü. \n

Ölçüp biçmeden hazırlanan ve Sarkozy döneminin retorik yüklü “Ermeni soykırımını inkâr yasası” gibi anayasa mahkemesinden dönen bu vergi, tam bir çaresizlik göstergesi… \n

Bir tarafta Avrupa’yı kasıp kavuran kriz ortamı, diğer yanda 8 ay öncesinin seçim kampanyasında bir açık artırma havasında sosyalistlerin angaje oldukları vaatler var. \n

“Zenginden yüzde 75 oranında vergi almak” önerisi, solda sosyalistlere rakip çıkan Jean Luc Melechon’un baskısıyla verilen bir söz. Ne ki bu, yaşamın gerçeklerine aykırı.\n

Bu iddialı vaat, nitekim bir bumerang misali anayasa mahkemesinden geri döndü. \n

“Kuvvetler ayrılığı” vatanı Fransa’da, yüksek mahkeme; ilkesel temelde ilkel bir anlayışın ürünü olan bu hamasi “varlık vergisi” teşebbüsünü, “kamusal yükümlülüklerde eşitliği ihlal ettiği” için bozdu. \n

Sol kalesine gol attı\n

Mahkeme, kararını başlı başına tartışmalı olan vergi oranının yüksekliğine değil, “ilkesel” çerçeveye dayandırıyordu. \n

Adam başı 900 bin Avro kazanan bir karı koca -misal!- vergi sopasından muaf tutulurken tek mükellefli bir ailede 1 milyon Avro kazanan biri kazancının yüzde 75’ini vergi olarak verecekti… \n

Entelektüel düzlemde “eşitlik” ilkesine çok büyük önem veren ve prensipte, zengin-fakir, tüm vatandaşlar için “eşitliği” gözetmekte örnek olması gereken sosyalistler için bu, kendi kalelerine attıkları bir skandal gol olmuştu. \n

Üstelik atılan taş ürkütülen kurbağaya değmemişti. \n

Popüler aktör Gerard Depardieu, dünya önünde Hollande’a meydan okumuş, vatandaşlıktan çıkmalara kalkışmış, komşu Belçika’ya taşınmıştı…\n

Depardieu’nun hükümetle giriştiği bilek güreşinde, “gemisini kurtaran kaptan” hesabına pek çok Fransız zenginin, İngiltere, İsviçre, İtalya gibi komşu ülkelere kaçtığı ortaya çıktı. \n

Yalnız 1500 kişiyi kapsama alanına aldığı söylenen verginin ayrıca maliyeye yeterli kaynak sağlayacağı da şüpheliydi… \n

“Aşırı vergi vergiyi öldürür” kuralına örnek gösterilebilecek bu Depardieu vergisinin benzerine, yüksek vergi oranlarıyla meşhur İskandinav ülkelerinde bile nitekim rastlanmıyor. \n

Depardieu krizi, Fransa’da bizzat bir vergi uzmanı olduğu söylenen Hollande’ın, henüz daha acemilik krizini üstünden atamadığını gösteriyor.