Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Suriye' İç İşi Olduğunda...

16 Ağustos 2011 Salı
\n

Beşşar Esad, gösterileri bastırmak için girdiği şiddet sarmalında geçen hafta sonu yeni bir aşama daha kaydetti: Suriye Devlet Başkanı bu defa yalnız tankları devreye sokmakla kalmadı, Akdeniz kıyısında kendi halinde bir turizm merkezi olan Lazkiyeye savaş gemileriyle ateş açtı

\n

Türkiyeden arabayla Lübnana inerken çeşitli defalar geçmiş olduğum bir tatil beldesi Lazkiye

\n

Suriyenin bir nevi Marmarisi

\n

İnsanların tam bu mevsimde güneşlenmek için plajlarına koştuğu bu mütevazı tatil kenti, savaş gemilerince denizden kuşatma altına alınıyor. Alevi mezhebine mensup Esadların memleketiolarak nam salan kentin, Sünni mahallelerinden 20 ölü ve onlarca yaralı çıkıyor

\n

Bunlar, daha birkaç gün önce Ankaranın ele güne Esad mesajımızı aldı. Tanklarını geri çekti!diyerek övünmesi üstüne oluyor.

\n

Hükümetin gücü içeriye yetiyor

\n

Davutoğlu ve Başbakan Erdoğanın gücü, anlaşılan yalnız içerde acı gerçeğe parmak basan Kılıçdaroğlu ve muhalefete geçiyor.

\n

Alayıvalayla yapılan Şam çıkarması ardından, Suriye yönetimi kan banyosuna bıraktığı yerden devam etti.

\n

Davutoğlu-Esadgörüşmesinin fiyaskoyla sonuçlandığını vurgulayan dış basın organları buna ilk andan işaret ettiler ve Şamda görüşmeler sürerken dahi, Esadın katliama hiç ara vermediğini söylediler. Artık uluslararası basında bile espri konusu olan sıfır sorun politikasıile ün kazanan(!) Dışişleri Bakanımız ile Başbakan karşılıklı oturup samimi bir durum muhasebesi yapacaklarına, Kılıçdaroğluna yüklenmeyi fırsat bildiler.

\n

Suriyede çözümlemesi kolay görünmeyen büyük gölge oyununateksif olacaklarına, içerde dikkat dağıtmak/skor yapmak amacıyla ana muhalefet liderine zehir zemberek laf yetiştirmeyi vazife bildiler.

\n

Başbakan ile Davutoğlunu da içeren çevresinin, Ortadoğu siyasetinde yaptığı birinci hata her şeyden önce bu: Dış politika üzerinden iç politika, iç politika üzerinden dış politika yapmak

\n

İpucu balkon konuşmasında

\n

Daha gerilere dönmeyi bırakalım; Başbakanın son 12 Haziran seçimlerinden sonra yaptığı balkon konuşmasındasöylediklerine bakalım:

\n

Bağdat, Şam, Beyrut, Kahire, Saraybosna, Bakû, Lefkoşa ve diğer tüm kardeş ve dost ülkeleri buradan muhabbetle selamlıyorum!demişti bir Osmanlı hükümdarı edasıyla yaptığı o konuşmada Başbakan: Bugün İstanbul kadar Saraybosna kazanmıştır. İzmir kadar Beyrut kazanmıştır, Ankara kadar Şam kazanmıştır, Diyarbakır kadar Batı-Şeria, Kudüs, Gazze kazanmıştır.

\n

İzleyen tüm gözlemcilerin ağzının faraş gibi açılmasına yol açan bu sözlerin ardından patlak veren ilk Suriye krizinde RTE, ardından nitekim gene aynı söylem çerçevesinde; Suriye Osmanlı bakiyesidir. Orada yaşananlar bizim iç işimizdir!deyiverdi.

\n

İçinde yaşadığımız çağda hiç -misal! - Mısır içinEfendim orası Büyük Britanya Krallığının önemli bir bakiyesidir. Orada yaşananlar bizim iç işimizdir!diyen bir İngiliz başbakanı gördünüz mü?

\n

Ya da

\n

Mağrip ülkeleri için sözün gelişi; Hop, o topraklar bizden sorulur!diye böbürlenen bir Fransa cumhurbaşkanına rastladınız mı?

\n

Bu büyük bir skandal olur.

\n

Eski sömürge imparatorluklarının miraslarını devralan güçlü ülkelerin liderleri; jeopolitik, tarihin çekimi şu bu.. gibi nedenlerle bu tür değerlendirmelere hiç yabancı olmasalar da, bunları asla söze dökmezler

\n

Boşuna tepki alıp, durduk yerde kendilerine çelme takmak yerine, saman altından su yürütmeyi yeğlerler

\n

Diplomasi aslında büyük ölçüde böyle sessiz sakin, başarıyla saman altından su yürütmek sanatıdır.

\n

Diplomasiyle büyüklük taslamak” / “böbürlenmekkolayına yan yana gelmez.

\n

Zevahire fit olmak

\n

AKP Türkiyesinde bunun tam tersi yapılıyor.

\n

Dış politika, içerdeki tribünlere bizde aynı zamanda güçlü koz olarak oynandığı için, oralar bizden sorulur!havalarıyla Şama gidiliyor

\n

Şam derken bildiğini okumaya devam ettiğini ve edeceğini herkesin gözüne sokarak gösteriyor. Tankların ardından kruvazörler bile güzelim tatil kentleri üzerine salınıyor Dünya medyasında art arda, Türk Dışişleri Bakanının Esadla görüşmesi hüsranla sonuçlandıminvali haberler, yorumlar çıkıyor.

\n

Başbakan ve Dışişleri Bakanı Hay Allah! Keşke önden böyle büyük konuşmasaydık? Büyük söz söylemekle acaba fazla mı acele davrandık? Boş boğazlık mı ettik?diye -kendi kendilerine olsun!- hesaplaşma yapacaklarına iç politikayla dış politikayı gene iç içe geçirerek, Ankarada konuyu eleştiren ana muhalefete çatıyorlar.

\n

AKP liderliğini tanıyan dünya âlem oysa olayın farkında.

\n

Hindistanın eski Türkiye büyükelçisinin Asia Timesta bu bağlamda yazdığı satırlarla bitirelim yazıyı:

\n

Komşularla sıfır sorun doktrini yerle bir oldu dedikten sonra eski Hindistan elçisi M. K. Bhadrakumar sözü şöyle noktalıyor: Türk karakterindeki iki zıt özellik, bu süreçte birbirine üstün gelmek için mücadele edecek: Zorlayıcı ve iddialı davranıp hayranlık kazanmak ve zevahiri kurtarmak.

\n

Sizce bu özelliklerden hangisi üstün gelir?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emevi Camisi’nde namaz 15 Aralık 2024
‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları