Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ne Yapmalı? - Dr. Başar YALTI
Roma İmparatoru Caligula, atını çok sevmekte ve onu senatör yapmak istemektedir. Senatoya bu talebini iletir. Roma Senatosu, imparatorun bu isteğini kabul eder. Böylece imparatorun atına “Senatör” unvanı verilir. “Atını Senatör Yapan İmparator” örneği, yetkili organ tarafından usulüne göre çıkarılsa da her yasanın “hukuki” ve “geçerli” olarak kabul edilmeyeceğine örnek olmak üzere anlatılır.
Çoklu baro sistemine geçmeyi öneren, “Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 15 Temmuz 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanun, yukarıdaki örnekte olduğu gibi “yok” hükmünde bir yasa olmasa da “kötü niyetli yasa” için iyi bir örnek oluşturmaktadır.
Hukuk literatüründe yeri bulunan “kötü niyetli yasa”, önceden belirlenmiş “özel” amaç ve sonuçlar elde etmek için düzenlenen, kamu düzenine, kamu yararına, anayasaya, hukukun genel ilkelerine açıkça aykırı yasa demektir.
KÖTÜ NİYETLİ YASA
Kötü niyetli yasa, bizzat yasa yoluyla haksızlık ve hukuksuzluk yaratılması demektir.
Kötü niyetli yasa, tutarlılığı olmayan, belli bir mantık ve matematiğe bağlı olmadan çıkarılan yasa demektir. Kötü niyetli yasa, ahlaki temeli bulunmayan yasa demektir. Yasa, öncelikle gerçek amacını gizlediği, ahlaken haklılık taşımadığı için kötü niyetlidir.
Yasa, “muhalif” barolara haddini bildirme amacıyla hazırlandığı için kötü niyetlidir.
Yasa, mevcut sistemin demokratik olmadığını ileri sürerek yola çıktığı halde tümüyle antidemokratik bir sistem önerdiği için kötü niyetlidir.
Yasa, anayasının hukuk devleti kuralı ile ilgili 2’nci, yasa önünde eşitlik kuralıyla ilgili 10’uncu, seçme ve seçilme hakkıyla ilgili 67’nci ve meslek kuruluşlarıyla ilgili 135’inci maddelerine açıkça aykırı olduğu için kötü niyetlidir.
Yasa, her beş bin avukata bir delegelik öngörürken, iki bin avukatın kurabileceği baroya dört delegelik vererek matematik ve mantık kurallarını açıkça çiğnediği için kötü niyetlidir.
BÖL-KOLAY YÖNET
Yasa, Türkiye’deki toplam avukatların yüzde 57sini temsil eden 3 büyük baroya, toplam delegelerin sadece yüzde 7.5 kısmını temsil hakkı tanırken, avukatların yüzde 43 nü temsil eden 77 baroya delegelerin yüzde 92.5’nin temsil hakkını tanıyarak temsilde adaleti yerle bir ettiği için kötü niyetlidir.
Yasa, iktidara yakın olan avukatların hiçbir büyük baroda yönetimde olamamasının hıncını yasa yoluyla almaya kalkarak haksızlık yarattığı için kötü niyetlidir.
Yasa, azınlığın çoğunluğa hükmetmesini sağlama amacını güttüğü için kötü niyetlidir.
Yasa, halkın adalet arayışına çözüm üretmek yerine “böl - kolay yönet” ilkesine göre baroların gücünü kırarak adil yargılanma hakkını baltaladığı için kötü niyetlidir.
Oysa gerek evrensel hukuk ilkeleri gerek kendi hukukumuz “kötü niyeti” korumaz. Dürüstlük kuralına aykırı bulur ve mahkûm eder. Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi bu amaçla vardır.
Bizce TBMM, yasayı kabul etmekle hak ve yetkisini kötüye kullanmıştır. Artık “kötü niyetli yasayı” hukuk düzeninden silip atma görevi Anayasa Mahkemesi’nin üzerindedir. Türkiye’de hâlâ hukukun kırıntısı varsa, Yüksek Mahkeme’nin yasayı iptal etmesi gerekmektedir.
Ancak kötü niyetli ve matematiği bozuk bu yasaya karşı tek mücadele aracı Anayasa Mahkemesi’ne başvuru olamaz. Ne zaman ve nasıl karar vereceği tam olarak kestirilemeyen Anayasa Mahkemesinin kararı beklenirken yasanın amacına ulaşmasını engellemek üzere yapılacak birçok eylemlilik bulunmaktadır.
Yasaya karşı yapılacak en etkili mücadele, yine yasadan kaynaklanan imkânları kullanarak beş bin avukat sayısını aşan İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya barolarında hızla organize olup, mümkün olan sayıda çok baro kurmak olmalıdır. Bu şekilde Avukatlık Kanunu’nda değişiklik yapan yasayla planlanan oyun, yani Türkiye Barolar Birliği’nin ele geçirilmesi ve “yandaş baro” yaratma hedefi yasanın kendi silahıyla bozulabilir.
BAŞKA BİR YOL?
Yasaya göre, teorik olarak, İstanbul’da 24, Ankara’da 9-10, İzmir’de 4-5, Antalya’da 2 baro kurulabilmektedir. Böylece siyasal iktidara yandaş olabilecek 4-6 civarındaki baroya karşılık dört ilde 20-25’ten fazla “muhalif” baro kurularak Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’nda dengeleri değiştirecek önemli bir delege avantajına ulaşılabilir. Ciddi bir organizasyon gerektiren bu girişimi başarmak, yasanın amacını işlemez hale getirecek, Türkiye Barolar Birliği’nin “yandaş” bir kuruluş olması önlenebilecektir.
Ancak hemen belirtmeliyiz ki, çok baro kurmak çoklu baroya taraftar olmak demek değildir. Mücadelenin asıl amacı çoklu baronun ortadan kaldırılmasını sağlamak, Avukatlık Kanunu’nu güncelleştirmek ve demokratikleştirmektir. Bu ise ancak siyaseten mümkün olabilir.
Son söz: Uçmak için kanatların olması yetmez, yerçekiminin de yenilmesi gerekir.
DR. BAŞAR YALTI
AVUKAT
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi