Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Sınırsız ve çıplak umutsuzluk’ - Feridun Andaç
Antroposen çağının anlattığı ne varsa yaşıyoruz bugün. Çağını, zamanını, gününü, gecesini, havasını, suyunu yeni yeni anlayıp sorgulamaya başlayan insan, yeryüzünün kıymetini anlamaya yöneliyor.
“Bu yönelmede yeterli bilinç var mı” diye sorgulayacak olursak bilgi çağının söylemleriyle bunu yanıtlamamız olanaksız. Zira tüketilen her şey, değersizleştirilenlerin günbegün artışı yıkımlara kapı aralıyor. Öyle ki bunu yalnızca “savaş”larla açıklayamayız.
Zihin betonları
İşte, bakın, yaşanan doğal felaketler bize ülkelerin/ sistemlerin çöküşünü de anlatıyor. Pas zihni, güve bedeni kemiriyor. Amik Gölü kurutulurken seyre dalan zihniyet, Salda Gölü’ne çare aramaktan aciz.
Toprakta, suda, gündelik yaşamımızda “metabolik yarılma” dediğimiz şey yaşanılalı, tükenenin yerine hiçbir şeyi koyamıyoruz. Bir nevi “insan çağı”nın değerlerini hoyratça kullanarak, yıkarak yol alıyoruz.
Depremle gelen yıkımlar hayatın her alanındaki sarsıntıların açtığı gedikleri gösterdi bize. Mesele, salt çarpık yapılaşmanın da ötesinde bir gerçeği anlatıyordu aslında. Geri dönülmez, onarılmaz her şey biteviye betonlaştırılarak alanlarda köklendirilirken benzer şey, zihin betonları da döküyordu yaşama alanlarımıza. Uydurma “millet bahçeleri” bunun tipik örneğidir. Önde göstermelik “yeşil alan” ardına dikilen devasa beton bloklar silsilesi.
Bir tek bu da değil. Sağlık, eğitim, tarım ve daha birçok alanda yaşatılan cendere; doğa, çevre katliamları gibi, mesleksizleştirilen insan topluluklarını tembelliğe işsizliğe terk ediş. Emeği ıskalayıp güdülebilen bir sistem yaratma çabası. Yaşama girdabına dönüşen kentlerin nefessiz kalışı...
Yeni insan
Tüm bu altüst oluşlar yaşanadururken depremle sistemin çöküşü çok şeyi ortaya çıkardı. Özellikle siyasi körlüğün itibar kaybına meydan vermemek için toplumun her kesimini zihin tutulmasına götüren hamlelere girişildi bu süreçte.
McKenzie Wark’ın “küresel metabolik yarılma”1 dediği şeyin bu coğrafyada nasıl yaşandığını deprem gerçeğinde gördüğümüz gibi bir sinemasal başyapıt olan, Emin Alper’in “Kurak Günler” (2022) filminde de izlemiştik.
Evet, “Katı olan her şey buharlaşıyor”! Sistemi tıkayan, insanı umursamayan, emeği değersizleştiren her şey kendi tükenişini de hazırlıyor. Sınırsız sanılan dünyanın olanakları bir bir tükeniyor. Hele hoyrat yönetimler ve bunların aktörleri betonlaşmış zihniyetleriyle her bir şeyi dumura uğratırken seyirci kesilen kitlelerin uyuşukluğuna ne demeli?
Suyu elinden alınan, ormanı yok edilen, toprağı çölleştirilen, iyi eğitimden yoksun bırakılan kitlelerden eylem beklemek nafile! Her şeye rağmen bu “insan çağı”nda insandan/ insanlıktan yana iyimserim ama asla umutlu değilim!
İktisadi oluşumu var eden üretim alanları yeni teknolojilerle donatılmadığı, “yeni insan” kültürü var edilmediği sürece kapitalizmin her türlü dayatması betonlaşmaya ve çölleşmeye alan açacaktır.
Evet, depremin yarattığı yıkım bir sonuçtur. Ağır yenilgi alınmış bir “savaş”ın sonucundaki sarsıntının neden ve niçinlerini daha çok konuşmak yerine, görülen “sefaletin” aktörlerini bertaraf etmenin zamanıdır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!