'Taksim gerilimi'ne karşı

13 Haziran 2013 Perşembe

Taksim’deki Gezi Parkı’ndan Türkiye’ye yayılan direniş kuşaktan kuşağa kutsanmalı

\n

Uluslararası ‘Gezi’ festivali


\n

Bundan böyle her yıl, 31 Mayıs’ta başlayıp belki de haziran süresince Taksim’in -hep yeşil kalacak- Gezi Parkı’nda sürmesi önerilen “Gençlik Festivali” mutlaka yapılmalı.
Hele geçen salı yaşanılan
“masum Gezi direnişçileri ile amaçları farklı eylemcileri (sözde) birbirlerinden ayırma” operasyonuna tanık olduktan sonra, bu festival “mutlaka uluslararası” katılımla gerçekleşmeli…
Çünkü konuklar arasında
“direniş”i desteklemek için New York’tan Londra’ya farklı dünya kentlerinde sokaklara çıkanlar da bulunmalı.
Bulunmalı ki yaşadıkları ülkelerdeki demokrasi anlayışı ile kendi ülkelerindeki
“sözde demokrasi”nin farkını görsünler, anlatsınlar…
Festivalin amacı ise
“İstanbul’u kapitalist talandan kurtarmak üzere kendiliğinden harekete geçen gençliğin tarihsel buluşmasını kuşaktan kuşağa kutsama şenliği” olarak özetlenmeli.
Aynı kapitalist talanın, aslında
“emperyalist yağmacılık” anlamına geldiği vurgulanarak; diğer kentlerimizdeki benzer “talan projeleri” de festivalin gündeminde yer almalı.
Yağmacılığın güvencesi olarak güçlendirilen
“rant ekonomisi”nin ise doğası ve amacı gereği yarattığı tüm “demokrasi ve insanlık karşıtı” tutumlar eleştirilmekle yetinilmeden, “orantısız güç”ten acımasız biber gazına dek tüm vahşi ayrıntılarıyla sorgulanmalı...
Bu kutsal amacın farklı niyetler taşıdığına yönelik çirkin, düzmece ve samimiyetsiz siyasal söylemlere engel olmak için de festivale katılım koşulu şöyle belirlenmeli;
“Sadece Atatürk resimleri ve Türk bayrağı taşınacak; hiçbir siyasal gruba ya da partiye ait simge kullanılmayacak; festivalin içeriği dışına çıkılmayacak.”
Peki, bu festival nasıl ve kimler tarafından düzenlenmeli?
Tabii ki demokratik birliktelik içinde yine gençler tarafından...
“Gezi Direnişi”ni hiçbir siyasal yönlendirici olmadan gerçekleştiren kahraman gençlerin önümüzdeki günlerde yine kendi aralarından seçecekleri bir “festival komitesi” neden kolları sıvamasın?

\n

Festivalin Taksim’de yapılmasında “izin” sorunu yaşanmaması için de şimdiden, “gerilimi tırmandırmak yerine inadına yok edecek bir diyalog”, Gezi direnişinin barışçıl amacına ve gerçekten sivil kimliğine de uygun düşecektir.
Örneğin ilk günlerde, insanlık dışı
“orantısız güç” gösterisini “mesaj alınmıştır” diyerek eleştiren Cumhurbaşkanı’ndan festivale himayelerini istemek, beki de en anlamlı girişimlerden biri olacaktır...
Ancak geçen salı, önce,
“Gezi Parkı’na dokunulmayacak” denmesine rağmen, gece bu sözün tam tersini en acımasız güç gösterisiyle sergileyen bir valinin, festivale olası olumlu yaklaşımına karşı da “dikkatli olmak” unutulmamalıdır.
Bütün yaşananların ışığında, öne çıkacak
“festival sloganları”na gelince...
Öncelikle şu veya bu siyasi amacı çağrıştırmayan; Gezi örneğinden hareketle tüm kentlerdeki toplumsal alanların korunmasını öngören; yağmacı ekonomiler ve talancı politikaları eleştiren, çevreyi göstermelik değil, gerçekten gözetmenin koşulları ile doğa ve kültür düşmanı
“yağmacı” siyasetleri sorgulayan tüm özlü sözler, festivalin de söylemi olarak geliştirilmelidir.
Sözün kısası, 31 Mayıs’tan bu yana umut dolu günlerin başlamasına imza atan gençlerimizin, bu tarihsel birlikteliği aydınlık günlerin
“kesintisiz” ilham kaynağına dönüştürecek bir uluslararası Gezi Parkı festivalini de ülkeye kazandırabilmeleri için herkes üzerine düşen görevi bugünden üstlenmelidir.
Ülkemizi,
“halkın çıkarlarını koruyan gençlerine teşekkür etmek yerine saldırılan bir ülke” haline getirenlerin ise yüzlerini, ellerinin arasına alıp düşünecekleri günler yakın değil midir?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları