Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Pandemide Öğrendiklerimiz - Prof. Dr. Ayşe YÜKSEL
Hayat yoğun bir tempoda devam ederken bir akşam haberlerinde
Çin’in Wuhan kentindeki salgın haberini duyduk. Çin çok uzaktı, ama, virüs iletişim çağında hızla yer değiştirebilirdi. 11 Mart günü ülkemizde de ilk
vaka tespit edildi, Sağlık Bakanımız konu ile ilgili bilgi verirken yurtdışı
kaynaklı olduğunu söyledi,
alınacak tedbirleri sıraladı.
Halk sağlıkçı olarak başımıza gelebilecekleri
tahmin ediyor, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni nasıl koruyabileceğimizi de
düşünmeden edemiyordum.
Yönetim
kurulu olarak ilk işimiz, on sekiz yaş altı çocuklarımızın eğlenerek öğrendiği
Çağdaş Etkinlik Merkezleri’ni kapatmak oldu. Bu merkezlere gelen çocukların hareketliliğini kısıtlamak
gerekirdi. Gençlerimiz,
üyelerimiz ile programlanmış etkinliklerimiz vardı, içimiz istemese de bu etkinlikleri de
zamanını bilemediğimiz ileri tarihlerde yapmak üzere iptal ettik. Neler
oluyordu! Derneğimizin faaliyetlerini yapamaz olmuştuk, yapmaya kalksak
hastalık büyük bir tehdit olarak orada duruyordu.
DİJİTAL DÜNYAYLA TANIŞMA
İkinci bir Yönetim
Kurulu toplantısı ile genel merkezimizde çalışan personelimizin bilgisayar başında yapabildiği her işi, ev
koşullarında yine bilgisayarda yapabilmesi için gereken alt yapıyı hazırladık. Salgın sürecinde öncelikle
“uzaktan çalışmayı” öğrendik, her sabah uyandığımız
evimizde, sanki dernekteki gibi bilgisayarımızın başına geçtik, gün içinde yapmamız gereken dernek faaliyetlerini, toplantılarını,
yazışmalarını yapabildik.
Sanki bugünler için yetiştirdiğimiz bilgisayar mühendisi yönetim kurulu üyesi mezunlarımızın önerisi ile dijital dünyada var
olabilmek için webinar ve
Zoom programlarını satın aldık. Daha ilk günlerde yönetim kurulu ve gençlerimizle bu sayede görüntülü
toplantılar yapabildik.
Birdenbire dijital dünyanın içine girmiştik, sadece dernek içi toplantılarla yetinmedik, güncel konularda, uzman kişiler ile
toplumu dijital ortamda buluşturduk, bilgilendik. Gençlerimiz ile, şubelerimizle,
bağışçılarımızla, çalışanlarımızla
ne çok dijital toplantılar
yapabildik.
Hiç bilgisayar kullanmayan şube başkanlarımız dijital dünyanın içine düştüler. Onlardan biri, ilk Zoom toplantısına, kendisine
verilen teknik tarif desteği ile girebildiğinde, “yaşasın bu
akşam torunuma bu başarımı anlatacağım” demişti. Böylelikle biz
“dijital teknolojiyi
kullanmayı” öğrendik.
İKİ BÜYÜK KAMPANYA
Salgın başladıktan kısa bir süre sonra okullar,
üniversiteler kapandı, uzaktan eğitim diye bir şey çıktı ortaya, derneğimizden
burs ya da etkinlik desteği alan çocuklarımız için, her şubemiz kendi yaratıcılığını
kullanarak, önceki etkinliklerini kolay
iletişim teknikleri ile sürdürmeye gayret ettiler.
Dijital olanaklarla
öğrenciler, gençler, üyeler, uzmanlar evden eve buluşarak etkinlik yapabildiler.
Aylar içinde, daha sistemli, uzman destekli süreli etkinlik programları
yapabildik. Böylece hep beraber ‘uzaktan
eğitimi’ öğrendik.
Öğrenciler mektuplar yazmaya başladı, bilgisayarım yok çığlıkları
gelmeye başladı. Derneğimiz de böyle
bir bütçe yoktu, bu
mektupları da yanıtsız bırakamazdık. Genel merkez olarak bağış bulmak, bu
öğrencileri bilgisayara kavuşturmak için seferber olduk. Elli beş adet yepyeni bilgisayar alabilip
öğrencilerimize gönderebildik.
Arkası geliyordu, her birine tek tek çare olmak kolay değildi.
Bilgisayar alabilmek için Sivil Toplumla İlişkiler Genel
Müdürlüğü’ne gönderdiğimiz projemiz için para toplama izni çıkmasını dört gözle bekledik.
İznimiz çıktı, aynı anda “iki
büyük kampanya yürütmeyi, uzaktan eğitime destek olmak için çok çalışmak gerektiğini” yaşayarak öğrendik.
Güz geldi, uzaktan eğitim başladı, hem liseli kızlarımız hem de üniversiteli
öğrencilerimiz için teknoloji
gereksinimi doğdu.
Bursiyer öğrencilerimizin arasında gereksinimi olan sayı ne kadardı! Teknoloji desteği ile hızla
tamamlayabildiğimiz anket çalışmasına
10 bin öğrenci katıldı, öğrencilerin yüzde 61’inin tablet ya da bilgisayar gibi
teknoloji olanağı yoktu.
Özellikle
kırsal alanda yaşayan öğrencilerin yaşadıkları yerlerde internet alt yapısı da
yoktu. Televizyon haberlerinde öğrencilerin köyün en yüksek tepelerine çıkıp
internete bağlanıp, birkaç kişi aynı ekrandan dersi takip etmek için
çabaladığını, muhtarın velilerin çare istediklerini söylemelerine tanık olduk.
OLANAKSIZ KÖYLER
Büyükşehir yapılan illerimizin mahalle olan köylerinin hâlâ “kent olanaklarına sahip olmayan köyler olduğunu” bir kez daha öğrendik.
Duyarlı kurum ve bireylerle işbirlikleri, dayanışma çok önem kazandı. Öğrencilerimize teknoloji
armağan etmek için hepimiz
seferber olmuştuk. Sadece ülkemiz içinden
değil, dünyanın başka başka ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımız da bizi arıyor,
bizim çabamıza destek olmak
istiyordu.
Hepimizin ortak amacı Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün
Türkiye Cumhuriyeti’ni emanet ettiği
gençlerimizi eğitimden yoksun
bırakmamaktı. Tam bir dayanışma içinde idik. Salgın bize “dayanışmanın” ne kadar değerli
olduğunu bir kez daha öğretti. Derneğimiz dışında da yerel yönetimlerin, kurumların, meslek odalarının,
bireylerin bu süreçteki
dayanışma örnekleri hepimizi gururlandırdı. Geleceğe
ait umutlarımızı çoğalttı.
Derneğimizin efsane genel başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın
dediği gibi “Eğitimli her
insanın bu Cumhuriyete borcu var” tümcesi, hepimize şiar oldu. Biz ondan
sorunun değil, çözümün bir parçası
olmayı öğrenmiştik zaten.
1999 Marmara Depremi sonrasında, 2009 yılında yaşadığımız
FETÖ kumpası sırasında ÇYDD hep sorunun değil çözümün bir parçası olmuş, her
iki süreci de güçlenerek tamamlayabilmişti. Günümüzde, bireysel ve
kurumsal ‘dayanıklılık’ çok önemli
bulunuyor. Geçmişten kazandığımız bu deneyimler ile, salgın sürecine hızla uyum sağlayabildik, çalışmamıza devam
edebildik, birbirimize güç verdik, sorunlara da çözüm üretebilme gücünü
kazandık. Ne kadar dayanıklı olduğumuzu görebildik. Bu süreçte ‘dayanıklılığın’ önemini öğrendik.
KADININ GÜCÜNÜ GÖRDÜK
Yaşam artık eve yerleşmişti, her birimiz evde çalıştığımız
işi, gönüllü çabalarımızı, evin yönetimi, aile iletişimi vb konuları
üstlenmiştik. Özellikle biz kadınlar daha çok emek verdi, her yere yetişti.
Kadın dayanışması gerçekleştirdi. Bu süreçte ‘kadının gücünü’ bir kez daha öğrendik.
Ülkemizde, sağlıkta, eğitimde, istihdamda eşitsizliklerin
olduğunu görüyor, biliyorduk. Salgın bunları daha çok yüzümüze çarptı. Duyarlı,
sorumlu yurttaşlar olarak ‘örgütlenmenin’
önemini bir kez daha öğrendik. Aramıza katılmak, emeği ya da bağışı ile destek
olmak isteyenlerin çoğaldığını gördük. Prof. Dr. Aysel Çelikel Hocamızın dediği gibi, ’Adalet yoksa Gelecek Yok’ tümcesinin ne kadar doğru olduğunu
öğrendik. Adaletli paylaşımlar için emek verdik.
Yirmi dört saate daha çok işi sığdırabilmeyi, ‘zamanı iyi kullanmayı’ öğrendik,
trafikte kaybettiğimiz zamanları, ülkemizin bu süreçteki sorunlarına, çözüm
olabilmek için harcayabildik. Daha hızlı daha çok iletişimler kurabildik.
BU DAVET BİZİM
‘Hem kendimize hem başkalarına yetebilmenin
insana ne kadar iyi geldiğini’ öğrendik. Salgın sürecinde, ‘sosyal bir devletin yapması gereken bir
çok işi gönüllü çalışmaların yerine getirdiğini’ bir kez daha öğrendik. O
kadar çok gereksinim vardı ki, bunların çözümünde rol alırken, salgın sürecinin
ruhumuza verebileceği olumsuz etkisinden uzaklaştık.
Yedi ay boyunca hem bireysel, hem kurumsal hem de ülke olarak
salgın süreci yaşıyoruz. Kolay değil tabii ki, bu yıl için yaptığımız planlarımızı değiştirmek
durumunda kaldık, kurgu filmlerde ki yaşamlar sürmeye başladık, bazen gerçek ile sanalı karıştırdık.
Ama bu
ülkede yaşarken, sorunun değil çözümün
bir parçası olmayı öğreten Türkan Saylan Hocamızdan
öğrendiklerimizle aydınlık ve sağlıklı bir Türkiye için, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’mizde, gönüllü çalışmaya devam ediyoruz. Kuruculara minnettarız.
PROF. DR. AYŞE YÜKSEL
ÇYDD GENEL BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev