Türkiye, 20 yıldır, bir müzik aletinin önce nasıl yapısına aykırı olarak akort edilmek istendiğini, sonra tellerinin nasıl gevşetildiğini, enstrümanı çalan sanatçının nasıl yasadışı yapılara playback yaptırdığını, yetenekli sanatçılara nasıl hakaret ettiğini, nihayetinde telleri nasıl gerdiğini gözlemliyor. Geldiğimiz noktada kontrol kaybedildi. Teller koptu. Sinirleri bozuk şef, enstrümanını, dinleyenlerin başında kırma safhasına geldi. Bir orkestra yönetmesi olanaksız olan bu zatın mırıldanacak hali dahi kalmadı.

Herkesi mutsuz ve endişeli hale getiren bu yöntem altında gidilecek yol kalmadı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme çağrısı” bu çaresizlik içinde ilaç gibi geldi. Tartışıldı, hesaplaşmanın karşıtı olarak görüldü.

‘UMUMİ SİYASET İÇİN KÂFİ’

İlk önce Anadolu irfanı anladı meseleyi. Yozgat’ta tanıştığım ve oyu CHP’ye nasip olmamış, herkes gibi bize artık sıcak bakmaya başlayan, yaşça benden büyük bir dostum şöyle dedi: “El sana daşınan varsa da, sen ona aşınan var derler. Kılıçdaroğlu onu demek istedi". Bu sözleriyle, kitaplar dolusu anlatımı tek cümlede özetledi. 

Bu sözler, kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hümanizm tohumlarının yansımasıdır aynı zamanda. Atatürk'ün şu sözleri sulamıştır o tohumları: “İnsanları mutlu edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insani olmayan ve son derece üzücü olan bir sistemdir. İnsanları mutlu edecek tek vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onları birbirine sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan hareket ve enerjidir.” Bu sözler yine Atatürk'ün kendi sözleriyle, “Cumhuriyet Halk Fırkası’nın müstekar umumi siyasetini ifade etmek için kâfidir.”

1931’de söylenen bu sözler, 2021’de “helalleşme çağrısı” olarak vücut buldu. Bu bir gereklilik değil, bugünün şartlarında zorunluluktu. 2022, büyük olasılıkla seçim yılı olacak. Seçim 2023’te olsa bile, 2022 bu yüksek tansiyonla yaşanacak. Helalleşme çağrısı, yüksek tansiyondan bünyemizin zarar görmemesi için bir ilaç, seçimden sonra da sağlıklı bir yaşam sürebilmemiz için formül olarak tarihe yazılacak.

GELECEĞİN ÇAĞRISI

Birliğimiz, dirliğimiz, ortak bir gelecek hayalimiz, ancak helalleşmiş bir zeminde karşılık bulabilir. Birbirimizle değil, dünyanın zor şartlarıyla ortak mücadele ruhu bizi geleceğe taşır. O yüzden helalleşme çağrısının geçmişle ilgili bir mesele değil, yeni bir geleceğin, ortak bir iradenin, “milletin azim ve kararlılığının”, kendi kaderine yön verme çağrısı olduğunun anlaşılması, 2022’ye damga vuracaktır. 

UMUT AKDOĞAN

CHP PM ÜYESİ