Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kurular ve yaşlar
Darbe kalkışmasını planlayan ve yönetenlerin katıksız FETÖ’cü olduğunu defalarca dile getirdik
Kurunun yanında yaşları yakmak; adaleti sağlamanın huzuru yerine kuşku, kaygı, nefret, korku ve isyan duygularını besler. Kazananı da olmaz! Zor bir coğrafya ve sancılı bir toplumda, yargıçlarını ve askerlerini korkutmanın faturası da idarelere çıkar ama bedelini ülke öder...
FETÖ’nün devletten arındırılmasının zorlu bir süreç olacağı belliydi. O meşum 15 Temmuz gecesinin sabahında, işin kabasının bittiğini ama esas önemli kısmının yeni başladığını çeşitli platformlarda dillendirmiştik. Bu, bir çeşit sezgisel kavrayıştı. Darbe kalkışmasını planlayan ve yönetenlerin katıksız FETÖ’cü olduğunu defalarca dile getirdik. Hatta geçmişi itibariyle FETÖ ile sıkı bağlara sahip olanlar, darbeye Atatürkçü subayların da katıldığı savını ileri sürmüşlerdi. Tabii her zaman olduğu gibi çöp oldular. Ama gönüllerinden geçen oluyor: Haksız yere içeride birçok vatansever yatıyor.
Mesleğin beklentisi
Asker emir alır ve emir verir, aldığı emri uygular. Mesleğin onlardan beklentisi de meşruiyet çerçevesinde aldığı emri canı pahasına yerine getirmektir. Gerektiğinde ölmeden öldürmektir. İşin doğası, içinde ölmeyi de barındırır. Ettiği yeminde de “seve seve ölümü göze almak” vardır.
O gecenin karanlığı ve belirsizliği içinde, hatta sokakta ve bir kısım askerle muhatap olduğum zaman diliminde, yoğun olarak, kışlalardaki ortamı tahayyül etmeye çalıştım. Yukarıda izaha çalıştığım askerlik kavramını benimsemiş olanların karşı karşıya kaldıkları karmaşayı... Çünkü bu karmaşa suçsuz birçok insanın başını yakacaktı. Nitekim birçok hatalı yargı kararına tanıklık ediyoruz.
Çok doğru kararlar veren ya da yanlış karar verdiğinde bundan dönen saygın yargıçları bir kenara bırakıyorum. Onlara saygımız sonsuz... Ama meseleye toptancı yaklaşanların varlığı da kesin. Hatta FETÖ sonrası çeşitli tarikat yapılanmalarının egemenlik mücadelesi içinde olduğu da... Esas sorun ise yargının bağımsızlığını kaybetmiş olmasında...
FETÖ’yü ilk teşhis eden
Mustafa Önsel, bu konuda bir seri yazı yazdı ( Odatv , 20 Ekim 2018, 2, 6, 13, 20, 25 Ocak 2019). Yazdıkları somut verilere dayalıydı. Haksız ve hukuksuz kararlara tepki gösteriyordu. Tespitlerinin altına tereddütsüz imzamı atarım. Çünkü kendisi vicdan sahibidir. Çünkü haksızlıklara karşı boyun eğmeyen bir karaktere sahiptir. FETÖ’yü aramızda ilk teşhis edenlerden biridir. Araştırmadan, emin olmadan kalem oynatmaz. Kendisine yapılan zulmün başkasına yapılmasına asla rıza göstermez. Ötesine geçer ve karşı koyar. Yani günümüz Türkiye’sinde az bulunan adamlardan biridir. Bu özellikleri onu kavgacı yapmıştır. Seveni kadar sevmeyeni de vardır. Hayat bu... Peygamberler bile herkesi kendilerine taraftar yapmayı beceremediklerine göre işin bu yanını olağan görmek gerekir. Yazılarını okumanızı öneririm.
Yurdun çeşitli yerlerinde yaşanan haksızlıklardan biri de Kara Harp Okulu (KHO)’nda. Okuyunca biraz eskiye gittim. Yaşadıklarımla bire bir örtüşüyordu.
Önsel’in anlatımına göre (20 Ocak 2019), Üsteğmen Adnan Mumcu, 2006 yılında askeri liseyi derece ile bitirmiş; KHO’nun 2009 yılına kadar disiplinli bir öğrenci olmuştur. Derslerindeki başarıya rağmen amirlerinin baskılarına maruz kalır. O dönemde bunu yapanlar, 15 Temmuz’a fiilen katılan takım, bölük ve tabur komutanlarıdır. Bölük komutanı Mete Semercioğlu’nun Cumhurbaşkanlığı kara yaveri olduğunu hatırlayalım.
Bütün bunlara rağmen 2010 yılında mezun olur.
FETÖ’cü yapılanmaya karşı, 2015’te KHO’ya atanır. O gece evindedir. Mesaiye çağrılır, 23.30’da KHO’dadır ve 00.30’da bir grup kursiyer ile birlikte 2 Numaralı Nizamiye’ye görevlendirilir.
Yaşadıkları bundan ibarettir. Sonra gözaltında kalır, ardından serbest bırakılır. Hakkâri’ye tayin edilir. Sonra tutuklanır.
Mumcu’nun başına gelenler
Adnan Mumcu’nun KHO’da başına gelenlerden 2010’da haberdar olmuştum. Kara Harp Akademisi Komutanı iken o dönem Harp Akademileri Kurmay Başkanı olan Tümgeneral Necdet Sezginer, Adnan’ın durumunu bana açmıştı. İkimiz de aileyi tanıyorduk. Kendisi, KHO’da ilgili bölük ve tabur komutanlarıyla görüşmüştü. Ben de KHO komutanını aradım. Mezuniyetinde bu temasların etkisi olmuştu.
General Sezginer ile birlikte bu yaşanmışlığı avukatı vasıtasıyla mahkemesine ilettik. Kabul görmedi. Yargılama devam ediyor.
Darbeciler başarılı olsalardı Adnan Mumcu Atatürkçü olarak cezaevinde olacaktı. Şimdi de cezaevinde... Fark?
Bildiğimiz ve bilemediğimiz birçok benzer dava sürüyor. Vicdanımız da kanamaya devam ediyor. Bildiklerimizden biri de, Harp Akademileri Komutanlığı (HAK)’de yaşandı. Darbecilere karşı elinden ne geliyorsa yapan dönemin HAK Kurmay Başkanı Nevzat Taşdeler de kahırla Silivri’de yatanlardan. O gece HAK’de yaşananları kabaca biliyordum. İki defa da duruşmalarında bulundum, 17 tanığın ifadesi Taşdeler’in lehineydi. Ama o gece orada bulunmayan ve soruşturma safhasında geçmişe yönelik kişisel hesap peşinde koşan birinin ifadesi 17 görgü tanığına baskın çıktı. Bu davalarda muteber tanıklar her şeye bedel!
İstinaf mahkemesinden hukuk bekliyor
Taşdeler FETÖ’cülükle suçlanamadı. Katılmadığı darbeden ağırlaştırılmış müebbet ve dönemin HAK’nin, kendi emir subayının davetiyle o gece Hadımköy’e gitmesinden sorumlu tutularak ilave 18 yılla cezalandırıldı. Önsel’in tabiriyle o da kanlı çuvala atıldı. İstinaf mahkemesinden hukuk bekliyor. Biz de bekliyoruz...
Bazen kuşkuya kapılıyor; acaba bütün bu adaletsizlikler bilerek mi yapılıyor, gerçek suçluların da affı için kamu vicdanının yaralı kalması mı isteniyor diye sormaktan geri duramıyorum. Acaba?
Kurunun yanında yaşları yakmak; adaleti sağlamanın huzuru yerine kuşku, kaygı, nefret, korku ve isyan duygularını besler. Kazananı da olmaz!
Zor bir coğrafya ve sancılı bir toplumda, yargıçlarını ve askerlerini korkutmanın faturası da idarelere çıkar ama bedelini ülke öder...
Ahmet Yavuz
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu