Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Koruyamadığımız çevre ve uygulanamayan ÇED süreci - Mustafa AYDIN
Çevre canlı varlıkların yaşam boyu ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları ortam olup insanların faaliyetlerine bağlı olarak hızla kirlenmektedir. Bu olumsuz değişim çevrenin korunmasını öne çıkarmaktadır. Bu konuda anayasa, yasalar, kalkınma planları, uluslararası sözleşmeler vb. metinler koruyucu hükümleri düzenlemektedir.
Anayasanın 56. maddesinde çevre hakkını ortaya konmuş ve çevreyi koruma hem devlet, hem vatandaş için ödev olduğu belirtilmiştir.
2872 sayılı çevre kanunun birinci, ikinci ve üçüncü maddelerinde, kanun çevrenin korunmasını esas almış ve gelecek kuşakların ihtiyaçları korunmuş ve çevrenin korunması için herkesin görevli olduğu belirtilmiştir.
ÇED süreci önemlidir. “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği” bu konuda önemli bir düzenlemedir. İlk yönetmelik 1993’te yürürlüğe girmiş ve sonrasında defalarca değiştirilmiştir. Bu durumu olağan karşılamak pek mümkün görünmüyor.
Ülkemizde yapılacak bu yönetmelik kapsamındaki tüm yatırımlarda yönetmelik hükümlerine göre süreç işlemektedir.
ÇED dosyaları yapılacak faaliyetleri, bu faaliyetlerin çevreye etkilerini, varsa verebileceği zararları, bu zararların nasıl önleneceği/giderileceğini, ilgili kişi veya kuruluşun bu çerçevede yapması gereken iş ve işlemlerini bir taahhüde bağlar ve ilgili kamu idareleri de bunu takip eder.
Yasal düzenlemelere rağmen uygulama süreçlerinin bu hükümlere uygun yürüdüğünü söylemek kolay değil. Bugün ülkemizde çok sayıda işletmenin ÇED sürecindeki izinlerini almadan faaliyetini yürüttüğü bilinmektedir. Bunun sonucu olarak çevremiz hızla kirlenmekte, biyolojik çeşitlilik azalmakta, bu olumsuz gelişmeler yaşamı zorlaştırmakta ve çözümsüzlük gitgide artmaktadır.
Bu konuda anayasal ve yasal sorumluluklarını yerine getirmek isteyenler, yaşadığı çevreyi korumaya çalışanlar “marjinal gruplar” şeklinde yaftalanmaktadırlar. Kaz Dağları ve Akbelen mücadele alanları bunların birkaçıdır.
Kamu yetkilileri siyasi etkilerin altında yasal sorumluluklarını yerine getirmemekte/getirememekte yaşam alanlarımızın bozulmasına göz yumulmaktadır. Kamuoyuna yansıdığı şekliyle belli şirket veya grupların korunduğu-kollandığı da işin ayrı bir boyutudur.
Vatandaşlarımızın yaşam alanlarını korumak için yapacağı ve yapmakta oldukları her türlü hareket ve eylemleri oldukça kıymetlidir ve toplumun her kesimince de destek görmelidir.
MUSTAFA AYDIN
EMEKLİ VALİ YARDIMCISI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu