Olaylar Ve Görüşler

Sadık Usta Bizi Düşünmeye Davet Ediyor - Dr. Ömer ATAGENÇ

05 Eylül 2020 Cumartesi

Uzun yıllara dayanan entelektüel birikimi çok sayıda kitaba hayat verse de Dünyayı Değiştiren Düşünürler” serisi, başlangıcından bugüne entelektüel tarihin tüm ana kaynaklarına ışık tutuyor. Usta’nın bu seride verdiği en önemli mesajlardan biri başlıkta göze çarpmaktadır.

Dünyayı değiştirme” fikrinin entelektüel bir faaliyetin temel amacı olduğuna dair yapılan önemli vurgu, yüzyıllara yayılan bir çabayı nasıl okumamız gerektiği konusunda yol göstericidir. Değişim” düşüncesi üzerine kurulu bu okumanın politik anlamı, izah edilmeye muhtaç olmayacak kadar açıktır.

Dünyayı değiştirme fikri, bu düşünceye sahip olan entelektüeller açısından yalnızca gündelik mesai değil, aynı zamanda tüm ömürlerine yayılmış olan bir mücadele pratiğidir. Seride en çok ön plana çıkan ve dikkat edilmesi gereken düşünürler, mevcut düzene ve sisteme karşı cesurca ve özgürce kendisini ifade edebilenlerdir. Özellikle de serinin ilk dört kitabını bu eksende okumak mümkün olacaktır. Beşinci ve son kitabın kendi içinde farklı ve oldukça güncel bir anlamı bulunmaktadır.

BÜYÜK DEĞİŞİMLER BÜYÜK BUHRANLAR SONUCUNDA OLUR

Usta, felsefenin ortaya çıkışını sağlayan koşulları ve felsefenin insan zihnini nasıl terbiye ettiğine dair bir girişle başlıyor. Düşünmenin ve zihinsel faaliyetin kendisinin başlı başına bir eylem olduğu mesajını veriyor. Büyük değişimler elbette büyük buhranların sonucudur. Zihinsel faaliyet tek başına köklü bir değişimi ortaya çıkarabilmek için yeterli değildir.

Ancak buhranlardan devrim yaratan, kaostan yeni bir düzen yaratan bu gücün arkasında entelektüellerin önemli bir rolü olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Felsefenin kuruluş dönemindeki farklılıklardan skolastiğe geçişteki tektipleşmeye vurgu yaptığı ilk iki kitabından ardından pek çok mesajla dolu olan 3. ve 4. kitap şu şekilde özetlenebilir: Aydınlanma” anahtar kelimedir.

Toplumların özgürleşmesi, cemaatlerden modern uluslara doğru geçilmesi, dogmaların terk edilip bilimsel gerçekliğin esas alınması, her türlü baskı ve otoriteye karşı “hürriyet” mücadelesinin devam edebilmesinin arkasında her daim Aydınlanma” düşüncesi yatmaktadır. Tüm statik, baskıcı ve otoriter iktidarlara karşı mücadelenin temel başlığıdır. Aydınlanma, zihinsel ilerleme demektir. Zihin ilerlemeden birey, birey ilerlemeden toplum, toplumlar ilerlemeden de uygarlık ilerleyemez.

ÖZGÜR VE ÖZGÜN BAKIŞ

Usta, serinin beşinci kitabında ise İslam düşüncesine odaklanıyor. Tıpkı diğer kitaplarda olduğu gibi herhangi bir fikri kimsenin mülküne terk etmeden dönemin düşünürlerine özgürce bakıyor. Felsefe-din ilişkisindeki önyargılara odaklanan Usta, dönemin düşüncesinin yalnızca bir din” ile açıklamanın mümkün olmadığını bize anlatıyor. “İslam felsefesi”nin müelliflerinin ne kadar farklı görüşlere sahip olduğunu, dönemin önde gelen düşünürlerinin prangalarını kırabildiğinden bahsediyor.

İslam felsefesinin kuruluş dönemindeki çeşitlilik ve farklı fikirler arasında kurulan dengeye karşılık, yüzyıllar sonra skolastiğe geri dönen bir tektipleşme, farklı olanın yok sayılması ya da aforoz edilmesi, tek yanlı ve tek merkezli baskının öldürerek yok etmeye varan şiddeti, zaman olarak geri” olanın akıl olarak bugünden “ileri” olduğuna dair bir mesajı da saklamıyor.

Yüzyıllara yayılan bu düşünce tarihi anlatısının diğer bir önemli yönü Türk Devrimi’nin düşünsel kodlarını da tüm bu birikimin içinde yakalayabilmemizdir. Önce Aydınlanma”yı anlattı Usta. 2. Meşrutiyet’ten Cumhuriyete hiç vazgeçilemeyen hürriyet” mücadelesinin kökenlerini yakaladık. Cumhuriyetimize bakarken Rousseau’yu, Voltaire’i bulduk.

Sonra Fransız materyalizminden başlayarak sekülerleşmeyi anlattı. “Ümmetten “ulus”a, dogmalardan pozitif bilimlere nasıl ve neden geçtiğimizi idrak ettik. Aynı zamanda devrimcilik” fikrimizin kökenlerine de temas ettik. Sürekli bir akış içinde durmayan değişime karşı nasıl ayakta kalacağımızı öğrendik. Emperyalizme karşı milliyetçiliğin doğuşunu anlattı.

DÜŞÜNMEYE ÇAĞRI

Yurtseverliğimizin ve ulusçuluğumuzun kaynaklarını ve bizimle aynı kaderi paylaşan toplumların dinamiklerini öğrendik. Narodniklerden başlayarak halkçılık” anlattı. Özgürleşmenin ve ilerlemenin yalnızca belirli sınıfların elinde bir anlam ifade etmediğini, toplumun tüm kesimlerinin özgürlük ve demokrasi mücadelesinde eşit biçimde yer aldığı müddetçe gerçek anlamını kazanacağını düşünmeye başladık.

Ekonomi-politiğin kuruluşunu anlattı uzun uzun. Adam Smith’ten fizyokratlara, merkantalizmden Alman Milli İktisadı’na kadar ekonomi düşüncesinin siyasal köklerini tanıttı. Hem ekonominin neden hâlâ belirleyici güç olduğunu anladık hem de devletçilik” düşüncemizin kökenlerinde hangi dinamiklerin yattığına tanıklık ettik.

Usta’nın özgürlükçü ve toplumcu süzgecinden geçen bu seri yalnızca ne olduğuyla değil, aynı zamanda ne olması gerektiği ile de ilgilenen, Aydınlanma” fikrini merkeze alan özgür ve demokratik bir toplumun nasıl inşa edileceğini içinde barındıran, felsefe eğitimine ve entelektüellere olan ihtiyacı yüzümüze vuran 5 ciltlik bir manifesto ve düşünmeye çağrı metnidir.

DR. ÖMER ATAGENÇ
KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları