SMA İçin Ne Yapılmalı? - Prof. Dr. Kubilay VARLI
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

SMA İçin Ne Yapılmalı? - Prof. Dr. Kubilay VARLI

26.05.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

SMA (Spinal Musküler Atrofi) hastalığı, cinsiyet genine bağlı olmayan çekinik bir gen ile geçen, ilerleyici bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. SMA hastalıklı genini taşıyan anne ve babanın ikisinin de bu hastalıklı genini alan bebekleri, hastalığa yakalanırlar. Anne veya babanın birinden gelen gen, bebekte hastalığa neden olmaz. Hastalık, omurilik ve omuriliğin beyine yaklaştığı bölgesinde bulunan motor nöronların ilerleyici bozulması nedeniyle ortaya çıkar, değişik derecelerde kas güçsüzlükleri sonucu hareket ve solunum güçlüğü, yutma güçlüğü, ses çıkarma (konuşma) güçlüklerine sebep olur. Hastalığın klinik olarak 4 (bazı çalışmalara göre 5) tipi belirlenmiştir. Tip 1 ve 2 hastalığın en ağır formudur. Doğumdan hemen sonra hastalığın farkına varılır, motor gelişimleri çok sınırlıdır. Bu bebekler 2 yaşa varmadan, solunum, kas güçsüzlüğü nedeniyle kaybedilirler. Diğer tipler görece daha hafif sakatlıkla seyretmektedirler.

Ülkemizde tam olarak tespitler yapılamamıştır. Dünyada her yıl ortaya çıkan yeni hasta sayısı 8-10 bin canlı doğumda 1’dir. Herhangi bir anda, toplumda bulunan hasta sayısı 100 binde 1-2’dir. Ülkemizdeki sayılar, buna yakın olmalıdır. Bu sayılar esas alındığında ülkemizde 840 ile 1680 arasında hasta olduğu söylenebilir. Bu hastalara her yıl 118-145 dolayında yeni hasta eklenmektedir. Akraba ve aynı köyden evliliğin sıklığı dikkate alınırsa rakamların daha da yükseleceği tahmin edilebilir. Bazı hastalık dernekleri, hasta sayısının üç bin civarında olduğundan söz etmektedir. Hastaların yüzde 60’ının, hastalığın en ağır şekli olan Tip 1 olduğu bildirilmektedir.  

SON YILLARDA GÖRÜLEN GELİŞMELER 

Son yıllarda hastalığın genetik yapısının, gen düzeyindeki bozukluğun anlaşılmasıyla, genetik bozukluğu düzeltici yeni çabaların ortaya çıkmasıyla olağanüstü gelişmeler kaydedildi. Genlerdeki bozukluk nedeniyle doğru üretilemeyen proteinlerin doğru üretilmesini sağlayarak motor nöronların ilerleyici bozukluğunu engelleme, böylece hastalık belirtilerini azaltma yönünde başarılar sağlandı. ABD’de iki biyoteknoloji şirketi, iki ayrı ilaç geliştirerek ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nden klinik kullanım onayı aldılar. Her iki ilaçla yapılan çalışmalarda iyi sonuçlar alındığı, çocukların motor gelişim puanlarında istatistiksel olarak anlamlı gelişmeler olduğu yazılıyor. Bu, ümit ışığı bekleyen insanlarda heyecan uyandırıyor, beklentiler yükseliyor.

Ancak çalışmalara yakından bakınca görülenler, maalesef anlatıldığı gibi değil. Bebeklerin motor gelişimlerinde, hastalığın normal seyrine kıyasla bir gelişme olduğu inkâr edilemez. Hatta gelecek için ümit verici bile kabul edilebilir. Öyle ki solunum cihazına olan bağımlılık, hastaların çoğunda yok olmuyor ama azalıyor. Başını kaldıramayan bebek 30-120 saniyeye kadar başını kaldırabiliyor. Yardımsız oturamazken yardımsız oturabiliyor, belki emekleyebiliyor, ayağa kalkabiliyor, yardımla yürüyebilir hale gelebiliyor. Bu gelişmeler, hastalığın normal seyrinde, bunları yapamayacak bir bebek için sevindirici, ümit verici olabilir. Ama maalesef hepsi o kadar.

SMA HASTANESİ KURULMALI

“Tüm bu gelişmelerin ve sağlanan faydaların hasta başına maliyeti nedir?” sorusu önemli. Çünkü tıp dünyasında hemen tüm ilaçların fiyat-fayda analizi yapıldığı gibi bu ilaçların da yapılması gerekir. 2019’da yapılan bir fiyat-fayda analizi çalışmasında, bu iki ilaca ödenen para karşılığında elde edilen faydanın çok az olduğu, bazıları bizzat ilaç şirketlerince desteklenen çalışmaların tarafsız olarak incelenmesinden edilen bilgilerle ifade edilmiştir. Bu bilgilerden hareketle, en düşük fiyat baz alınsa bile, ülkemizdeki hasta sayılarıyla birlikte düşünüldüğünde, yaklaşık değerlerle bir yılda ortaya çıkan hastaların tedavi maliyeti 298-435 milyon ABD doları, tüm hastaların tedavi maliyeti 7.05-8.40 milyar ABD doları olmaktadır. Bu ücreti, tedavisi yeterince tatmin edici olmayan bir hastalık için ödemek zordur.

Alanında uzmanlaşmış bir SMA hastanesi kurulmalı, mevcut hastalar bu hastanede bakım altına alınmalı, rehabilite edilmelidir. Bilim kurulunun gerek gördüğü sınırlı hastalara yurtdışından getirilecek ilaçlar uygulanmalıdır. Böylece ilaç uygulama maliyeti düşürülür, bu hasta aileleri yurtdışında çareler aramaktan kurtarılabilir. Bu hastaneden sağlanacak bilgi birikimi ve olanaklarla ilaç geliştirme çalışmalarının yolu açılabilir.

KALICI ÇÖZÜM İÇİN…

Mevcut şartlarda hastalığın tanısı için genetik testler ülkemizde yapılmaktadır. Bebeğin hasta olması için hem anne hem babanın hastalıklı geni taşıması gerektiğini biliyoruz. Anne veya babadan birinde yapılacak analizde geni taşımadığı anlaşılırsa bebek hasta olmayacağına göre eşlerden birine (ömründe bir kez) tarama testi olarak gen analizleri yapılır ve hasta bir bebeğin doğması önlenebilir.

Ülkemizde akraba evliliği çok yüksek orandadır (tüm evliliklerin yüzde 29’u). Yaygın, etkin bir toplumsal bilgilendirmeyle akraba evliliğinin azaltılması için çalışılmalıdır. Bu sayede tedavisi olmayan diğer genetik hastalıklarda da azalma sağlanır.

Şüpheli hamilelerde, rahim içi sıvıdan alınacak örnekle, bebeğin hasta olup olmadığını anlamak teknik olarak mümkündür. Ancak bu halen sanırım ülkemizde yapılamamaktadır. Kısa sürede bu analizler ülkemizde kolayca yapılabilir hale getirilebilir. Hamileliğin erken dönemlerinde bebeğin hasta olacağı kesinleşirse hamilelik erkenden sonlandırılır, hasta bir bebeğin doğması önlenebilir.  

Tüm bunlar, birkaç hastanın yurtdışına giderek tedavi olması veya yurtdışından ilaç getirilerek yapılacak tedavilere harcanacak paralarla yapılabilir. Bunu yapabilecek bilgi birikimi ve insan gücü ülkemizde vardır. Bunların yapılmasıyla daha kalıcı ve etkili çözüm sağlanacağı gibi, yurttaşlarımıza da önemli bir hizmet sunulmuş olur. Ülkemize yakışan da budur. 

PROF. DR. KUBİLAY VARLI

HÜ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANA BİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ (EMEKLİ)

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyetin kurucu felsefesine dönüş - Basri Gürsoy

Türkiye bugün yalnızca bir iktidar değişimi tartışması yaşamamaktadır.

Devamını Oku
31.12.2025
Umut korkuyu yensin - Abdullah Yüksel

2025’in omuzlarımızda bıraktığı ağırlıkla giriyoruz yeni yıla.

Devamını Oku
31.12.2025
İyilik biriktirenlerin yolu - Serpil Güleçyüz

Yeni bir yıla, bin bir umutla merhaba derken tartışmaların dayatmaların gölgesinde, bizi biz yapan değerlerimizden ne kadar uzaklaştığımızı fark ediyoruz.

Devamını Oku
31.12.2025
Askeri hastanelerin yeniden açılması - Dr. Süleyman Kalman

Sıkça gündeme gelen askeri hastanelerin yeniden açılması yönündeki tartışmalar, yalnızca yönetsel bir düzenleme sorunu değil, görünüşte ani ama belki de “bile bile” yapılmış bir yanlıştan dönmenin ve silinmeye yeltenilmiş Cumhuriyetin sağlık belleği ile kurulan ilişkinin de bir göstergesidir.

Devamını Oku
30.12.2025
Barış üzerine bir deneme - Av. Ekrem Demiröz

Savaş kabadır, çirkindir ve acımasızdır.

Devamını Oku
30.12.2025
Yeni bir toplumsal yalnızlık - Dr. Alper Demir

Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasal gerilimler, derinleşen kutuplaşma ve kamusal alanın giderek daralması, artık yalnızca güncel siyasetin değil, toplumsal yapının kendisinin sorgulanmasını zorunlu kılıyor.

Devamını Oku
29.12.2025
Yıl biterken... - Erol Ertuğrul

23 yıldır Türkiye hak etmediği acıları yaşıyor.

Devamını Oku
28.12.2025
Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi.

Devamını Oku
27.12.2025
Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Devamını Oku
27.12.2025
Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025