Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sadık Usta Bizi Düşünmeye Davet Ediyor - Dr. Ömer ATAGENÇ
Uzun yıllara dayanan entelektüel birikimi çok sayıda kitaba hayat verse de “Dünyayı Değiştiren Düşünürler” serisi, başlangıcından bugüne entelektüel tarihin tüm ana kaynaklarına ışık tutuyor. Usta’nın bu seride verdiği en önemli mesajlardan biri başlıkta göze çarpmaktadır.
“Dünyayı değiştirme” fikrinin entelektüel bir faaliyetin temel amacı olduğuna dair yapılan önemli vurgu, yüzyıllara yayılan bir çabayı nasıl okumamız gerektiği konusunda yol göstericidir. “Değişim” düşüncesi üzerine kurulu bu okumanın politik anlamı, izah edilmeye muhtaç olmayacak kadar açıktır.
Dünyayı değiştirme fikri, bu düşünceye sahip olan entelektüeller açısından yalnızca gündelik
mesai değil, aynı zamanda tüm ömürlerine
yayılmış olan bir mücadele pratiğidir. Seride en çok ön plana çıkan
ve dikkat edilmesi gereken düşünürler, mevcut düzene ve sisteme karşı cesurca
ve özgürce kendisini ifade
edebilenlerdir. Özellikle de serinin ilk dört kitabını bu eksende okumak mümkün olacaktır. Beşinci ve son
kitabın kendi içinde farklı
ve oldukça güncel bir anlamı
bulunmaktadır.
BÜYÜK DEĞİŞİMLER BÜYÜK BUHRANLAR SONUCUNDA OLUR
Usta, felsefenin ortaya çıkışını sağlayan koşulları ve felsefenin
insan zihnini nasıl terbiye ettiğine dair bir girişle başlıyor. Düşünmenin ve
zihinsel faaliyetin kendisinin başlı başına bir eylem olduğu mesajını veriyor.
Büyük değişimler elbette büyük buhranların sonucudur. Zihinsel faaliyet tek
başına köklü bir değişimi
ortaya çıkarabilmek için
yeterli değildir.
Ancak buhranlardan devrim yaratan, kaostan yeni bir düzen
yaratan bu gücün arkasında
entelektüellerin önemli
bir rolü olduğunu da göz ardı
etmemek gerekir. Felsefenin kuruluş dönemindeki farklılıklardan skolastiğe geçişteki
tektipleşmeye vurgu yaptığı ilk iki kitabından ardından pek çok mesajla dolu olan 3. ve 4. kitap şu
şekilde özetlenebilir: “Aydınlanma” anahtar kelimedir.
Toplumların özgürleşmesi,
cemaatlerden modern uluslara doğru geçilmesi, dogmaların terk edilip bilimsel gerçekliğin esas alınması,
her türlü baskı ve otoriteye karşı “hürriyet” mücadelesinin devam
edebilmesinin arkasında her daim “Aydınlanma”
düşüncesi yatmaktadır. Tüm statik, baskıcı ve otoriter iktidarlara karşı
mücadelenin temel başlığıdır. Aydınlanma, zihinsel ilerleme demektir. Zihin
ilerlemeden birey, birey ilerlemeden toplum, toplumlar ilerlemeden de uygarlık
ilerleyemez.
ÖZGÜR VE ÖZGÜN BAKIŞ
Usta, serinin beşinci kitabında ise İslam düşüncesine
odaklanıyor. Tıpkı diğer kitaplarda olduğu gibi herhangi bir fikri kimsenin
mülküne terk etmeden dönemin
düşünürlerine özgürce bakıyor.
Felsefe-din ilişkisindeki önyargılara
odaklanan Usta, dönemin
düşüncesinin yalnızca bir “din”
ile açıklamanın mümkün olmadığını bize anlatıyor. “İslam felsefesi”nin
müelliflerinin ne kadar farklı görüşlere
sahip olduğunu, dönemin önde gelen düşünürlerinin
prangalarını kırabildiğinden bahsediyor.
İslam felsefesinin kuruluş dönemindeki çeşitlilik ve farklı fikirler arasında
kurulan dengeye karşılık, yüzyıllar sonra skolastiğe geri dönen bir tektipleşme, farklı olanın yok
sayılması ya da aforoz edilmesi, tek yanlı ve tek merkezli baskının öldürerek yok etmeye varan şiddeti,
zaman olarak “geri” olanın
akıl olarak bugünden “ileri”
olduğuna dair bir mesajı da saklamıyor.
Yüzyıllara yayılan bu düşünce tarihi anlatısının diğer bir önemli yönü Türk
Devrimi’nin düşünsel kodlarını da tüm bu birikimin içinde yakalayabilmemizdir. Önce “Aydınlanma”yı anlattı Usta. 2. Meşrutiyet’ten Cumhuriyete hiç vazgeçilemeyen “hürriyet” mücadelesinin kökenlerini yakaladık. Cumhuriyetimize
bakarken Rousseau’yu, Voltaire’i
bulduk.
Sonra Fransız materyalizminden başlayarak sekülerleşmeyi anlattı. “Ümmet”ten “ulus”a,
dogmalardan pozitif bilimlere nasıl ve neden geçtiğimizi idrak ettik. Aynı zamanda “devrimcilik” fikrimizin kökenlerine de temas ettik. Sürekli bir akış içinde durmayan değişime karşı nasıl ayakta
kalacağımızı öğrendik. Emperyalizme karşı milliyetçiliğin doğuşunu anlattı.
DÜŞÜNMEYE ÇAĞRI
Yurtseverliğimizin ve ulusçuluğumuzun
kaynaklarını ve bizimle aynı kaderi paylaşan toplumların dinamiklerini
öğrendik. Narodniklerden başlayarak “halkçılık” anlattı. Özgürleşmenin ve ilerlemenin yalnızca belirli
sınıfların elinde bir anlam ifade etmediğini, toplumun tüm kesimlerinin özgürlük ve demokrasi mücadelesinde
eşit biçimde yer aldığı müddetçe gerçek anlamını
kazanacağını düşünmeye başladık.
Ekonomi-politiğin kuruluşunu anlattı uzun
uzun. Adam Smith’ten fizyokratlara, merkantalizmden Alman Milli İktisadı’na
kadar ekonomi düşüncesinin siyasal köklerini tanıttı. Hem ekonominin neden hâlâ belirleyici güç olduğunu
anladık hem de “devletçilik” düşüncemizin kökenlerinde hangi dinamiklerin yattığına tanıklık ettik.
Usta’nın özgürlükçü
ve toplumcu süzgecinden geçen
bu seri yalnızca ne olduğuyla değil, aynı zamanda ne olması gerektiği ile de
ilgilenen, “Aydınlanma”
fikrini merkeze alan özgür ve
demokratik bir toplumun nasıl inşa edileceğini içinde barındıran, felsefe eğitimine ve entelektüellere olan ihtiyacı
yüzümüze vuran 5 ciltlik bir manifesto ve düşünmeye çağrı metnidir.
DR. ÖMER ATAGENÇ
KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı