Öner Yağcı

100 yılda

16 Eylül 2023 Cumartesi

Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne ne yaşadık?

1923: Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla bağımsız Türkiye Cumhuriyeti kurulur. Laik, ulusçu, devrimci, halkçı, devletçi cumhuriyet olmanın gerektirdiği politikalar ve kurumlar oluşturularak büyük adımlar atılmaya başlanır.

1933: Cumhuriyet Devrimi’nin yerleştirilmesi için olağanüstü çabalayan CHP iktidarında yaşamın her alanında göz kamaştırıcı adımlar atılır. İnsanlar padişahın kulu olmaktan çıkıp Cumhuriyetin yurttaşı olmaya başlamıştır.

1943: Atatürk’ün ölümünden sonra ve 2. Dünya Savaşı’nın bitimiyle dünyaya yeni düzen verilirken İsmet İnönü öncülüğündeki çok partili yaşam, devrimci adımlarda duraklamayı da getirir.

20. YÜZYILIN 2. YARISINDA

1953: 14 Mayıs 1950 seçimleriyle iktidara gelen Adnan Menderes yönetimindeki DP için devrimleri sürdürmenin anlamı yoktur, karşıdevrim adımlarıyla Cumhuriyet düşmanlarının yolu açılır.

1963: Süleyman Demirel yönetimindeki AP iktidarı, 27 Mayıs 1960’tan sonra kabul edilen 1961 Anayasası ile gelen özgürlük ortamında toplumun sendikalar, gençlik ve meslek örgütleriyle, örgütlü güç olarak yaşama katılmasıyla yeniden yeşeren devrimci umutlara karşı durur.

1973: Devrimci yükseliş 12 Mart 1971 darbesiyle susturulurken Bülent Ecevit’in Bu düzen değişmelidir sloganının toplumu kucaklamasıyla buluştuğumuz yeni devrimci dalga, Milliyetçi Cephe (MC) hükümetleriyle durdurulmaya çalışılır.

1983: Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilk adımları olan 24 Ocak 1980 kararları devrimci yükseliş ortamında uygulanamayacağı için 12 Eylül 1980’de Kenan Evren öncülüğüyle gerçekleştirilen faşist darbe toplumsal muhalefeti ezer ve 1982 Anayasası ile yaşama düzenini belirler.

1993: Turgut Özal’ın sürdürdüğü olağanüstü hal düzenine karşı muhalefeti oluşturan sosyal demokrat partilerin, sosyalist güçlerin bölünmüşlüğü, güçsüzlüğü, yeniden umutlanan devrimci mücadelenin örgütsüzlüğüne, öncüsüzlüğüne yol açar.

21. YÜZYILDA

2003: On yıllardır döşenen mayınlarla yükselen Cumhuriyet düşmanlığı, AKP’de bütünleşerek ve toplumsal muhalefetin dağınıklığından yararlanarak 2002’de geldiği iktidarını 21 Ekim 2007 anayasa değişikliğiyle, Ergenekon, Balyoz kumpaslarıyla sürdürür.

2013: 12 Eylül 2010 referandumuyla yeni düzenin temellendirilmesi sağlanır. Cumhuriyet Mitingleri’yle direniş sürse de 2014’te MHP desteğiyle R. Tayyip Erdoğan’ın Saray saltanatı başlar.

BUGÜN

2023: Yaşadığımız, emperyalizmin BOP’unun işbirlikçileri aracılığıyla gerçekleştirilmesidir.

Tüketim, ümmet, kader, sabır, şükür, sadaka, kulluk, hurma, inşallah toplumunda vakıflar, cemaatler, imam hatip okulları, Kuran kursları, camilerle kuşatılıyoruz.

Yaşam biçimine dayatmalar, eğitimin dinselleştirilmesi, kadının nesneleştirilmesi, zam, vergi, pahalılık şampiyonlukları, kurulan yeni düzenin günlük adımlarıdır.

Bugün, toplumsal muhalefetin dağınıklığının da eklenmesiyle emperyalizmin ülkemizi tasarısına uygun duruma haline getirmesi ve yeni anayasayla yeni düzenin adının konulması adımlarını yaşıyoruz.

*

Tüm bunları Emre Kongar-Zülal Kalkandelen’in Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı (3 c., Remzi Kitabevi) adlı yapıtı ayrıntısıyla yaşatıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Savaş ve insan 14 Aralık 2024
Zaman, savaş ve insan 7 Aralık 2024
Tüketilmek 30 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları