Öner Yağcı

Nesin Vakfı’na sahip çıkmak

14 Mayıs 2022 Cumartesi

Nesin Vakfı’nın banka hesaplarının bloke edilmesi, iktidarın yerleştirmek istediği yeni yaşama biçiminin dayatılması yolunda bir adımdır.

Yaşamı, toplumsal, siyasal, kültürel yaşamımızla bütünleşen Aziz Nesin, örnek alınacak bir aydın, Tahsin Saraç’ın deyişiyle bir “insanoğlu insan”dı.

O da, onun emaneti olan Nesin Vakfı da, her şeye karşın yaşayacak elbette…

AZİZ NESİN FARKI

Geleneksel halk gülmecemizden kaynaklanan, toplumun sorunlarından esinlenen, insanın sorunlarını anlatan Nesin’in yapıtlarının sayısı 100’ü, tirajı 6 milyonu geçti.

40’tan fazla ülkede 200’den fazla kitabı basıldı. 20’ye yakın uluslararası ödül aldı.

Yazdıkları nedeniyle onlarca kez yargılanıp altı yıl kadar hapishanelerde yattı.

Türkiye Yazarlar Sendikası, İnsan Hakları Derneği, Barış Derneği, Türk-Yunan Dostluk Derneği, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, Bilar A.Ş., PEN, Onbinler A.Ş. gibi örgütlerin kuruluşuna öncülük etti.

“Yaşadığımız toplum ve bu toplumsal yapı adaletli değildir ve içinde bulunduğumuz koşullar da güzel değildir. Adaletsizlikten,  çirkinliklerden kurtulmak için, başta kendimiz olmak üzere, çevremizi, toplumumuzu, dünyayı değiştirme özlem ve isteği yaratmak...” düşüncesiyle ve dünyayı düzeltme, güzelleştirme umuduyla yazdıklarının temelinde ülke gerçekleri vardı.

Ürettikleriyle ülkemizin toplumsal yapısını sergilerken aydın olmanın sorumluluğunu sarsarak, düşündürerek, öfkelendirerek, güldürerek yerine getirdi.

BORÇ ÖDEYEN AYDIN

Aziz Nesin, yaşadığı yıllar boyunca halka borçlu olduğunu ve bu borcunu ödemek zorunda olduğunu aklından hiç çıkarmadı.

“Bizi biz yapan, bizi aydın yapan halkımıza borçluyuz. Bu ödenemez bir borç olduğu için ödeyemeyiz, ancak ödemeye çalışabiliriz,” düşüncesiyle yazdı hep.

Yaşamıyla yazdıklarının bütünleşmesinin temelinde düşünsel yöntemi vardır.

Onu var eden, unutulmaz bir Türk aydını yapan, ölümsüz kılan, düşüncesidir.

Düşüncelerine, düşüncesinin aydınlığına, yapıtlarına çok şey borçluyuz.

Cumhuriyetin yapı taşlarını oluşturan değerlerine sıkı sıkı sarılmak, değerbilmezlik batağına yakalanmadan dünü bugüne, bugünü yarına bağlamayı başarmak zorundayız.

Yoksa köksüz ağaçlar gibi çürümek kaçınılmazdır.

SAHIPLENME

2003 Ağustos’u... Avukat dostlarım Işık ve Bilgin İnanç, sahibi oldukları Beyoğlu’ndaki restoranın her ay bir günlük gelirini Nesin Vakfı’na bağışlamaya karar verdiler.

Vakfa çok emek veren eğitimci arkadaşım Ahmet Doğan’la birlikte Aziz Nesin Dostları adlı bir grup kurarak toplumun her kesiminden aydın dostlarımızın katkısıyla 6 yıl boyunca buluştuk.

Her ayın ilk pazartesi akşamındaki bu buluşma, umuda ve aydınlığa çağırarak uyardığı halkının sevgisini kazanan, “bir simyacı gibi gözyaşlarından gülmece yaratan” bir aydına sahip çıkmanın bir yoluydu.

Yapıtlarını ve bize emaneti olarak 1972’den beri kimsesiz çocuklara yuva olan Nesin Vakfı’nı (Çocuk Cenneti) özgürce yaşatmak borcumuzdur.

Türkçemize Aziz Nesinlik olay kavramını kazandıran Aziz Nesin’le ilgili kitaplar sunan aydınlarımız anlamlı bir görevi yerine getirdi: Müjdat Gezen, Demirtaş Ceyhun, Alpay Kabacalı, Ataol Behramoğlu, Yüksel Pazarkaya, Metin Aksoy, Hüseyin Atabaş, Fehmi Enginalp, Abdullah Gürgün, Hayri Bildik, Feridun Andaç…

*

Cumhuriyet’in çınarı Sami KaraörenGüzel Günlerimiz Oldu’daki anılarıyla yaşayacak.

68 Kuşağı’nın devrimcisi, edebiyatçı, Edebiyatçılar Derneği’nin kurucu başkanı, Türkiye Yazıları dergisinin yaratıcısı, müzikolog Ahmet Say’ın “güleryüzlü ciddiyet”ini unutmayacağım.

Amatör tiyatro ruhuyla yaşayan H. Hilmi Bulunmaz da sonsuzluğa göçtü.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Savaş ve insan 14 Aralık 2024
Zaman, savaş ve insan 7 Aralık 2024
Tüketilmek 30 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları