Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Acının çocukları
NUSRET ERTÜRK
Bilir misiniz, acı çekmek insanın insanlaşmasına yardımcı olur? Damdan düşenin halini damdan düşen anlar. Acı, aklın güçlerini geliştiriyor.
Adını anmak bile istemediğim bir virüs, neredeyse dünyayı tutsak aldı. Herkesi etkiledi ama kimilerini daha çok. “Bu virüs, sağ-sol, varlıklı-yoksul ayrımı yapmıyor’’ sözüne yanıtı önce Nâzım Hikmet versin: “Eski bir Acem şairi/ ‘Ölüm âdildir’ diyor/Ölümün âdil olması için/Hayatın âdil olması lâzım’’ Virüsün eşit davrandığı kanısı, gördüklerimizle örtüşmüyor, doğru değildir. Neden mi? Çalışan kesimin büyük bölümü virüsten değil, başka nedenlerden rahatsız; işinden olanlar, evinde yiyeceği bitenler... Evinden çıkamayanlar. Onlar önce iş, aş arama peşindeler. Şurada, burada uzun aş ve iş kuyrukları görüyoruz. Acılı görüntülü sonunda gazetelerde, “COVID-19 öldürmüyor!” benzeri başlıklara dönüşüyor. Refik Durbaş’ın o ünlü şiiri aklımıza geliyor:
‘Ölüm hep bana mı düşer?’
“Elim sanata düşer usta/Dilim küfre, yüreğim acıya/Ölüm hep bana/Bana mı düşer usta?” Gelelim varlıklı kesimlere. Onlar, yukarıdaki görüntülerin biraz uzağında. Onlar, genellikle bağımsız, korumalı, korunaklı konutlarda oturuyor. Gidecekleri yere toplu taşımayla değil, özel otomobilleriyle gidiyorlar. Markete gitmelerine, kalabalıklara karışmalarına hiç gerek yok; liste yapıp, bilgisayarla bir yerlere iletmeleri yeterli. İstenilen yiyecekler kısa zamanda kapıya geliyor. İnanır mısınız, bağımsız konutların daha da değerleneceği, iyi para edeceği haberleri yapılıyor! Sanki başka sorunumuz yokmuş. Bu haberlere, ah keşke herkes sevinebilseydi! Yoksa halkın çoğunluğuyla alay etme anlamı taşıyor. Üsttekiler, salgına karşı daha güvenlikli ortamlarda çalışır görünüyor. Televizyonlara yansıyor; oturdukları yerden görüntülü olarak uzaktakilerle konuşuyorlar. “Bak biz böyle konuşuyoruz, çalışıyoruz!” diye bir de halka gösteriliyor... Halkın öteki büyük bölümü ne yapsın? Çoğunluk, böyle bir olanağı düşlerinde bile göremez. En büyük acı, haksız uygulamalarla insanın insana çektirdiği acıdır. Büyük kentlerin belediyeleri oturmadılar, iletişim ağları kurdular, yurttaşlarına yardıma yöneldiler. Biz birbirimizi biliriz, biz birbirimize daha yakınız düşüncesiyle. İktidardakiler, “Olmaaz!” dediler. Yardımlar bizde toplanacak, oradan illere, ilçelere... Tek büyük, kendilerinin bilinmesini istiyorlar! Ölme eşeğim ölme! Uzaktaki insanların acılarını anlamıyorsanız, kendi acınız insan acısı değildir. Bilir misiniz, acı çekmek insanın insanlaşmasına yardımcı olur? Damdan düşenin halini damdan düşen anlar. Acı, aklın güçlerini geliştiriyor.
Sorunlarınızın çözüm kapısı
Acının çocukları hep aynı kişiler, hep aynı toplum katmanları. Genellikle bu kesim örgütsüzdür; sözleşmeliler, asgari ücretliler, mevsimlik işçiler, gündelikçiler, işsizler... Başkalarının dertleri için dökülen gözyaşı çabuk kuruyor. Oysa, acıma erdemin kapısıdır. Acıma sözde, ayrıcalıklı olanların tekelinde gösteriliyor. Biz de inandık. Acının çocukları, siz önce “Acı hep bana mı düştü usta” sorusunu bir sorabilseniz, sorunlarınızın çözüm kapısı o an aralanır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
- Sancaktepe Belediyesi'nin lüks makam katı pes dedirtti!
- Başarır'dan tutuklanan Kepez Belediye Başkanına ziyaret
- Bahçeli önce 'yeni anayasa' için çağrı yaptı
- KULLANMAYA MECBUR BIRAKILDIK
En Çok Okunan Haberler
- Depremden bir saat önce '6-7.2 arası' diyerek uyarmıştı
- 'Yüzbinlerce kişi tespit ettik'
- Erdoğan ‘Kent Lokantası’na inanmadı
- Cinsel açıdan en uyumlu 4 burç
- Saldırı sonrası İran'dan ilk açıklama
- AFAD: 231 ihbar geldi
- AKP'de 'Rolex' kazası: Paylaştı, sildi
- ‘Artık şatafata son!’
- 'Bu akşam geç geleceğim eve'
- Karaköy sahiline havuz!