Yeniden Kemalist Cumhuriyet - Dr. Mustafa Hüsnü Bozkurt
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Yeniden Kemalist Cumhuriyet - Dr. Mustafa Hüsnü Bozkurt

05.08.2021 06:59
Güncellenme:
Takip Et:

Son 19 yılda üst üste yaşadığımız eğitim ve sağlık skandalları, tarım ve hayvancılığımızın hali, ekonomik kriz, yargının durumu, kontrolsüz sığınmacı göçleri, salgınlar, depremler, seller ve nihayet son yangın felaketleri gösterdi ki devletimiz yönetilemiyor, ülkemiz savruluyor, milletimiz kendini sahipsiz hissediyor. Oysa “kimsesizlerin kimsesi” idi yoktan var ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti.

Savaşlarla yanmış yıkılmış, tek bir fabrika bacası tütmeyen Anadolu karasında, yarısı salgın hastalıklarla boğuşan 12 milyon insan, Atatürk önderliğinde dünyanın en haklı, en ahlaklı, en namuslu devletini kurmuştu 1923’te ve “uçak üreten” bir sanayi ülkesi yaratmıştı sadece 10 yılda. Çünkü, “namus” idi devlet yönetiminin vazgeçilmez esası. Milletin kör kuruşunun hesabı sorulur, siyaset zenginleşmek için değil, millete hizmet için yapılırdı. Çünkü, bilinirdi ki devlet “namus” ile yönetildiğinde bu millet her güçlüğü yener, her zoru aşar, her sorunu çözer. 

ÖYLE DE OLDU 

Fabrikalar kuruyor, dış girdilerini narenciyeyle, pamukla, incirle ödüyorduk. Atatürk’ ün talimatıyla uçak bileti fiyatları tren bileti ile eşitleniyor, milletvekili maaşları öğretmen maaşlarını geçmiyordu. 

Dünyada kendini doyurabilen 7 ülkeden biri olmakla övünüyorduk haklı olarak, demir ağlarla örüyorduk anayurdu dört baştan. O demir ağlar sadece demiryolları değildi elbette, 10 yıla sığdırılan ve milletimizi baştan yaratan sürekli devrimlerdi.

Millet Mektepleri idi demir ağlar. Türk Kanun-u Medenisi, Tevhidi Tedrisat idi, Üniversite Reformu idi, Köy Enstitüleri, Halkevleri ve Halkodaları idi, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu idi, köy öğretmenleri idi…

Demir ağlar, Refik Saydam Umumi Hıfzıssıhha Enstitüsü idi, sıtma eradikasyon, trahomla mücadele, verem savaş, frengi tarama memurları idi, doktorlar, ebeler, hemşireler idi, sağlık ocakları, dispanserler, sanatoryumlar, numune hastaneleri idi…

Türkiye İş Bankası, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası idi, MTA idi, MKEK idi, Suni İpek Fabrikası idi, Şişe Cam ve azot sanayisi idi, rafineriler idi, Etibank, Sümerbank idi demir ağlar…

Ve tabii demir ağlar, şu günlerde gündemde olan, çok aranan 1925’te kurulan Türk Tayyare Cemiyeti (Türk Hava Kurumu - THK) idi.

ATATÜRK’TEN SAPMANIN SONUCU

Genç Cumhuriyet aynı yıl Tayyare Motor Türk Anonim Şirketi’ni (TOMTAŞ), 1926’da Kayseri Tayyare Fabrikası’nı, 1932’de Eskişehir Tayyare Tamir Fabrikası’nı, 1933’te Devlet Hava Yolları’nı, 1935’te Türk Kuşu’nu, 1941’de THK Etimesgut Uçak Fabrikası’nı, 1945’te THK Gazi Uçak Motoru Fabrikası’nı ve 1947-1949’da dünya ölçeğinde teknolojiye sahip Ankara Rüzgâr Tüneli’ni (ART) de kurarak gerçek anlamda bir uçak sanayisi oluşturmuştu. Yazık ki bunların tamamı 1950’lerde kapatıldı.

Milli Mücadele’yi kırık dökük bir kaç uçakla veren, Büyük Taarruz öncesi Fransa ve İtalya’dan aldığı uçaklarla savaşan Türk milleti THK ile başladığı bu yolculukta, 1926-1942 arasında Kayseri Uçak Fabrikası’nda 7 ayrı tipte 212 uçak üretti. THK Etimesgut Uçak Fabrikası 1942-1952 yılları arasında 16 farklı uçak tasarladı, 126 yerli tasarım uçak imal etti. Atatürk’ün emriyle 1932’de İran’a uçak hediye etti Türkiye.

1923’te don lastiği, toplu iğne, çivi bile üretemeyen, un yapacak buğdayı, çayına koyacak şekeri, cenazesini kefenleyecek bezi olmayan Türkiye, 1926’dan itibaren uçak üretmeye başlamış, uçak motoru yapar, kendi tasarımı uçağını ihraç eder düzeye ulaşmıştı.

Peki, ne oldu da 1938’de 1 milyon doz kolera aşısı hibe ettiğimiz Çin’den aşı bekler, 130 ayrı ülkeden yüzlerce gıda ürünü ithal eder duruma düştük, milli yemeğimiz kuru fasulye-pilavın fasulyesini, pirincini üretemez olduk.

Neden Bulgaristan’dan saman, Yunanistan’dan pamuk, Suriye’den soğan ithal ediyoruz?

Neden 1930’larda kendi uçağını üreten Türkiye’nin bugün tek bir yangın söndürme uçağı yok?

Nasıl oldu da, birkaç yıl önce Ateş Kuşları ile Libya’da, Suriye’de, Yunanistan’da, Irak’ta yangınlar söndüren THK, bugün cayır cayır yanan ormanlarımıza müdahale edemez duruma geldi, pilotları kovuldu, uçakları 4 milyon dolar bulun(a)madığı için hangarda çürümeye terk edildi?

Lafı dolandırmaya gerek yok.

Mustafa Kemal’in akıl ve bilim yolundan saptık, devlet yönetiminden namus ve liyakati dışladık. Sonuç bu!

THK’nin başına ne geldiyse devletimizin başına da o geldi.

1920’lerde yokluklar içinde milyonlarca yurttaşını salgın hastalıkların pençesinden çekip alan Türkiye’nin, 2020’lerde ormanını, ağacını, börtü böceğini, kuşunu, insanını alevler karşısında çaresiz bırakması kabul edilemez.

ÇARE BELLİ

Aciz olan elbette devletimiz değil, devletimizi yönetmekle görevlendirdiğimiz siyasi kadrolardır.

Yeter artık!

Bu Atatürk ve laik Cumhuriyet düşmanlığı mutlaka son bulmalıdır.

Başarısı kanıtlanmış eğitim devrimi Finlandiya’ya, sağlık atılımı Çin ve Küba’ya, sanayileşmesi Uzakdoğu’ya, karma ekonomisi, kadın devrimi, hukuk devrimi ve demokrasi çabası bütün dünyaya ilham vermiş bir örnek duruyor önümüzde, görmek bu kadar zor olamaz, olmamalıdır.

Çare bellidir: Yeniden Kemalist Cumhuriyet!

DR. MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT

25-26. DÖNEM KONYA MİLLETVEKİLİ

Yazarın Son Yazıları

Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025