Bu ülke nereye gidiyor?
Hepimizin içinden çıkamadığı bir sorun bu...
Bir yandan basının ilerici takımı bunu tekrar tekrar yazıyor! Nereye, nereye?
Bir kısmımız için öyle bir durum yok. İşler tıkırında. Herkes hayatından memnun...
Cumhuriyet Bayramı’ydı kutladığımız. Daha doğrusu kutlamak istediğimiz. Buna bayram denebilir mi? Önemli bir günün yıldönümünü yaşıyoruz. Ama bu görüşte olanlar bir avuç insan. Düşünen, duyan gerçek bir öğretimden geçmiş kişiler. Gerçekte bu insanlar kaç kişi, binlerce mi, on binlerce mi, yüz binlerce mi?
Bayram dediğimiz şey bir aldatmaca. Özellikle on bir yıldan bu yana gerçek bir cumhuriyet de değiliz. Öte yandan gerileme büyük bir hızla sürmekte. On bir yıl önce de vardı umutsuzluklar. Bir düşünün iktidara geçmiş partileri, içinde kaç Mustafa Kemal devrimcisi vardı. Şimdi de ara da bul, ancak tarih kitaplarında yaşanıyor. Bizler de göz göre göre bu sahteliğin kurbanı olarak bekliyoruz
Kendimizi aldatmamalıyız. Devrimci bir cumhuriyet yok. Her gün daha geriliğe koşan birtakım insanlar var. Yine eski kafaların içinde cirit attığı bir dönemdeyiz.
Ne yapmalı da yönetimin başındakilere gerçeği anlatmalı. Belki hangi uçurumun kenarında olduğumuzu bilmiyorlar, düşünmüyorlar. Kendileri var, yandaşları var, ülkeyi tam bir kapitalist doğrultuda satıyorlar. Emek var ama emekçi bundan habersizmiş gibi.
Ben çok yazdım bu durumu. Yaş gereği geçmişi gün gün yaşayan birisi olarak nereden nereye sürüklendiğimizi çok daha iyi görüyorum.
Bunları yazarken geçmişin kırk elli yıl öncesinde buluyorum kendimi. Bir film gibi geçmiş günler, yıllar... İstediğin kadar yaz, defterler, sütunlar doldur. Artık yeter, sen bin kez yazdın, artık sus, eski dönemleri savunanların ülkesinde olduğunu unut.
Bana çok zor geliyor. Kimbilir kaç kez yazdıklarımı bir daha yinelemek... Ama gerekiyor.
Cumhuriyet gitti, daha önce Halkevleri’ni, Köy Enstitüleri’ni tarihin sayfalarına gömerek. Bakmayın üç beş gerçek inançlı adam Cumhuriyet bayrağını ellerinde taşıyorlar. Arkalarında yüz binler var. Ama zaman geçiyor, değişen bir şey yok. Ben bıktım. Kaç kez bu bıkkınlığı yazdım. Ama yazık ki o insanlar seni beni görmeyip yollarında yürümekteler...
Niye bu yazı? Hiç değilse gerçek yurtseverlere benim de kendi yanlarında olduğumu göstermek için...
Nereye...
Yazarın Son Yazıları
Huzur
Yağmurda Bir Gün
Seçimlere Doğru
Öykü Gibi
‘Gizli Kalanlar’
‘Susacak mısın?’
Gerçekten Yana...
Sözler ve Gerçekler
Dön Dolap Dön!
Pazar Günleri...
Yaşamanın İçinden...
Fikret Otyam’a Sağlıklar...
Güz, Şiirlerle
Bir Başlarsam
Özgürlüğü Beklerken
Zamanla Yarışmak
Anılar Gerçek midir?
Güçlü Olmak Deyince
Emek Gücü Bir Araya
Masal Yapın Kendinize
İktidar Güçlü Olursa
Bir Mektubu Okurken
Sorunlara Çözüm...
Silivri’ye Giderken...
Neden Öldürüldüler?..
Yeniden Yazmak
Çambel’in Anısına
Kutlamalar Yararlıdır
Günler Geçer Gider
‘Bir Balbay Girer Bin Balbay Çıkar’
Günler Geçip Gider...
Şu Kamer Genç’i Tartışmak!
İsmet Paşa’yı Unutmamak
Bir Masal Gibi
Seçim Üzerine
‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’
‘Yine Akşam’
Edebiyat Üstüne
Yeni Yıla Doğru
O Ağaç Orada...