Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Muhteşem Festivalin 'Muhteşem 40 Yılı'

07 Haziran 2012 Perşembe
\n

\n

\n

\n

İyi ki sanat, iyi ki müzik, iyi ki İKSV festivalleri var! \n

\n

Unutulmaz bir Barenboim konseri ardından sıcağı sıcağına kaleme aldığım bir yazı işte böyle başlıyor: \n

\n

İyi ki sanat, iyi ki müzik, iyi ki Daniel Barenboim var\n

\n

Barenboimla Lütfi Kırdarda iki saat kanatlandık, uçtuk önceki gece. \n

\n

Başka bir yerlere göçtük. Yeryüzünden başka bir yere konduk. Gittik, geldik ve galiba cennete dokunduk. \n

\n

Dışarıda ayak oyunlarının, ketenperenin bini bir paraymış..\n

\n

Demokratikleşme’(!) adına çıkarılan yasalar, şeytana külahını ters giydirecek cambazlıklarla, gece yarıları kotarılmış filan\n

\n

Barenboim, bunların hepsini -iki saat için olsun- bize unutturdu\n

\n

Müzikle bizi sardı sarmaladı. \n

\n

La Scala filarmoni orkestrası ile birlikte yalnız mükemmeliyet’, ‘özenve sanatın soyluluğunungeçer akçe, altın değer olduğu bir yere götürdü\n

\n

Dünyanın durmuş, oturmuş; dingin, uygar coğrafyalarından birinde de böylesi bir Barenboim konseri dinlesem etkilenirdim\n

\n

Ama sürekli biçimde yüksek voltajlı gerilim hattına yapışmış gibi yaşadığımız bu garip, gerçek ötesi ortamda; birkaç saat için olsun, bu denli yoğun bir yalıtılmışlıkduygusunu bize armağan ettiği için, büyük müzisyene minnettar kaldım...\n

\n

Yukarıdaki son cümleyi; İKSVnin müzik festivallerine minnettar kaldım!şeklinde değiştirmem lazım…\n

\n

İKSV festivalleri olmasa her yıl bu kalibrede bu kadar çok sanatçı izleyebilir miydik?\n

\n

İKSVnin 40. yaşına basan muhteşem festivalleri sayesinde bu yıla dek kaç konserde, kaç kez yaşadığımız bu yüksek voltajlı gerilim hattındacennete dokunmanınayrıcalığını hissettik?\n

\n

Atmosfer ve müziğin buluşması\n

\n

Aklımda dün gibi hatırladığım böyle çok konser var… \n

\n

Bunlardan biri Lorin Maazel mesela...\n

\n

Maazeli de aynen Barenboim gibi anlatılması güç bir kanatlanma duygusu içinde izlemiştik. Lütfi Kırdarı ağzına dek dolduran izleyicilerle hep birlikte ortak bir tutulmahali yaşamıştık.\n

\n

Sıra dışı atmosferiyle hatırladığım bir Kiri Te Kanawa konseri, unutulmaz İKSV randevularından bir başkası olmuştu… \n

\n

Aya İrininin yüksek pencerelerinde usul usul gün çekilirken, Kiri Te Kanawanın berrak sesi, kubbede uçuşan bir kuşun kanat çırpınışları arasında yüreğime çengellenmişti…\n

\n

Çevremden beni böyle atmosferiyle koparıp götüren bir başka konser... \n

\n

İstanbul Oda Orkestrasının Emre Aracı yönetiminde dinlediğim Sultanlarla Valsi idi.\n

\n

O konserin olağanüstü atmosferini de bu köşede şöyle anlatmıştım: \n

\n

Uzaklardan gelen aheste-beste tren sesleri, Boğaz kıyılarındaki yaz düğünlerinden yankılanan havai fişekler, martılar ve ezan sesleri arasında izledik Sultanlarla Valsi... İstanbul’a adanmış, eski İstanbulu anlatan Boğaziçi Mehtaplarında Sultanlarla Valskonserinin içinde İstanbulun kendi konserini de dinlemiş olduk böylece. Ama etkileyici olan yalnız bu değildi. \n

\n

Bir defa Arkeoloji Müzesi... Müzenin lahitler, eski Yunan heykelleri ile çevrili bahçesi... O ne görkem öyle? İnanın kendimi çimdiklemek istedim: \n

\n

Burası gerçek mi? Ben şimdi gerçekten burada mıyım?diye. Hani vardır ya. \n

\n

Dış atmosfer ile iç dünyanız arasında birden beklemedik bir kenetlenme’, ‘ahenkoluşur. Etrafınızdaki çevre ile kendinizi tamamlanmış, bütünlenmiş hissedersiniz. Öyle. Arkeoloji Müzesinin bahçesinde bunu hissettim. \n

\n

Mükemmel bir sihirve büyüanıydı…” \n

\n

Aracı o gece bize klasik müziğin Osmanlı Sarayındaki ilk örneklerini sunmuştu. Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murat gibi Osmanlı sultanlarının bilmediğimiz bestelerini; Franz Liszt, Donizetti gibi Avrupalı bestecilerin İstanbul adına yaptıkları değişik eserlerini dinletmişti… \n

\n

Batı ve Doğunun kucaklaştığı Arkeoloji Müzesi bahçelerinde yaşadığımız harika müzik şöleninin yanı sıra çok şey öğrendiğimiz olağanüstü bir kültür gecesine tanıklık etmiştik. \n

\n

‘Festival’ okul oldu \n

\n

İstanbul Festivali adı altında bundan 40 yıl önce doğan muhteşem festival”; böyle yıllar geçse de hatırlanan çok sayıda sanat olayını bizlere yaşatırken; ufkumuzu, kültürümüzü de alabildiğine genişletti ve zenginleştirdi. \n

\n

Zamanla içinden beş ayrı festival (müzik, sinema, tiyatro, caz festivalleri ile sanat bienali) doğuran etkinlik, Anadolu kentlerinin festivaller için örnek aldığı bir büyük okula dönüştü. Nuri Bilge Ceylan gibi Türkiyenin medarıiftihar sayılan sanatçılar örneğin, sinema sanatınıbu festivallerle keşfedip, öğrendiklerini; bu festivalle beslenip büyüdüklerini söyledi... \n

\n

Olgunlaşma çağını yaşayan İstanbul Müzik Festivaliartık sanat meşalesini daha da geniş kitlelere yaymak çabası içinde. Bülent Eczacıbaşı, 40. festivalin açılış konuşmasında, İstanbulun çeşitli yerlerine yerleştirilen dev ekranlar sayesinde açılış ve kapanış konserlerinin bundan böyle canlıizlenebildiğini söyledi. Borusan İstanbul Filarmoni’nin Beethoven konseriyle açılan ve Anne Sophie Mutterın şiir gibi Mozart yorumlarıyla başlayan festivalin bu yeni demokratikleşme çabasınıda canı gönülden destekliyor, önümüzdeki yıllarda başarılarının devamını diliyoruz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emevi Camisi’nde namaz 15 Aralık 2024
‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları