Tanrı kimin yanında?
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Tanrı kimin yanında?

10.07.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Baştaki sorudan genelde Hıristiyan Küresel Kuzey ile Güney’de Müslüman dünyası arasındaki yüzyılları kapsayan inanç ve çatışma anlaşılır. Buna “Haçlılarla Cihad yarışması” da denebilir. S.P. Huntington’un “Uygarlıkların Çatışması” kavramı tarihteki bu duygusal bölünmeyle kanlı kapışmayı günümüze bir daha taşıdı. İlk Haçlı seferini başlatan papaz “Tanrı böyle istiyor!” demişti. Daha Müslüman Orta-doğu’ya inmeden Orta Avrupa ve Balkanlarda bile çapulculuk yaptılar. Dördüncü Haçlı Seferine önayak olanlar başka bir Hıristiyan kenti olan Konstantinopolis’i yağmaladılar. Ünlü Fransız ressamı E. Délacroix’nın “Haçlıların İstanbul’a Girişi” konulu parıltılı tablosu sıradan bir olay değildi.

Emparyalizmin sicili
Katoliklerle Protestanların kendi aralarındaki boğuşmalar yüz yılı kapsadı. ABD’deki günümüzdeki inanç, eşitliğin ve özgür düşüncenin din adına büyük düşmanı olan Calvin’in mirasıdır. Eski başkanlardan Oğul Bush’un “Tanrı Onların Yanında” başlıklı kitabın üstünde yandaşlarıyla toplu resmi var. ABD’deki Hıristiyan Köktendinciliği akımının tüm dünyada ergeç egemen olacağını anlatan kitapların her birinin satışı 65 milyonu aşıyor. Benim bu safsatayı o yayınlara göndermeler yaparak anlatan kitabım Avusturya’da ve Malezya’da ayrı ayrı basıldı. Son savaş Ortadoğu’da olacak, “Tanrı’nın Ordusu”nun başkomutanlığını Hazreti İsa yapacak ve Evangelist vurgulu Hıristiyanlık her yerde egemen olacakmış! Saçmalıklarla dolu Hıristiyancı kitabın birinin 8.5 milyonuncu nüshası Başkan Reagan’a özel törenle sunulduğunda, Beyaz Saray’ın teşekkür ve kutlama tepkileri bilinmelidir.
Üçüncü sınıf Hollywood oyuncusu Reagan’a göre, Rusya “Şeytan İmparatorluğu”ydu. İran İslam Cumhuriyeti’nde Ayetullah Humeyni de ABD’ye “İmperator-i Şîtan” diyordu. Müslümanların da aralarında görüş farkları, dahası çatışmalar hem vardı, hem olmakta. Suudilerle yandaşları Yemen’de kan döküyorlar. Sünni-Şii çatışması giderilemiyor. Kimileri Sünni üstünlüğünü bayraklaştırmışlar. Bu uğurda silahlı yandaşlar birilerinin kafalarını kesiyorlar. Bu olayları öne çıkaran Küresel Kuzey Müslüman olduklarını söyleyenlerin 11 Eylülde Dünya Ticaret Merkeziyle Pentagon’da 2 bin 500 kişiyi öldürdüklerini anımsatıyorlar. Bu suçlamaya kimi Müslümanların bir yanıtı da şöyle: “Emperyalizm bizim yakınlarımızdan en az 25 milyonunu öldürdü.” Bu konuda bir değil, iki görüş olduğu (Amerikalı yazar) W.R. Polk’un 632 sayfalık “Haçlılık ve Cihad” adlı yeni kitabında ayrıntılı biçimde görülüyor.
İslam’ın çıktığı andan bu yana, Küresel Kuzey saldırdı, öldürdü, çaldı götürdü ve tecavüz etti. Vasco da Gama Hacca gidenlerin yarı yolda ellerini, burunlarını, kulaklarını kesmişti. İngilizler Hindistan’ı Moğollar’dan değil, Babürî Türk yönetimini yıkıp yakarak aldılar. Britanya Hindistan’da öyle bir sömürü uyguladı ki, koca anakaranın ürünü Londra’ya taşınırken, geride 30-35 milyon Hintli açlıktan öldü. Tüm sömürgelerde borç köleliği de cabası. Belçikalılar Afrika’da Hitler’in öldürdüğü Yahudi ve Roman halkının en az iki katını boğazladılar; ayrıca, yerlilerin ellerini bacaklarını kestiler, kızlarına-kadınlarına tecavüz ettiler, tüm ürünlerine el koydular. Bu acımasızlıkları yaparken, onların farklı beyin yapılarından ötürü acı duymadıklarını söylüyorlardı.
Hindistan’daki 1943 açlığı ve milyonların ölümünden savaş başbakanı Churchill sorumludur. Trablus’ta yurtsever Ömer Muhtar’ı 1931’de asanlar İtalyan faşistleriydi. Bunu hiç unutmayan Kaddafi’yi de Küresel Kuzey öldürttü. Yerlilerin ürünlerini, pazarlarını, köylerini bombalayanlar da onlardı. Kullandıkları zehirli gazdan Fas’ta kanserin kökü hâlâ kazınamıyor. Kafaları kesip yerli köylerin önüne dizerlerdi. Bu olayların ISIS’in acımasızlığıyla yarıştığı bilinmelidir. Biz Cezayir’den çıktıktan sonra, Fransız Genel Valisi işyerine ata değil, bir yerlinin sırtına binerek gelmişti. Hollandalılar Cava’da 200 bin kişi öldürdüler. ABD 1898’de Filipinler’e girdiğinde yaptığı kıyım resmi belgelerdedir. Irak’a ambargo uyguladıklarında da, orada Hiroşima’da ölenlerden daha fazlası yaşamını yitirdi.

Tersine işleyen süreç
Bağnaz Hıristiyanlarla Müslümanlar kapışa kapışa yaşar ve iki koca küme de Tanrı’nın kendi yanında olduğunu söylerken, tümümüzü ilgilendiren çok önemli bir gerçek daha var. Dünyamız soğuması gerekirken ısınıyor; doğal sürece ters düşen bu yaşamsal durum karşısında pek az dünya yurttaşı, Hıristiyan ya da Müslüman, yakında olacakların farkında. Din bağnazlarının yönettiği Küresel Kuzey Tanrı’nın Hıristiyanlığı kurtaracağına inanıyor. Elbirliğiyle hiçbir önlem alınmazsa, dinozorlar gibi bizler de toptan yok olup gideceğiz. Uzayın kimya ve fizik gerçekleri karşısında bize ancak kendi bilgimiz ve bilincimiz yardımcı olabilir.
Dünyada önceden de birkaç toplu yok oluş yaşandığı anlaşılıyor. Bu seferki uzaydan gelen ağırlıklar, depremler ve volkan patlamaları değil, kapitalist çıkarcılığın vurdumduymazlığı. Bu durumda, bu konudaki bilimsel yayınları, örneğin Prof. Dr. Ali Demirsoy’un “2035: Sonun Başlangıcı” kitabını tüm din mensuplarına önermek zorundayım.

Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV

Yazarın Son Yazıları

Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025