Barack Obama, ramazan nedeniyle Beyaz Saray’da verdiği iftar yemeğine, 11 Eylül 2001’deki terörden kurtulan Müslümanları davet ederek ülkeye hizmetleri nedeniyle teşekkür etmiş.\n

Obama, Müslüman Amerikalıların da ikiz kule saldırılarına tepki gösterdiğini ve orduya katılarak ülkeyi savunduklarını belirtip demiş ki; “ABD’de ‘onlar ve biz’ değil, sadece ‘biz’ varız.”\n

11 Eylül’den sonra Müslümanları “terörist”, kendini de “mesih” ilan eden George Bush da meğer her ramazan iftar yemeği veriyormuş... (11 Ağustos 2011 - Ajanslar)\n

Dualar, nutuklar\n

ABD Başkanları, bu “siyasi iftar” gösterilerini kimlerden öğrendi dersiniz; elbette ki bizimkilerden...\n

Dikkat edin, Başbakan’ın “uyarı”sına rağmen bu ramazanda “gösteriş iftarları” çoğaldı. Yine bir haberde okudum; valinin gözü önünde il müftüsünün duasıyla başlayan “iftar töreni”(!)nde davet sahibinin nutkundan sonra yemeğe geçilebilmiş... çaktırmadan atıştıranların dışında herkes bayılmak üzere olmalıydı.\n

Oysa inancın gösterişe dönüşmemesi, hele siyasal gösteri halini almaması temel İslam kuralı değil midir? Bugün arasanız, en lüks lokantaların iftarlarda bayrama kadar “dolu” olduklarını öğrenirsiniz...\n

Geçenlerde bu tür bir davete katılan dostum dedi ki: “Sofradan artan yiyeceklerle çok daha fazla insan doyabilirdi.” Afrika açlıktan kırılırken, artan yemeklerin çöpe atıldığı iftarlarda “Müslümanlık adına yardım” çağrıları insanı çileden çıkartıyor.\n

Oysa “oruç”un, gün batımında tıksırıncaya kadar yemek için tutulmadığını biliyoruz. Kuran, “tok”ların taraftarlarına ziyafet düzenlemeleri için değil, “aç”ları düşünmeleri için orucu öngörmüyor mu?\n

Ne var ki yıllardır açları zaten umursamayanların görkemli iftar davetleri, siyasi destek toplamak ya da sözde “hayırsever”liklerini kanıtlamaktan başka bir amaç taşımıyor. Tıpkı dünyadaki açlığın baş sorumluları ABD başkanlarının Beyaz Saray’daki iftar gösterileri gibi...\n

En iyi reklam\n

Ya şu iftarlarını bir “gecekondu” mahallesindeki yoksul aileye konuk olarak açan siyasilere ne demeli?\n

Herkes biliyor ki o mütevazı sofradan, TV kameralarının eşliğinde alkışlarla kalktıktan sonra kim bilir hangi “zenginleşmiş yandaş”ının iftar yemeğine gidecek. Böylece hem karnını “makamına yakışır” şekilde doyuracak, hem de yemeği düzenleyen “iş”(!) adamının seçimlerdeki desteğine bir tür “teşekkür” etmiş olacak...\n

Aynı türden iş çevrelerinin belediyelerce organize edilen “toplu iftar yemekleri”ne katkılarına gelince...\n

“Birlikte iftar” etmek bir gelenek ama bunu yoksullara yardım “şölen”ine dönüştürmek ne kültürümüzde var ne de İslamda..\n

Üstelik iftar çadırının içi-dışı her yeri, yemek harcamalarının faturalarını “gider” gösterdikleri şirketlerinin, hatta bizzat kendilerinin isimlerini duyuran “reklam” panolarıyla donatılmış. Oysa İslamda yoksula yardım ilan edilmez, gizli tutulur.\n

Kaldı ki iftara doğru artan yemek kuyrukları ne kadar uzunsa, destekledikleri düzenin yarattığı yoksulluk da o kadar yaygın değil midir? İftar çadırları kuyruksuz, hatta “boş” kaldığı zaman, siyasiler de ülkeye ve halka karşı görevlerini yapmış olacaklar... Hele “dindar” iseler, inançlarının gereğini işte o zaman yerine getirdikleri de kanıtlanacak.\n

Bunu bekleyen, en azından umut bağlayan var mıdır?