Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kedilerin Farkı...
Pazartesi günü çıkan “Sansür Yok Ama Mantığı da Yok mu?” başlıklı yazıda, sansürü kapsamlı biçimde tanımlayan bir belgeyi aktarmış, günümüzle benzerliğini irdelemeyi de okurlarımıza bırakmıştım.
Bir arkadaşım “benzerlik” olmadığını söyledi. Gerekçesi de gayet tutarlıydı:
“O dönemde sansür vardı. Yasaklanan haberler ve sözcükler kapsamında olanlar sansür görevlileri tarafından çıkarıldığı için sorun yaşanmıyordu. Olsa olsa gazetenin ya da yazarının sabıkasına bir çentik daha atılıyordu.
Şimdi öyle mi? İhbarcılar kol geziyor. Siyasetçiler de suçlama fırsatını yakalamanın öfkeli mutluluğuyla demediklerini bırakmıyorlar. Hedef gösteriyorlar ve genelde de başarılı oluyorlar. Hafiyelik bile modernleşip telekulak oldu.” “Haklısın” demenin dışında, itiraf edeyim ki yanıt bulamadım.
***
Bugün de Orhan Veli Kanık’ı (1914 - 14 Kasım 1950) misafir ediyorum. Kedi muhabbetine katkısı da cabası...
Önce “Kuyruklu Şiir”:
“Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin kalaylı kapta;
Benimki aslan ağzında;
Sen aşk rüyaları görürsün, ben kemik.
Ama seninki de kolay değil kardeşim;
Kolay değil hani;
Böyle kuyruk sallamak Tanrı’nın günü.”
Sonra da ölümünden 10 ay önce Yaprak dergisinde yayımlanan “Cevap” şiiri.
“Açlıktan bahsediyorsun;
Demek ki sen komünistsin.
Demek bütün binaları yakan sensin.
İstanbul’dakileri sen
Ankara’dakileri sen...
Sen ne domuzsun, sen!”
Yine benden bu kadar. Gazetelere bakıp günümüzle karşılaştırarak irdelemek sizlere düşüyor.
***
Terör ve teröristlerle mücadele etmek, Türkiye’nin de kabul ettiği uluslararası belgelere göre devletlere ana sütü gibi helal bir hak.
Ama “demokratik hukuk devleti” tanımı bizdeki gibi kitapta kalakalmış olmayan ülkelerde uygulanan biçimiyle...
Bizde de terörle mücadele için çıkarılmış yasalar var.
O yasalara göre, aralarında gazetecilerin de yer aldığı çeşitli mesleklerden yurttaşlar da terörist tanımı kapsamında.
Kürt asıllı yurttaşlarımızla ayrılıkçı teröristleri aynı kaba koyanların mantığını yansıtan tasarılar, sıradan yurttaşları da kapsayacak biçimde yasalaşıveriyor.
Türkiye’nin iç ve dış güvenliğinden sorumlu tutulan kurumlar (asıl sorumlunun siyasi iktidar olduğunu unutmayalım) gözaltı süresinin uzatılmasını istiyorlar.
Gerekçeleri de açık.
Kuş uçmaz kervan geçmez yalçın dağların tepesinde yakalanan ya da teslim olan teröristleri cumhuriyet savcılarına götürmek, hem görevlilerin sayılarının azalmasına neden oluyor hem de belirlenmiş olan süre yetmiyor.
Ne yapmak gerekli? Doğal olarak süreyi uzatmak.
Ama bizim siyasetçilerin aklına isteğin sınırlı gerekçesi yatmıyor. Bir başka deyişle, fırsatını bulup kendilerinin “terörist” konumunda tanımladıkları kişileri de kapsam içinde bırakmama yollarını arıyorlar.
Ortam zaten müsait ve kendi yandaşlarına dokunacak bir yanının da şimdilik bulunmadığını düşünüyorlar.
Fikir suçuna hapis yetmiyor ki gözaltı sürelerini arttırarak hoşlanmadıklarını daha kolay kodese atmanın yollarını bulmanın mutluluğunu yaşıyor olabilirler.
Ama Türkiye’yi her gün biraz daha zor yaşanır duruma getirdiklerinin ayırdında olmadıkları da ayrı bir gerçek...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'