Benim ve tüm Cumhuriyet okurlarının zorluklar içindeki gazetemizin İMECE kampanyasında yanında olmak, sıranın bize gelmeyeceği bir Türkiye olacağı gerçeğini bize hatırlatmaktadır. Doğru habere ulaşmak tüm yurtaşların hakkıdır. Gazete 95 yıldır kuruluş felsefesinden ayrıldığı dönemler hariç bu görevini yapmaktadır.

Cumhuriyet gazetesinin İMECE kampanyasına başladığı bu günlerde 15 Ekim 2010’da kaybettiğimiz Deniz Som’un Vaziyet köşesindeki son yazısına kadar her gün usanmadan koyduğu papaz Martin Niemöller’in “Sonra beni almaya geldiler, benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı’’ ikazını hatırladım. İmece CUMOK dahil önemli kuruluşlarca desteklendi. Bu kampanyaya korkularak yeterince destek verilmediğinde sıra size geldiğinde yanınızda mücadelenizi yansıtacak, sizinle beraber olacak bir gazeteniz olmayacak. Deniz Som bugünkü yönetime korkmadan karşı çıkarak içki yasağını protesto etmek için Üsküdar sahilinde şarabını içti. O günlerden bu günlere içkinin yasaklandığı, ayıp olduğu anlayışının hâkim olduğu günlere geldik. 

Kuvvacı dedem
Akıl çapları sadece dogmaya yönelmişliğin, Kuvvacı dedemin hatim indirirken bize anlattığı yobazlığın ne menem bir şey olduğunu yaşayarak öğrendik. 1892 (1308) doğumlu dedem 31 Mart 1909’da askeri okulda öğrenci iken mektepli olarak 31 Mart vakasında canını zor kurtarmıştı. Hayatının yönü değişmişti. Padişahlık (Saltanat) dönemini yaşamış, 1919’dan sonraki dönemde Kuvvacı olarak yıllarca Anadolu’ya silah sevk eden grupların içinde görev almıştı.
İngilizlerden kalleş olarak bahseden dedemin o zamanki tespitinin ne kadar doğru olduğunu Hüsnü Mahalli’nin Korkusuz gazetesi 31 Ekim 2018 tarihli “Cumhuriyet 100 yaşında’’ yazısından İngilizlerin 1928’de Atatürk’e karşı Müslüman Kardeşler örgütünü kurdurduğunu ve Ortadoğu’da örgütlediğini okuduğumda daha iyi anladım.
Cumhuriyet gazetesi ben doğmadan önce de evimizdeydi. Sadece gazetenin çağdaşlık, laiklik, bağımsızlık ilkelerine saldırıldığı iki dönem dışında hep evimizde oldu. Son saldırı sonucunda gazeteyi almaktan uzak durmak acı gelmişti. Gazetedeki son değişim sonucu kuruluş ilkelerine dönüşü ile damarlarımızdaki kan dolaşmaya başladı. Dostlar gazetelerini almaya başladılar. Vakıfın içini boşaltan önceki yönetim gazeteyi anlaşıldığı kadarıyla zor duruma sokmuştu. Bunun için dedemin, benim ve tüm Cumhuriyet okurlarının ülke savaşında yanında olan zorluklar içindeki gazetemizin İMECE kampanyasında yanında olmak, sıranın bize gelmeyeceği bir Türkiye olacağı gerçeğini bize hatırlatmaktadır.

Gazete öğretmenimiz
Doğru habere ulaşmak tüm yurtaşların hakkıdır. Gazete 95 yıldır kuruluş felsefesinden ayrıldığı dönemler hariç bu görevini yapmaktadır. Doğduğumuzdan beri bize ilkokul öğretmenimizen sonra yazı ve yazarları ile öğretmenlik yapmıştır. Bu görevini yapmasını engellemeyi düşünen iç ve dış güçlere dur diyebilmek İMECE kampanyasına korkmadan katılmakla, gazeteyi satın almak ve aldırmaktan geçmektedir. Bizim yaşayacak başka vatanımız dedemin babasının oldu. Ancak Cumhuriyet kuşağı dedemin olmadı; ben ve çocuklarımın da olmayacak!..  

Nurettin UNUR
Kanserolog ve Işın Bilimci