Bugünkü siyasi atmosferde, olgularla örtüşmeyen algılar hâkim. Mesela, zam “fiyat ayarlaması” veya demokrasinin tahrip edilmesi ve otoriterleşme “ileri demokrasi” olarak halka yansıtıldı. 

Bazen de algı yönetimi, sadece gerçeğin bir parçasının eklektik olarak halka yansıtılmasıyla yapıldı. Örneğin, yap-işlet-devret projelerinde, projelerin maliyetinin ve beklenen kazancın çok üstünden sağlanan devlet garantileri, görünmez kılınarak halka yansıtıldı. Dolayısıyla sadece seçilmiş unsurlar kullanılarak yaratılan gerçekötesi bir manzara ile halkın bir kısmı iktidar lehine karar verdi. 

Kitlelerin siyasi olguları uzun uzun analiz etmeye maalesef vakti yok. Dolaysıyla halkın yaşam koşullarını iyileştirecek umutlu, somut çözüm önerileri ile demokratik hak ve özgürlükleri geliştirecek projeler, kısa ve berrak bir söylem ile halkla sokakta paylaşılmalı. Böyle bir çalışma, aynı zamanda halktan  öğrenme sürecidir. 

İDEOLOJİK HEGEMONYAYI KIRMAK

Bazı politikacılar iyileştirici ve iyimser çözüm önerilerini, ülkenin dört bir yanını dolaşarak meydanlarda ve sokaklarda halk ile paylaşıyorlar. Böylece iktidarın kurmaya çalıştığı toz pembe ideolojik hegemonyayı önemli ölçüde kırıyorlar. Tüm demokrasi güçlerinin bu tür somut pratik çabalardan öğreneceği çok şey var. 

Güvenilirliği önemli ölçüde aşınmasına rağmen görsel ve işitsel medya, bu alanda hâlâ bir araç. Bu bağlamda 6112 sayılı kanunun 19. maddesinde öngörülen, sendikaların, meslek kuruluşlarının, derneklerin ve mahalli idarelerin medya hizmet sağlayıcı kuruluşlarına ortak olmasını engelleyen düzenlemenin kaldırılmasında fayda var. Böylece sendikalar veya barolar gibi meslek kuruluşlarının ve belediyelerin de radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmeti alanında faaliyet göstermesi mümkün olacaktır. Dolayısıyla farklı toplumsal gruplar, kamuoyunda seslerini duyurabilecektir. Böyle bir çabanın da etki ajanlarının ve zihin tetikçilerinin oluşturduğu, gerçeklerle örtüşmeyen havanın dağıtılmasına katkısı olacağı açıktır. 

HALKA GÜVEN VERMEK

Halkın manipüle edilerek siyasi bir özne olmaktan çıkarılmaya çalışıldığı günümüzde, asıl belirleyici olan, demokrasi yanlısı politikacıların ve partilerin meydanlarda, sokakta, kahvehanelerde ve gösteri yürüyüşlerinde, halk ile beraber, yaşadığımız derin ekonomik ve siyasi krizi aşmanın yolunu bulmasıdır. Ayrıca böyle bir süreçte, halkın, siyasi açıdan, birçok televizyon yorumcusunun ve kanaat önderlerinin ilerisinde olduğu da görülecektir. Bu süreçte demokratik siyaset, halk ile daha çok bütünleşerek halka güven verecektir. 

Önümüzdeki seçimleri kazanmak için demokrasi yanlısı tüm politikacılar, partilerin anket sonuçlarına, bazı televizyon ve radyo yorumcularının söylemlerine aldırmadan, iktidarın ezberini bozan iyimser çözüm önerilerini meydanlarda, sokaklarda ve salonlarda halk ile paylaşmaya cesaret etmeli ve halkın katkıları ile bu önerileri zenginleştirmelidirler. Çıkış kapısını aralayacak olan bu tür çabalardır.

AV. HAYDAR AKSOY

İSTANBUL BAROSU