Olaylar Ve Görüşler

Neden böyle oldu? - Doğan ERGENÇ

05 Haziran 2023 Pazartesi

Bugünlerde muhaliflerin en çok sorduğu sorulardan biri şu: “Neden böyle oldu? Neden kaybettik?” Seçimlerden önce çoğumuz, “Galiba bu kez oluyor” diye düşünüyordu. Araştırmaların çoğunda Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazandığı görülüyordu. Zaten çok alamet belirmişti: Ülkenin ekonomik durumu kötüye gidiyordu, insan haklarından, demokrasiden uzaklaşılıyordu, kayırmacılık almış yürümüştü... Bütün bunlar “Bu kez oluyor galiba” düşüncesini besleyen olgulardı. Ama Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan ipi bir kez daha göğüsledi. 

Öncelikle şunu söyleyelim: Türkiye’deki mevcut rejimi “demokrasi” olarak tanımlamak, seçimlerin şeffaf ve adil yapılmasını beklemek mümkün değildir. 

Şimdi neden böyle bir sonuç alındığına bakabiliriz.

1. AKP seçim sürecinde devlet olanaklarını kullanmıştır. Kamu binalarına, askeri bölgelere AKP’nin seçim afişleri asılmıştır. Bakanlar istifa etmemiş, AKP’nin seçim çalışmalarına katılmışlardır. Oysa eskiden tarafsızlık adına, içişleri, ulaştırma ve adalet bakanları istifa ederdi. 

2. Bugünün dünyasını tanımlamaya kalkanların en çok kullandığı kavramlardan biri şudur: Post-truth, yani hakikat ötesi. Türkiye’de seçim sürecinde hakikat ötesi siyaset dört başı mamur şekilde ortaya çıkmıştır. İnsan aklının sınırlarını zorlayan yalanlar, iftiralar atılmıştır.  

3. Liberal demokrasilerde şu varsayım vardır: Oy verecek yurttaşların seçenekler (partiler, adaylar) hakkında sağlıklı bilgiye sahip olduğu kabul edilir. Bunun gerçekleşmesi için en başta basın özgür olmalıdır. Ne yazık ki Türkiye’de bugün basın özgürlüğü yoktur. Basının önemli bölümü iktidarın denetimindedir. Böyle bir ortamda seçimlere gidilmiştir. 

4. Millet İttifakı söylemini, geçim sıkıntısı ve demokrasi üzerine inşa ederken Cumhur İttifakı daha çok güvenlikçi politikaları öne çıkarmıştır. Halka, “Biz iktidardan gidersek terör egemen olur” denmiştir bir bakıma. Bu söylem birçok yerde tutmuştur. Halkın korkuları istismar edilmiştir. 

5. Dince kutsal sayılan değerler istismar edilmiştir. Buna zaten alışkınız. Hem merkez sağdaki partiler hem de aşırı sağdaki İslamcı partiler dini siyasetin malzemesi yapmaktadırlar. Bu seçim sürecinde de değişen bir şey olmamıştır. Camiler miting alanlarına çevrilmiştir. 

6. Son olarak şu vurgulanmalıdır: Türkiye iki yaşam biçiminin, iki kültürün ciddi şekilde kamplaştığı bir ülkedir. Bir tarafta laik, çağdaş yaşam biçimine sahip olanlar vardır; diğer tarafta muhafazakârlar. AKP kendi tabanını bir arada tutabilmek için bu kamplaşmayı daha da öne çıkarmaktadır. Hal böyleyken muhalefet kendi programını anlatmakta güçlük çekmektedir. Bunun da seçim sonuçlarına etkisi olmuştur.

DOĞAN ERGENÇ

SOSYOLOG



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları