Tuncel Kurtiz ile Eskişehir'de

06 Haziran 2013 Perşembe

Tiyatro ve sinema sanatının ‘Anadolu âşığı’ duayeniyle kimlikli toplumu konuştuk

\n

Eskişehir’in çağdaş yüzü Tepebaşı Belediyesi’nce her ayın ilk cumartesi günü düzenlenen “Kent ve Kültür Söyleşileri”nin 1 Haziran’daki konuğu Tuncel Kurtiz”di.
Aynı saatlerdeki “
Taksim Gezisini Kurtarmaya Destek” yürüyüşünün geniş katılımına rağmen, Zübeyde Hanım Kültür Merkezi de doluydu. İzleyicileri “Çok güzel bir salonunuz var” diyerek selamlayan Kurtiz, söyleşiye bunun değerini anımsatarak başladı.
Osmanlı’dan Cumhuriyete taşınan, birçoğu da Cumhuriyetin kentlerimize armağanı olan balkonlu, localı, geniş sahneli tiyatro ve sinema salonlarının artık kalmadığından yakınan Kurtiz, ayağa kalkarak şiirlerle sonlandırdığı söyleşinin neden “
yetmediği”ni ise şöyle özetledi:
“Daha çok dertleşmek, umutlarımızı paylaşmak, geleceği daha kıvançla, hep birlikte kucaklamak için, konuştukça konuşasım geliyor...”
Ev sahibi Belediye Başkanı
Ahmet Ataç’ın açılış konuşmasındaki “Büyük ustamızla beraberiz” sözü için de “Ben usta değilim, hâlâ öğrenmeye çalışıyorum” derken; “Peki size ne diyelim?” sorumuzu ise şöyle yanıtladı: “Âşık deyin; sanatının âşığı, Anadolu’nun âşığı...”

\n

‘Bu topraklara yabancı’lar

\n

Bu sözlerin dakikalarca alkışlandığı sırada, kültür merkezinin karşısındaki “Köprübaşı”ndan yürümeye başlayan eylemcilerin alkışları da Porsuk kıyılarında eşzamanlı yankılandılar. Yürüyüşe katılan binlerce kişi, Gezi Parkı’nda “AVM, rezidans, süpermarket” peşinde koşanların “bu toprakların insanı olamayacakları”nı vurguluyorlardı.
Tuncel Kurtiz de aynı duygunun sanatın tüm dallarında öne çıktığı bir dönemi yaşadığımızı belirterek özetle diyordu ki:
“Bu söyleşiye ve yürüyüşe katılan herkes, bu toprakların insanıdır. Mimariden edebiyata, tiyatrodan resme, romandan sinemaya kadar tüm sanat dallarında Anadolu’nun zengin birikimlerinden yararlanmak yerine sömürgeci Batı’ya öykünmek, kimliksizliğin de temel nedenidir..”
Nitekim şu tarihe geçen büyük direnişin nedeni de özellikle “
AVM ısrarı”na karşı yükselen tepkinin toplumu hızla sarmalaması değil midir?

\n

‘AVM’lere boykot’

\n

Tepebaşı Belediyesi, kendi sınırları içerisinde AVM’lere artık dur diyebilen nadir yerel yönetimlerimizden biri: “Çünkü” diyor Ahmet Ataç, “Bunlar yerli esnafa ölümcül rakipler olmakla kalmıyorlar. Dev kütleleri, altyapıyı zorlamaları, büyük otopark alanı ihtiyaçlarıyla da kentsel planlama dengelerini altüst ediyorlar..”
Peki, bu gerçek Taksim için de geçerli olduğuna göre, bunca insanın üzerine amansız bir polis ordusunu saldırtacak düzeydeki
“AVM aşkı” acaba nedendir?
Çünkü AVM’ler, ülkeyi, kentleri ve toplumu “
kimliksiz”leştirerek sömürgeciliğin tutsağı kılma politikasının başlıca simgelerinden biri.
Nitekim Başbakanlık’a bağlı TOKİ’nin projelerinde de
“mahalle yerine site, sokak yerine bloklar, cıvıl cıvıl yaşayan meydancıklar yerine insansız boş alanlar” yeğleniyor. Anadolu uygarlıklarının, çarşı-pazar-arasta zenginliğinin bu kurguda gözden çıkartılarak yerine yeğlenen AVM’ler de adeta “lüks tüketim hangarları” olarak pazar tatillerinde bile toplumu kimliksizleştirmeye hizmet ediyorlar.
Peki, bütün bunlara rağmen Taksim Gezisi’nde
“polis gücüyle” kurulması istenilen AVM, böylesine bir toplumsal tepkinin ardından kimi yüz kızartıcı sözlere de tanıklık ederek, kente ve demokrasiye duyarlı insanlarla buluşabilir mi?
İşte bu sorunun da
“hayır” olacağını gören Boyner, Herry, Silk & Cashmere, Marks Spencer, DAMAT, Tween gibi kimi AVM’ci firmaların “Taksim projesinde yer almama” kararlarını alkışlamalıyız. Toplumsal değerlerin rant uğruna çiğnenmediği bir Türkiye’ye bu anlamlı katkılarından ötürü kutlamalıyız...
Sözün kısası, Tuncel Kurtiz’in Eskişehir söyleşisindeki “
yurtsever” vurgulamaları, en uygun tanımı “rantsever” olan AVM’leri de sorgulamamıza esin kaynağı oldu. Sıra şimdi bu şımarıkları “boykot kampanyası”nda... Haydi “bizden” insanların dükkânlarına; yani çarşı, pazar ve arastalara...
STK’lerimizin bu çağrıyı da kısa sürede eylem programlarına almalarını bekliyoruz.
(Bu akşam Ulusal Kanal’daki İmar Dosyası programında, Antalya’daki AVM’lere karşı başlatılan direnişi Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın’la konuşacağız...)

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları