Amazonlar Hasankeyf'teydi

30 Mayıs 2013 Perşembe

Brezilya’nın Amazon Ormanları yerlileri, Dicle’nin özgür akması için ülkemizdeydi

\n

Geçenlerde İstanbul, tüm insanlığı tüm canlılarla birlikte yakından ilgilendiren uluslararası bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Suriye’den “İmralı”ya uzanan “manşet gündemi”nden ötürü medyada gerekli önemin gösterilmediği bu “yaşamsal” buluşmanın adı “Dünya Nehirler Konferansı”ydı. 18 Mayıs’ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen buluşma, “Doğa Derneği” ile “Uluslararası Democrasi Hareketi”nin işbirliğiyle düzenlendi...
Yakın gelecek şöyle dursun, daha bugünden yeryüzündeki savaş nedenleri arasında yer almaya başlayan “
su” üzerindeki sömürgeci politikaların sorgulandığı konferansın ilgi çeken katılımcıları arasında “Amazon Yerlileri” de vardı.
Brezilya’da yaşadıkları Amazon ormanlarındaki köylerinden kalkıp Türkiye’deki “
akarsuları koruma” direnişine destek vermeye gelen “Amazon Yerlileri”, konferans kapsamında “Ilısu Baraj alanı”nı da ziyaret ettiler. Hasankeyf ve çevresini sular altında bırakacak baraj projesine tepki gösteren eylemcilerle, Dicle Nehri’nin barajlara kurban edilmemesine dikkat çektiler. Hasankeyflilerle kol kola Batman’daki baraja ait şantiye yolunu kapattılar.. (Demokrat Haber-21 Mayıs 2013)
Amazonlar, “
tüm nehirler özgürce aksın” diyorlardı.
Aralarında Amazon yağmur ormanlarında baraj karşıtı mücadeleleriyle tanınan ünlü Kayapo kabilesinin şefi
Megaron Txucarramae’nin ve Hasankeyflilerin de olduğu 20 eylemci, üstünde İngilizce ve Türkçe “Nehirler birleştirir, barajlar böler” ve “Ilısu ve Belo Monte’yi durdur” yazan pankartlar açarak şunları söylediler: “Hasankeyflilere ve Dicle Vadisi’nde yurtlarından olacak 35 binin üstünde insana destek vermeye geldik. Ortadoğu’nun son özgür akan nehri Dicle’nin barajlara kurban edilmemesini istiyoruz...”

\n

‘Hasankeyf ve Barış’

\n

Konferansta vurgulanan gerçeklerden biri de onca insanı Dicle’nin sularından yoksun bırakmanın, barış politikalarıyla da çelişmesi.
Doğa Derneği Hasankeyf Kampanya Koordinatörü
Tuba Kılıç, “Ilısu Baraj projesi durdurulmadan ve Hasankeyf kurtarılmadan Türkiye’deki barış süreci tamamlanamaz” diyor ve ekliyordu: “Dicle ve Fırat sularının barajlarla tutulması Türkiye hükümetinin komşularıyla sıfır sorun politikasıyla da çelişmektedir. Ortadoğu’da giderek artan su krizi bölgede gerilimin daha da artmasına sebep olabilir...”
Amazon’daki Belo Monte Barajı’nın yapımına karşı yıllarca mücadele eden Kayapo kabilesinin lideri Megaron Txucarramae ise konuşmasında şunları vurguladı:
“Şingu Nehri’ni Belo Monte’den kurtarmak için sürdürdüğümüz mücadele, Dicle Nehri’ni Ilısu Barajı’ndan kurtarmak için sürdürülenden farklı değildir. Biz hükümetlere, insanları ve kültürleri var eden nehirlerimizi öldüremezsiniz demek için birleştik...”
Hasankeyfli
Ömer Güzel de bir Hasankeyfli olarak yerlerinden göç etmek istemediklerini, barajın bir an önce durdurulmasını ve hayatlarına devam etmek istediklerini belirtti.
Yabancı katılımcılar arasındaki
“Turkana Kardeşliği”nden gelen Kenyalı Joshua Angelei ise ülkesinde de aynı problem ile karşı karşıya olduklarını ifade ederek bakın neler söylüyordu.
“Bizim orada yapılan barajın da Ilısu gibi, çok büyük zararları olacak. Suyun gitmesi gereken halkları susuz bırakacak. En önemlisi bu barajın çevreye doğaya etki değerlendirilmesinin olmaması ve tıpkı Kenya’daki baraj gibi buradaki halka zararının aslında hesaplanmamış olması... Bu nedenle kendi ülkemdeki üç baraja karşı nasıl mücadele ediyorsam Ilısu Barajı’na karşı da mücadele etmeye geldim. Hep gelişme ve kalkınma için çalışıyoruz ancak kalkınma sosyal adaletle mümkündür...”
Bakalım bu önemli konferansı ağırlayan Türkiye’yi yönetenler, hiç değilse “ev sahipliği”nin değerini önemseyerek yerli katılımcılarla birlikte Amazonların da tarihsel uyarılarından gerekli dersleri çıkarabilecekler mi?

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları