Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Madrid Mektupları(4) Katalanların Bağımsızlık Ruleti

26 Ocak 2013 Cumartesi

Katalan parlamentosu bu hafta ortası yarıdan fazla oyla, bağımsızlık kapısı aralayan bir “egemenlik bildirisi” onayladı.
Ülkenin en gelişmiş yörelerinden biri olan Katalonya’nın attığı bu kritik adım, İspanya’da nicedir yaşanan ayrılıkçılık gerilimini ve huzursuzluğunu artırdı.
Muhafazakâr ABC gazetesi,
“Yasadışı, anayasa karşıtı ve gülünç!” başlığıyla Katalan parlamentosundan geçen bildiriyi eleştirdi.
Katalonya’da çıkan, İspanya’nın en büyük 3. gazetesi olan
“La Vanguardia” buna karşın; “Egemenlik bildirisine Katalonya parlamentosundan geniş destek” başlığını kullandı.
Etkili
“El Pais” ise, “Kopuş rüzgârları” başlığıyla yayımlanan başyazısında, “Egemenlik bildirisinin kurumsal bağlamda hukuki bir sonucu yok. Ancak siyasi sonuçlar; İspanya ve Katalonya açısından olumsuzdur. Öncelik ekonomik krizden çıkmak olması gerekirken; bu konu şimdi siyaseti yoracak. Süreçten iki çıkış yolu var: Ya karşıtlaşma ya da müzakere. Karşıtlaşma kabul edilemez!” yorumunu yaptı.
Katalan krizinin tırmanışı özetle genel bir şaşkınlık havası yaratıyor.
Kimileri Katalan milliyetçilerinin giriştiği bu bilek güreşinin sadece retorikten ibaret, asıl muradın merkezi hükümetten özellikle mali politikalar alanında ayrıcalıklar ve tavizler kopartmak olduğunu söylerken; kimileri de durumun ciddileştiğini ve her sürprize açık bir dejenerasyon içine girildiğini iddia ediyor.
Öfkenin nedenleri
Örneğin, İspanyol parlamentosu “Cortes”te görüştüğüm Bask milletvekillerinden Juan Moscoso del Prado Hernandez, Katalanlarla merkezi hükümetin karşılıklı rulet oynadığını düşünüyor. Sosyalist muhalefet milletvekili Moscoso çok sayıda gözlemcinin aksine, Katalonya’nın İspanya’dan ayrılması olasılığının bundan böyle somut bir tehdide dönüştüğünü belirtiyor.
Bask kökenli olması hasebiyle
“ayrılıkçılık” üzerinde karşılaştırmalı temeller üzerinden değerlendirme yapabilen Moscoso’nun anlattıkları şöyle:
“Son birkaç ayda (Katalan ayrılıkçılığında) 30 yıl geri gittik. Katalonya ve Bask ülkesinde ‘egemenlik’ yanlısı duygular hep olageldi. Ancak bu azınlıktaydı. (Katalonya’nın hâkim siyasi gücü, merkez sağdaki) CiU partisinin, yerel milliyetçiliği hep güçlü olmuştu. İspanyol anayasasının kurucuları arasında bu partinin liderleri de vardı. CiU’lu Katalan milliyetçileri İspanyol anayasasına kısaca angajeydiler. Öyle ki İspanya’nın demokratik anayasası Katalonya bölgesinde başlangıçta yüzde 91 çoğunlukla kabul edildi. Ancak son dönemde bir kısırdöngüye girildi. (Ödedikleri vergilerle merkezi devlet hazinesine aşırı katkı yaptıklarını düşünen) Katalan halkı, istismar edildiğini düşünüyor…”
“Ekonomik kriz bu olumsuz duyguları biledi ve bir katalizör oldu. Refah devleti kısıntıları en çok Katalonya’da hayata geçti. Sağlıkta en büyük tasarruf, Katalonya’da yapıldı. Katalanlar buna çok öfkelendi. Ancak yerel düzeyde yapılan kendi yerel hükümetlerinin hatalarını eleştireceklerine, Madrid’i günah keçisi yaptılar. Endülüs’e bakıp -misal!- ‘(görece olarak azgelişmiş) Endülüs hastaneleri ya da okulları (Katalanların vergileri sayesinde) daha iyi durumda’ demeye başladılar.”
‘Egemenlik bildirisi tuzak’
“İlişkilerin yozlaşmasında tek unsur yalnız ekonomik kriz değil. Kriz, geçmiş yaraları deşti. Bu yaraların en ağırı, on yıl önce Katalonya bölgesi başkanlığına gelen (yerel) sosyalist Pasqual Maragall’ın hazırladığı bir reform oldu. Maragall, Katalonya’nın (yerel anayasası sayılan) tüzüğünü, milliyetçi çizgide değiştirmek istedi. Madrid’de de o dönemde sosyalistler işbaşındaydı; (Katalan halkını bir ‘ulus’ olarak tanımlayan) milliyetçi tüzüğe, dönemin gene sosyalist partiden olan Başbakanı Zapatero arka çıkmıştı. Ancak Maragall’ın milliyetçi projesi, Madrid parlamentosunda bir kuşa çevrildi. Ardından o dönem muhalefette bulunan muhafazakârların konuyu anayasa mahkemesine götürmesiyle, paramparça oldu. Bu, Katalonya’da infial yarattı. Katanlar bu konuya çok içerlediler!”
“Egemenlik bildirisi bir tuzak. Katalan halkının çoğunluğu bu bildiriyle, ‘kararları biz alırız’ diyor. Bu bir otodeterminasyon/kendi kaderini kendi tayin etmek hakkından başka şey değildir ki, bu ‘bağımsızlık’ olur. Bu spirale bir kez girildi mi, buradan çıkmak zordur. ‘Bağımsız olmaya karar verdik’ derlerse, ne yapacaksınız? Katalonya’ya tankları mı yollayacaksınız? Ben Katalanların sınırları zorlamak istediklerini ve bu yolda kararlı olduklarını düşünüyorum. Ancak Madrid’le karşıtlaşmayı tam nereye kadar götürebileceklerinden emin değiller. Aslında Madrid de bilek güreşini nereye dek götüreceğini bilmiyor. O yüzden iş biraz rulete dönüştü.”
Sürecek.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emevi Camisi’nde namaz 15 Aralık 2024
‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları