Olaylar Ve Görüşler

Meslek Odalarının Nefesini Kesme Girişimi - Dr. Pınar SAİP

08 Temmuz 2020 Çarşamba

Baroların işlevlerini ve seçim sistemini değiştirecek yasa tasarısı TBMM gündemine savunmanın görüşü alınmadan geldi. Tasarının Meclis kapanış tarihine kadar yasalaşacağı, diğer meslek örgütleri ile ilgili tasarıların da ekim ayında gündeme getirileceği yetkililer tarafından dile getirildi.

Meslek örgütlerinin demokratik, çağdaş, laik yapılarının korunması hem ilgili meslekler, hem toplum yararı, hem de ülkemiz demokrasisi için çok önemlidir.

Meslek kuruluşları Anayasanın 135. maddesinden yetkilerini alan ve seçimlerini yapan kamu tüzel kişilikleridir. Kamuoyunda meslek kuruluşlarının amaçları, yetkileri, seçim sistemleri ile ilgili yanlış bilgilendirme ve iddiaların ortaya atılması nedeniyle mesleki ve toplumsal işlevlerini İstanbul Tabip Odası örneği ile değerlendirme ihtiyacı doğmuştur.

91 YILDIR AYNI İLKELER

Başta 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kanunu olmak üzere ilgili yasa ve yönetmelikler tabip odalarına hekimlik, halk sağlığı ve tıp eğitiminin her alanında söz söyleme, hekimlikle ilgili etik ilkeleri belirleme, kamu yetkililerine danışmanlık ve denetleme görevlerini verir.

İstanbul Tabip Odası kurulduğu 1929’dan bu yana 91 yıldır, her türlü engellemeye rağmen sağlık alanında etik değerlerin ve bilimsel düşüncenin koruyucusu olmaya, hekim haklarının ve mesleki bağımsızlığının güvencesi olmaya devam etmektedir. Seçilmiş yöneticileri amatördür, devletten, fonlardan, ticari kuruluşlardan destek almaz, demokratik ve katılımcı yönetim anlayışı mevcuttur. Bugüne kadar seçilen yönetimler meslektaşlar arasında ayırım yapmadan görevlerini yapmışlardır.

Demokrasinin kesintiye uğradığı dönemlerde meslek kuruluşlarının yetkileri azaltılmıştır.

Bir meslek örgütünün toplumsal etki gücü de maddi gücü de üyelerinden gelir. 12 Eylül darbesi sonrasında kamuda çalışan hekimlerin tabip odalarına üyeliği zorunluluktan çıkarılıp gönüllü hale getirilmiştir.

TTB’nin sağlık hizmetlerinin Asgari Ücret Tarifesini belirleme yetkisi 2006 yılında çıkarılan 5477 sayılı kanunla sınırlandırılmış, referans ücret tarifesine dönüştürülmüştür. İşyeri hekimliği ile ilgili tabip odalarının onay yetkileri 2012 yılında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile kaldırılmıştır. Daha önce tabip odaları tarafından verilen işyeri hekimliği eğitimleri özel şirketlere verilerek sertifikasyon ve denetim ilgili bakanlığın uhdesine alınmıştır.

SEBEBİNİ BİLİYORUZ

Toplum sağlığı, hekim ve sağlık çalışanlarının haklarını savunduğumuz, sağlıkta ticarete ve performans sistemine karşı çıktığımız için hedef gösteriliyoruz.

Sağlığın sosyal belirleyicileri dediğimiz bireylerin barınma, beslenme, iyi bir çevrede yaşama ve çalışma haklarının olmasını sağlıklı bir toplum için önkoşuldur. TTB ve Tabip odalarının kamucu sağlık politikalarının savunulması, sağlık hizmetinin hastaya ve hekime yaraşır koşullarda verilmesi, güvenli çalışma koşullarının sağlanması, akademide liyakat, bilimsel özerkliğin sağlanması, etik ilkelere dayalı hekimliğin yaygınlaşması, tıp eğitimi standartlarının yükseltilmesi, bilim dışı tedavilerle mücadele gibi sağlığı ilgilendiren her konuda sorunları ve çözüm önerilerini dile getirme sorumluluğu vardır.

TTB ve odalar yıllardır sağlığın ticarileşmesinin önündeki en önemli kalkanlar olmuşlardır. Kamusal sağlık hizmetlerinin ne kadar önemli olduğunu yaşamakta olduğumuz korona pandemisi göstermiştir.

Ülkemizde her meslek gurubunun ve toplumumuzun çok sayıda çözüm bekleyen sorunu vardır. Bunların görünür kılınması, sorumluların çözüm üretmeye, hesap vermeye çağrılmaları bağımsız odaların varlığı ile mümkün olabilir.

Meslek sahipleri çok doğal olarak sorunları çekinmeden dile getiren, mevcut iktidarla çıkar birliği içinde olmayan, bağımsız adaylara oy vermektedir.

HEDEF SADECE BAROLAR DEĞİL

Farklı saikler ileri sürülse de seçim yoluyla iktidara yakın meslek birlikleri oluşturulamadığı için kanun değişikliği istenmektedir. İnsan, çevre, hayvan ve sağlık haklarına ilişkin birçok olumsuz uygulama meslek örgütleri ve birliklerinin yürüttüğü yasal mücadelelerle engellenmiştir.

Kamuyu savunan değerlere sahip meslek oda ve birliklerinin varlığı mevcut iktidarın politikası ile çelişmektedir. Farklı ses veya eleştirilere tahammülü olmayan iktidar, meslek birliklerine yönelik yanlış algılar oluşturarak yetkilerini ve seçim sistemlerini değiştirmek istiyor.

Bugünün gündemi barolarla ilgili görünüyor olsa dahi hedefin tüm meslek birlikleri olduğunun farkındayız. Baroların yasa tasarısına karşı verdikleri mücadeleyi takdirle izliyoruz. Hekimler, eczacılar, diş hekimleri serbest muhasebeciler ve mali müşavirler, veteriner hekimler, mühendisler, mimarlar olarak birimize yapılanın hepimize yapıldığı şiarıyla hareket edeceğiz.

Meslektaşlarımızın haklarından, meslek örgütlerimizin bağımsızlığından, topluma karşı sorumluluklarımızdan taviz vermeyeceğiz. Bu konu sadece meslek kuruluşlarının değil tüm toplumun sorunudur, tek sesliliğe karşı mücadeleye ülkemizin demokrasi güçleri destek verecektir.

DR. PINAR SAİP
İSTANBUL TABİP ODASI BAŞKANI




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları