Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Erdoğan Türkiyesi'nin Resmi

23 Temmuz 2011 Cumartesi
\n

Yılmaz Esmerin 2011 Değerler Araştırmasının sonuçlarını gördüğümde ilk düşüncem bu oldu: On yıllık Erdoğan Türkiyesinin fotoğrafi tam işte budur!diye düşündüm.

\n

Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum! görüşüyle prim yapan bir Başbakanla yönetilen ülkemizde bundan böyle kadına koca dayağını reva görenlerin oranı”, istikrarlı biçimde yüzde 30larda seyrediyor.

\n

Erkeğin birden fazla eşinin olması kabul edilebilir önerisini destekleyenlerin oranı ise yüzde 23e çıkıyor.

\n

Geçen yüzyıl sonunda bu oran yüzde 10du.

\n

1996 “Değerler Araştırmasında, on kişiden biri şeriat düzeninin çokeşliliğini savunurken bugün herdört kişiden biriçokkarılı evliliği doğal karşılıyor.

\n

Sibel Üresinlere AKPli belediyelerde boşa yaşam koçluğuyaptırmıyorlar!

\n

Seçim öncesi hatırlarsınız, kadının konumu üzerinde belediye seminerleri verenSibel Üresin ismindeki bir yaşam koçu”(!); “çokeşlilik yasal olsun da hanımlar evde kalmaktan kurtulsun!demişti de O ne biçim söz?diye üstüne atlamıştık.

\n

Üresine haksızlık etmişiz. Üresin meğer toplumda marjinal bir duruşudeğil, kapı gibi artık dört kişiden birinin destek verdiği bir düşünceyi dile getiriyormuş.

\n

Bakan düzeyinde Kadının yeri evidir!anlayışını yücelten ve Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığındanbile kadının adını silen AKP Türkiyesi’nde çalışmak, kadınların değil erkeklerin hakkı!” diyenlerin oranı da -kadınlar arasında bile- artık yüzde 52ler düzeyinde!

\n

‘Maçoluk pekişti ve içselleştirildi’

\n

Türkiyenin dünya çapında yapılan karşılaştırmalı cinsiyet eşitsizliğiraporlarında geçen her yıl geri gitmesi başka deyişle rastlantı değil.

\n

2005’te işgal ettiğimiz 105. sıradan gerileye gerileye kümenin en altlarındaki İran ve Suudi Arabistan gibi ülkeler arasına girmiştik biliyorsunuz.

\n

Son uluslararasıcinsiyet eşitsizliği raporundaki yerimiz; toplam 134 ülke arasında 126’ıncıydı.

\n

Bizden beter durumda olan sadece -8 ülke- Fas, Benin, Suudi Arabistan, Fildişi Sahili, Mali, Pakistan, Çad ve Yemen vardı.

\n

Yılmaz Esmerin Değerler Araştırmasının işte, kadın erkek eşitliğiniilgilendiren bölümü; uluslararası raporlarda ortaya çıkan bu gerilemeyi teyit ediyor.

\n

Düşünce yapısında son yıllarda kadın erkek eşitliği açısından bir gelişme gözlenmediği gibi, bazı alanlarda eşitlikçi değerlerden daha da uzaklaşıldığı söylenebilirdiyor rapor ve -özetle- ekliyor: Kesin olan bulgu, erkek üstünlüğü vurgulayan değerlerin, kadınlar tarafından (eskiye nazaran büsbütün) içselleştirilmiş olmasıdır.

\n

Bitmedi!

\n

Bunlar tablonun kadın-erkek eşitliğini ilgilendiren kısımları.

\n

Ortak değerlerimizin bir de siyaset, din ve toplumu içeren, ilgilendiren diğer boyutları var.

\n

En seküler olmayan toplumlardan...

\n

Prof. Esmerin bulgularına göre, Türk halkı dünyanın en dine bağlı ve dolayısıyla sekülerlikten en uzak toplumlarından biri.

\n

Din anlayışı da ayrıca alabildiğine kuralcıve katı.

\n

Dinin anlamı”; “iyilikgibi soyut anlamlar yüklenebilecek ahlaki değerlerle değil; esnekliğe yer vermeyen kurallarlaaçıklanıyor.

\n

Gelin görün ki ibadetvedindarlığınbu kadar güçlü olduğu toplumda, insanlar birbirlerine güvenmiyor!

\n

Dünyada kişiler arası güvenin en düşük olduğu ülkelerden biri diyor rapor Türkiye için ve devam ediyor: Türkler; aileleri, yakınları ve bire bir tanıdıkları dışında kalan insanlara hiç güven duyamıyor!

\n

Toplumumuzdabirbirine güvenemeyen insanlar”; ne var ki armudun sapı, üzümün çöpü demeden”; sorgusuz sualsiz güçlü lidere” “güven duyabiliyor.

\n

Güçlü lider arayışı

\n

Yılmaz Esmer araştırması; toplumumuzun neredeyse üçte ikisiningüçlü lider arayışındaolduğunu ortaya koyuyor.

\n

Ezici çoğunluk Türkiyede; parlamentoyla, seçimlerle uğraşmak zorunda kalmayan güçlü bir lidere sahip olmanıniyi fikir olduğunu düşünüyor.

\n

Güçlü lidere kaderini teslim etmekte sakınca görmeyen insanlarımız, buna bağlı olarak siyasi katılımcılıktan da zerre kadar haz etmiyor:

\n

Halkımız, dilekçe imzalamak, barışçı gösterilere katılmak gibi en konvansiyonel siyasal katılım ve protesto yöntemlerine bile sıcak bakamıyor diyen araştırma; siyasi katılımdaki çekingenliğinson yıllarda artma eğilimindeolduğuna dikkat çekiyor.

\n

Hakkını arayan eşit yurttaş modundan uzaklaşıp giderek gönüllü biçimde baş eğenuysal tebaşablonuna uyan bu tabloda; en ufak bir sıkıntı; huzursuzluk, tedirginlik ve rahatsızlık emaresi de yok üstelik.

\n

İnsanlar hayatlarından memnunlar.

\n

Türk halkının yüzde 80inin; varoluşsal bir kaygısı, şikâyeti yok.

\n

İlginç bir not olarak Yılmaz Hoca, bir yere şöyle bir not da düşmüş: Mutluluk açısından CHP seçmeni, AKP seçmeninin biraz gerisinde!

\n

Diyeceğim o ki etrafınızda yükselen homurdanmalara fazla kulak asmayın.

\n

Halkımız mutlu. Aradığı güçlü lideri de bulmuş durumda.

\n

Yeni demokratik anayasamız görünen o ki güle oynayabu malzemeyle yapılacak!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emevi Camisi’nde namaz 15 Aralık 2024
‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları