Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
YARIN C Blok'ta savaş sonrası manzarası
Biz gazeteciler günler sonra Bayrampaşa Cezaevi’ne götürüldük, daha önce haber için birçok kez girdiğim cezaevini tanıyamadım. Tüm ranzalar yanmış, duvarlar yer yer tahrip olmuş durumdaydı. Yerlere dökülmüş yemekler, lime lime olmuş giysiler, çiftini bulmak imkânsız olan ayakkabı tepeleri, tarumar durumdaki sebze ve meyve çuvalları çatışmanın boyutunu gösteriyordu.
\nC-13 ve C-14’ün havalandırma duvarında operasyon sırasında askerlerin girmesi için açılan büyük bir deliğin önünde ise tutuklu ve hükümlülerin beslediği kuşlar, devrilmiş kafeslerine sığınmışlardı. Ölüm orucuna yatanların kaldığı C-14 koğuşunda yangın her şeyi kül etmişti.
\nOperasyonla girilen koğuşların durumunun özeti, karanlık, yanık karası, gaz ve yanık kokusu, enkaz ve yürümeyi yer yer olanaksızlaştıran kullanılmış bomba kümeleri, cam kırıkları ve çamurdu. Kısacası C blok koğuşları yatakhaneleri, meydanları, avluları, koridorları tam bir savaş sonrası görüntüsü veriyordu.
\nİnsanlar yanarken pankartlar ve kitaplar sapasağlam.
\nAydın heyetinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Alt Komisyonu üyelerinin Adalet Bakanlığı ile eylemci tutuklu ve hükümlülerin görüşmeleri sürdürdükleri C-12 koğuşu daha az hasarlıydı.
\nGiysiler, kitaplar, yataklar etrafa atılmış, davullar patlatılmış, saz ve gitarlar parçalanmış, eylemcilerin yetiştirdiği çiçekler yere dağılmıştı. Arabulucuların yazılarında dile getirdikleri akvaryum ise boştu.
\nKoğuş avluları, gazete, dergi, ayakkabı, terliklerle dolmuştu. Yarısı yanmış fotoğraf, mektup ve günlükler etrafa saçılmıştı. Eylemcilerin yazdığı, bir müdahale sırasında yapılacakları sıralayan kâğıtlar ise masa üzerinde ıslak duruyordu.
\nSergilenenler arasında, açlık grevlerinin bitiminde kalıcı sakatlığı önlemek için vitamin olarak kullanılan Ensure (mama), tahrip olmuş Lenin büstü, Che Guevara, Mao, Karl Marx’ın yanı sıra Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya’nın resimleri, Yılmaz Güney’in fotoğrafı, İngilizce dil öğrenme kitapları, ansiklopediler, daktilo, çoğu piyasada satılan kitaplar, kasetler, fotoğraf albümleri, saz, gitar ve davul gibi eşyalar da bulunuyordu.
\nİlginçti, insanlar yanarken pankartlar ve kitaplar sapasağlamdı. Tutuklu ve hükümlüler, “Bizi bir kimyasal sıvı yaktı” dediler, uzmanlar bile bu maddenin ne olduğunu anlayamadı.
\nBugün hâlâ hayata tutunmaya çabalıyorlar.
\nİnşaat işçisi, muhasebeci, konfeksiyon işçisi, işportacı, tekstil işçisi, pastacı, berber, öğretmen, sanatçı, gündelikçi, mühendis, iktisatçı, maden işçisi, asker...
\nOnlar senin, benim gibi insanlardı, sadece içerdeydiler, sadece cezaevlerinde insani yaşam koşulları istediler. Ve karşılığında Hayata Dönüş adlı cehennemi yaşadılar.
\nAradan bunca zaman geçti, bugün hâlâ operasyon sırasında cezaevinde olanlar, hayata tutunmaya çabalıyorlar. Bir kısmı hâl mücadele içerisinde, bir kısmı Türkiye’de, diğerleri Avrupa’da...
\nTelefonla, yüz yüze, internet üzerinden konuşuyoruz, çoğunun psikolojisi bozuk, kâbuslar görüyorlar, yitirdiklerini ve yaşadıklarını unutamıyorlar. Nasıl unutsunlar ki?
\n\n\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'