PISA sonuçları

ve bize anlattığıGeçtiğimiz hafta 2022 PISA raporu sonuçları yayımlandı. Öğrencilerimiz yine matematik, fen bilimleri ve okuma becerileri alanlarında OECD ülkeleri ortalama puanının altında kaldı. Raporun en çarpıcı sonucu ise varsıl ve yoksul ailelerin çocukları arasındaki puan farkının; matematikte 82, fen alanında 74, okuma becerileri alanında 69’a kadar açılmasıdır. Gelir dağılımının her geçen gün daha da bozulması, bir an önce kamucu eğitime dönülmesini zorunluluk haline getirmektedir...

PISA sonuçları, aynı zamanda; ülkemizde uygulanmaya çalışılan, dinselleştirilmiş piyasacı ortaçağ eğitimiyle, hiçbir yere varılamayacağı gerçeğini de gözler önüne sermiştir. Bırakın, matematiği, fen bilgisini, fiziği, kimyayı, çocuklarımız kendi diline kültürüne yabancılaştırılmış, okuduğunu anlamakta ve anlatmakta büyük sorun yaşamaktadır.

Laiklikten uzaklaşma

Tüm bunların temelinde; AKP iktidarının ulusal ve laik eğitimden uzaklaşarak “eğitimde dinselleştirme ve piyasalaştırma” politikaları yatmaktadır. Ulusumuzun ilerlemesinin önündeki en büyük engel de bu eğitim politikasıdır. Yıllardır uygulanan ulusal, laik, bilimsel, kamucu eğitimden sapma ve kimliksizleştirme politikaları; eğitimin, kavramların, etik değerlerin içini boşaltmıştır.

Bir ülkede, kavramların içi boşaltıldığı zaman, herkes milliyetçi olduğunu söyler ama ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynakları yağmalanırken kimse ses çıkarmaz! Irmakları, gölleri kirlenir karşı durmaz! Ormanları yakılır, sahilleri yağmalanır tepki vermez! Güzelim ovalar betonlaşır kimsenin umurunda bile olmaz!

Kitaptan, sanattan bilimden uzak eğitiminden geçen insanlar, okuduklarını anlamaz, söyleneni sorgulayamaz... Sözgelimi; kendisi devletin en büyük bütçesini kullanan, milyon dolarlık arabalara binen; ama fakirlere fakirliklerinden dolayı cennette özel yerlerinin olacağını söyleyen din adamlarının söylediklerine inanır!

Kör inanç ve doğmalar eğitimi alan insan; düşünme yetisini kaybeder, düşünmeyen insan kendi kafasını kullanamaz, planını yapamaz, aklını başkalarına kullandırtır.

Sorgulamadan inananların çok olduğu ülkelerde, ilkokul mezunu bile olmayan şeyhler türer, üretime hiçbir katkısı olmayan bu adamların her dediği doğru kabul edilir...

Cumhuriyet eğitimi saldırı altında

Hurafe eğitimine karşı, bilimsel eğitimi savunan Cumhuriyet eğitimi işte bu yüzden saldırı altındadır. Bilimsel, parasız, laik, demokratik, karma eğitimle bugün bu nedenlerden dolayı uğraşılmaktadır. Cumhuriyet devriminin eğitim kurumu olan Köy Enstitüleri bu nedenlerden kapatılmıştır.

O dönemde; Köy Enstitülerini kapatanlar, karma eğitime karşı olanlar, laik eğitime saldıranlardı. Bilimsel eğitim yerine hurafe eğitimini yerleştirmek isteyenlerdi. Kuracakları köle düzenini sonsuza kadar sürdürmek isteyenlerdi...

Köy Enstitülerini kapatarak yoksul köylü çocuklarının önünü kesenler, bugün yoksul çocuklarını tarikat okullarına yönlendirenler ve MESEM’lerde ucuz işçi yapmak isteyenlerdir.

Köy Enstitüsünü kapatan tarikat zihniyeti hâlâ eğitime yön vermektedir. Kafalarındaki eğitim dizgesine ulaşamamışlardır. Bu nedenle yüzlerce yasa, yönetmelik değiştirilmekte, gerici hamle yapılmaktadır.

Peki sonuç ne olacaktır?

Bunun yanıtını “Bekleyip göreceğiz” diye geçiştiremeyiz. Böyle bir laf etmek, Cumhuriyetin eğitim tarihini bilmemektir... Kuvayı Milliye içinden çıkıp gelen Mustafa Necati’leri, Vasıf Çınar’ları, Dr. Reşit Galip’leri, Saffet Arıkan’ları, Hasan Âli Yücel’leri, Kubilay’ları, İ. Hakkı Tonguç’ları, Ferit Oğuz Bayır’ları, Hürrem Arman’ları, Fakir Baykurt’ları, Ali Bozkurt’ları tanımamaktır!

Kimsenin şüphesi olmasın; Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler; parasız, laik, ulusal, bilimsel, karma Cumhuriyet eğitimini her koşulda, her türlü gerici saldırıya karşı savunacaktır...

Erdal Atıcı - Eğitimci/Yazar