Mega kanal projelerine bakınca Kanal İstanbul
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Mega kanal projelerine bakınca Kanal İstanbul

23.01.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Dr. Ayşen Eren

Kanal İstanbul çevresel bir altyapı olacak. Çevresel altyapı, doğanın ve doğal kaynakların ekonomik kazanç için, şirketlere ve şahıslara hizmet vermek amacıyla, bir altyapı haline dönüştürülmesi ve kullanılması. Kanal İstanbul, tekno-politik ve sosyo-ekolojik alan ile çevre politikalarının kesişip birbirinden ayrılmaz biçimde iç içe geçtiği politik bir proje. Çünkü bu proje ile karasal, denizel ve sulak alanları, gölleri ve akarsuları olan geniş bir arazinin kullanımı mühendislik ve teknoloji kullanılarak yeniden düzenlenecek ve arazi artık bu kalıcı, düzenlenmiş haliyle kullanılacak.

Kanal İstanbul projesini, diğer mega kanal projelerini, özellikle Panama Kanalı’nı uzun yıllar inceleyen, çevresel altyapıları, küresel altyapı yatırımlarını ve küresel gemi taşımacılığı endüstrisini araştıran Ashley Carse gibi bilim insanlarının çalışmalarında ortaya koyduğu bulgular ve sonuçları kullanarak değerlendirelim. Değerlendirmeyi politik ekolojik açıdan bakıp kim kazanıyor, kim olumsuz etkileniyor diye sorarak yapalım.

Panama örneği

Kanal İstanbul projesini analiz ederken öncelikle küresel ticaret ile küresel gemi taşımacılığı endüstrisini İstanbul şehri ile birlikte düşünmek gerekiyor. Küresel ticaret hacminin yüzde 90’ı gemi ile taşınmakta. 1970’ten 2013’e bu hacim yaklaşık 4 kat arttı. Küresel ticaret ucuz ve verimli taşımacılığa bağlı. Bu nedenle taşımanın önündeki kısıt ve engelleri ortadan kaldırmaya çalışır. Gereksinim duyduğu kanal, yol, liman, iskele, rıhtım, depo, lojistik merkezi, havaalanı, demiryolu ve iletişim tesislerinin inşası, kurulumu, bakımı, genişletilmesi için çok geniş arazi, büyük miktarda su ve diğer başka doğal kaynakları talep eder. 

21. yüzyıl başında küresel taşıma altyapı projelerinde bir patlama oldu. Buna kanal mega projeleri de dahil. 2015 yılında Süveyş Kanalı’nı genişleten ikinci kanal açıldı. 2016 yılında Panama Kanalı genişletme projesi tamamlandı. Yoksul Nikaragua devleti ile Hong-Konglu bir firma arasında Panama Kanalı’na alternatif, yeni bir kanal planlandı. Bu okyanus arası kanallar gibi Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan İstanbul Boğazı da bir mecburi geçiş yolu, gemi taşımacılığının sıkıştığı bir nokta. 

Küresel ticaret gelişirken, küresel gemi taşımacılığı endüstrisi büyürken ekonomisi kötüleşen ülkemizde bu proje devlet için bir can simidi mi olacak? Çünkü Kanal İstanbul küresel oyunu değiştirecek bir hamle. Kanal İstanbul ile açılacak suyolunu, yeni limanları ve lojistik merkezini kim, hangi koşul ve şartlarda işletecek? Yeni limanlar ve lojistik merkezi İstanbul içi ve çevresindeki limanları nasıl etkileyecek?

Modern gemi taşımacılığı için suyolundaki derinliğin sabit olması ve kalması bir önkoşul. Çünkü gemilerin hareket ettiği su kanalındaki tek değişken, derinlik. Akıntılar ile kanala taşınan sediment dediğimiz kaya, toprak, yosun gibi katı maddeler zamanla dibe çöküyor, bir katman oluşturuyor. Küresel ticaret bu dip katmanın kazınma, çıkarılma ve bertaraf faaliyetlerine bağlı. Bu nedenle mega kanalları yapanlar ve işletenler, kanal sisteminin bir parçası olan kanallarda, nehirlerde, limanlarda, suyollarında biriken dip tortusunu tarama ve bertaraf işini sadece kanallar, limanlar inşa edilirken yapmıyorlar, sürekli bu işle meşguller. 

Yıkıcı yanlar

Mega kanal projeleri genellikle pek çok yönden kârlı olarak sunulmakla birlikte dip tarama ve çıkan malzemenin taşınıp bertaraf edilmesi hem ekonomik açıdan çok pahalı ve yoğun yatırım gerektiriyor hem de sosyo-ekolojik olarak yıkıcı. Bu nedenle sıklıkla toplumsal muhalefetle ve direnişle karşılaşıyorlar. Bir örnek verelim. ABD’de Savannah Nehri üzerine kurulan küresel gemi taşımacılığı için önem taşıyan Savannah Limanı için yapılacak dip tarama projesinin nehrin çok içlerine kadar tuzlu suyun girmesine neden olacağı, sudaki oksijenin azalacağı ve buna bağlı olarak suya bağlı yaşamı tahrip edeceği bekleniyor. 

Sudaki oksijenin azalmasının yaratacağı sorunları azaltmak için 100 milyon ABD Doları bütçeli bir proje başlatıldı. Bunlar, küresel gemi taşımacılığını kolaylaştırmak için kurulan çevresel altyapının, işletim ve bakımıyla ilgili yapılması gereken “olağan”, “rutin” ve “pahalı” işler.

Kanal İstanbul bir izlek bağımlılığı yaratacak, İstanbul halkını bu çevresel altyapıya kilitleyecek. Bugün kanal açılsın mı açılmasın mı tartışırken bir süre sonra Süveyş Kanalı’nda olduğu gibi ikinci kanal açılsın mı açılmasın mı konuşulacak. Ya da Panama Kanalı’nda olduğu gibi var olan kanal genişletilsin mi genişletilmesin mi tartışılacak. Kanal İstanbul’u bu iki kanaldan ayıran en büyük ve önemli fark, Süveyş Kanalı’nın çöl ortasında, Panama Kanalı’nın doğal ve kırsal alanda açılmasına rağmen, Kanal İstanbul’un resmi olarak 16 milyon, gayri resmi olarak 25 milyon insanın yaşadığı İstanbul şehrinde açılacak olması. Kanal İstanbul, yapıldığı takdirde, İstanbul’a ait verilecek her kararı etkileyecek, şekillendirecek.

Teori ile pratik farkı

Bu mega kanal projeleri çok “iyi niyetli” kalkınma projeleridir, sosyal ve ekolojik dünyalar tasarlarlar, modeller kurarlar ve bu modellerde sayısız çevresel, sosyal, ekonomik varsayımlar yaparlar. Fakat gerçek uygulama her zaman farklı olmuştur. Çünkü örnekler, mega kanal projelerini savunanların bilinçli olarak olası proje faydalarını abarttıklarını, yaratacağı riskleri önemsiz gösterdiklerini ve kanallar işletmeye açıldıktan sonra inşa, işletim ve bakım maliyetlerinin halka sağlayacağı faydayı hızlıca aştığını gösteriyor. Kanal açma ve genişletme işinden geriye kalan miras ise, aşırı büyük inşa edilen, hesaplanandan daha az kullanılan altyapılar ve yok edilen yaşam alanları ile eko-sistemler kümesinden ibaret. 


Yazarın Son Yazıları

Zamanın kuyusunda yankılanan ses - Abdullah Dörtlemez

Tarih, yalnızca geçmişin kaydı değildir; insanın kendini anlamaya çalıştığı derin bir aynadır. Her çağ, geçmişe farklı bir gözle bakar; bu bakış, çoğu zaman bir yankı gibidir.

Devamını Oku
08.11.2025
Adaletsizliği görmek* - Başar Yaltı

Adalete giden yol, adaletsizliğin görülmesiyle başlar.

Devamını Oku
07.11.2025
Emekliler ölsün mü? - Çetin Düzce

“Emekliler çok yaşadığı için kuruma yük oluyor ” yanlış okumadınız, bunu söyleyen Sosyal Güvenlik Kurumu-SGK Başkanı Raci Kaya.

Devamını Oku
06.11.2025
Çocuk işçiliğinin post-Fordist görünümleri - Özgür Hüseyin Akış

Çocuk işçiliği tartışmalarında belleğimizde canlanan imge, sanayi çağının fabrikalarında ya da tarım alanlarında çalışan çocuklardır.

Devamını Oku
06.11.2025
Emekçi babası Karaoğlan... - Şükrü Karaman

Emekçi babası, Türk siyasetinin “Karaoğlan”ı Bülent Ecevit 19 yıl önce, 5 Kasım 2006’da yaşamını yitirdi.

Devamını Oku
05.11.2025
İstanbul’un su stratejisi - Bekir S. Kocazeybek

İstanbul kenti, 2025 yılı itibarıyla 16 milyon nüfusu ile 5 bin 313 kilometrekare (yüzde 60’ından fazlası Avrupa tarafında) yüzölçümü büyüklüğüne sahip bir şehirdir.

Devamını Oku
05.11.2025
Hukuka uymayan savcı ve yargıçlar... - Erol Ertuğrul

Hukuk fakültesi öğrencilik yıllarımda ceza yargılama hukuk sınavında Prof. Dr. Eralp Özgen, “Tutuklamanın zorunlu olduğu durumları yazınız” diye bir soru sormuştu.

Devamını Oku
05.11.2025
Ulusun onurunun güvencesi - Azmi Kişnişci

Yaşı küçük ama kökleri derin Cumhuriyetimiz, Türk ulusunu insanlık ailesinin onurlu bir üyesi yapmayı amaçlar.

Devamını Oku
04.11.2025
Anayasayı ihlal suçu - Prof. Dr. Doğan Soyaslan

Toplumu özgür insanın ileri götüreceğini kabul eden siyasi rejim ve anayasalar, özgürlükleri korumak için devleti birbirini denetleyen üç temel güce bölmüşlerdir.

Devamını Oku
04.11.2025
Çok kutuplu küresel düzensizlik - Nejat Eslen

Donald Trump farklı bir ABD başkanı.

Devamını Oku
03.11.2025
Cumhuriyete kavramsal yaklaşım - Prof. Dr. Hakan Reyhan

Cumhuriyetin kavramsal içeriğinde birbirini tamamlayan unsurlar vardır.

Devamını Oku
03.11.2025
Bitkisel üretimde gerileme - Ülkü Sarıtaş

24 Ekim 2025 tarihli haberlerde yer alan bilgilere göre; Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından derlenen veriler doğrultusunda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2025 yılı bitkisel üretim ikinci tahminini yayımladı.

Devamını Oku
01.11.2025
Demokrasi kültürü deyince... - Gülşen Karakadıoğlu

Günümüz insanları pek bilmezler; ülkemizde 1980’lerde düzen karşıtı gösteriler düzenleniyor; gençler, yetişkinler özgürlük ve demokratik bir yaşam için demokratik biçimde örgütleniyor, gösteriler düzenliyordu.

Devamını Oku
01.11.2025
Adaletin sınandığı yer - Hüseyin Özkahraman

Türkiye bir kez daha tarihin o kritik eşiğinde duruyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Yeni casusluk kumpası - Doğan Erkan

Yeni bir düşman ceza hukuku ve Ergenekon operasyonu taklidi “casusluk” kumpası Merdan Yanardağ ve Tele1 üzerinden Ekrem İmamoğlu’nu kapsayacak şekilde kuruluyor.

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyet yıkılamaz - Mahmut Aslan

Cumhuriyet, Türkiye için yalnızca bir yönetim biçiminin adı değil, milletin iradesinin ta kendisi, eşit yurttaşlığın somutlaşmış hali ve özgür bir yaşamın sarsılmaz umududur.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyetin temeli o kadar güçlü ki hiçbir baskı sarsamaz!

“Tarihimizde olduğu gibi demokrasi dışı yollara tenezzül ederek iktidarda kalmak isteyen hiçbir güç başarılı olamamıştır, bundan sonra da olamaz. Ülkemizi bu karanlıktan çıkaracak yegâne güç, milletimizin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizin kuruluşundaki mutabakat ruhudur.”

Devamını Oku
29.10.2025
Ben Cumhuriyet çocuğuyum - Ayşe Yüksel

Cumhuriyetimizin 35’inci yılında, Cumhuriyet ebesi sayesinde dünyaya gözlerimi açmışım.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet ve demokrasi... - Nazan Moroğlu

Mustafa Kemal’in önderliğinde emperyalist güçlere karşı verilen tam bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlanmasının ardından, 102 yıl önce 29 Ekim’de kurulan Cumhuriyetimizin temeli ulusal egemenliğe dayandırılmış ve yapılan devrimlerle ümmetten ulusa, kuldan yurttaşa kararlı bir dönüşüm sağlanmıştır.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet kimin öyküsüdür? - Abdullah Yüksel

Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ancak neden kurulduğu belki daha önemli bir soru.

Devamını Oku
28.10.2025
Devrim geriye işle(tile)mez! - Doç. Dr. İhsan Tayhani

Büyük Atatürk, başyapıtı Cumhuriyete yüklediği anlamı, derinlikli bir biçimde yukarıdaki özlü sözünde dile getirir.

Devamını Oku
28.10.2025
Anadolu ihtilâli fikri - Yüksel Işık

Tarihi günün bir gün öncesidir; Çankaya’dadırlar. Sofra kurulur; herkes toplanır etrafına… Henüz başlanmıştır ki Mustafa Kemal söze girer; “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”.

Devamını Oku
28.10.2025
'Cumhuriyet sadece bir gazete değildir...'

“Cumhuriyet imecesi” kampanyasını kısıtlı imkânlarıma rağmen ilgiyle takip ediyorum.

Devamını Oku
27.10.2025
KKTC, bağımsız bir devlettir - Hikmet Sami Türk

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 19 Ekim 2025 günü seçmenlerin yüzde 64.82 oranında katılımıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni bir döneme girdi.

Devamını Oku
25.10.2025
Zeytin saldırı altında - Çağatay Güler

Ülkemiz uzmanlarının değişmez bir kaderidir aynı doğruyu defalarca yazmak zorunda kalmak.

Devamını Oku
25.10.2025
Dış ticaret perspektifinden ‘Türkiye, Rusya, Çin’ - Ahmet Yılmaz

Bugünlerde dış politikada Çin ve Rusya ile ilişkiler yeniden gündemde.

Devamını Oku
24.10.2025
Demokrasimize bulaşan enfeksiyonlar - Ülgen Zeki Ok

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 102. yıldönümü yaklaşırken demokrasimizin geldiği nokta, rahmetli Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcımız Sabih Kanadoğlu’nun 10 yıl önce bir tıbbi enfeksiyon hastalıkları kongresinde yaptığı “demokrasiye musallat olan enfeksiyonlar” konulu konuşmayı aklıma getirdi.

Devamını Oku
24.10.2025
Türkiye’de veteriner hekimliğin 183. yılı - Mücteba Binici

Ben bir Köy Enstitülü öğretmenin oğluyum.

Devamını Oku
23.10.2025
Bakanlıkların düşüşü - Ozan Zengin

Bakanlıklar, devlet teşkilatlanmasının merkezinde yer alan yapılardır.

Devamını Oku
23.10.2025
Askeri hastaneler açılmalıdır - Cihangir Dumanlı

AKP, iktidara gelir gelmez “askeri vesayeti ortadan kaldırmak” sloganı ile ulusal güvenliğimizin güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) gücünü ve saygınlığını azaltıcı adımlar atmıştır.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyalist hareketin yönü üzerine - Doğan Sevimbike

Kemal Okuyan’ın soL’da yayımlanan “Sosyalist Hareket ve CHP’yi Desteklemek” başlıklı yazısı, sosyalist hareketin yönü üzerine önemli bir tartışma başlatıyor.

Devamını Oku
22.10.2025
Eğitimde son aşama akademik yozlaşma

Üniversite, inşa edilmiş akıl ve bilimdir.

Devamını Oku
21.10.2025
Kuraklık ve su yönetimi - Alparslan Güre

Özellikle küresel iklim değişiklikleri ile de ilgili olan kuraklık, var olan kaynakların günbegün azalarak kritik seviyelere inmesi ve buna bağlı yaşanan su kısıntılarıyla her geçen gün daha fazla hissediliyor.

Devamını Oku
21.10.2025
TBMM’de Cumhuriyet karşıtı hareket! - Doğu Silahçıoğlu

Bir asrı geride bırakan Türkiye Cumhuriyeti, 1923’te kurulduğundan bu yana iki ayrı tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya kaldı.

Devamını Oku
20.10.2025
Gazze’ye yaşamsal destek: Su - Dursun Yıldız

İki yıldır süren İsrail soykırımı sonrasında hayatta kalan Gazzeliler için yeni bir yaşam mücadelesi başlıyor.

Devamını Oku
20.10.2025
AKP’nin cefası - Engin Ünsal

Divan edebiyatının önemli şairlerinden 1480 doğumlu Fuzuli bir şiirinde sevgilisine şöyle seslenmektedir “Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı” Şair sevgilisinin eziyetleri nedeni ile canından usanma aşamasına gelmiştir ama sevgilisi cefaya, eziyet etmeye usanmadan devam etmektedir.

Devamını Oku
18.10.2025
Sivil muhalefet ve itaatsizlik - Murat Molu

“Köle misin? O halde dost olamazsın.

Devamını Oku
18.10.2025
Bir zamanlar meşruiyet - Cengiz Kuday

Geçmişi anlamak bazen bir tarih kitabından değil, bir anıdan çıkar. Benim için öyle oldu.

Devamını Oku
16.10.2025
Hukuk devleti ve avukatlık mesleğinin korunması - Ahmet Münci Özmen

Hukukçuların, hukuk devletinin kapsamlı bir tanımını yapma çabaları süredursun, bağımsız uzmanlardan oluşan Venedik Komisyonu 2016 yılında, hukuk devletinin olmazsa olmaz standartlarını ortaya koymuş ve bu standartlar, Türkiye’nin de ilk üyelerinden olduğu Avrupa Konseyi’nin Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından 11.10.2017 tarihinde onaylanmıştır.

Devamını Oku
16.10.2025
‘Eşit yurttaşlık’ sözündeki dil oyunu - Hürriyet Yaşar

Yeni sömürgecilik, göz koyduğu ülkelerin toplumlarında algı ve duyguları yönetmenin gücünü öğrendiğinden beri, ateşli silahlardan bile çok kullanıyor bu yöntemi.

Devamını Oku
15.10.2025