Afganistan ve Taliban

20 Ağustos 2021 Cuma

Türkiye, 2. İnönü Savaşı’nın başlamasından tam üç hafta önce, Moskova’da Afganistan ile “İttifak Anlaşması”nı 1 Mart 1921’de imzaladı. Bu, Türkiye’nin ilk “uluslararası anlaşması”dır...

Emanullah Han, 1919’da tahta çıkarken Afganistan’ın “bağımsızlığını” da ilan etti... Emanullah Han’ın, “Türkiye’nin 1921 Anayasası”nı örnek aldığı Afgan Anayasası, 1923’te yürürlüğe girdi.

Kayınbiraderi olan Dışişleri Bakanı Mahmud Tarzi danışmanlığında giriştiği “gayri İslami yenilik hareketleri” nedeniyle İslami çevrelerin tepkisiyle karşılaştı. 

Emanullah Han, 20 Mayıs 1928’de Ankara’ya geldi, Mustafa Kemal Atatürk ile konuştu... Ülkesine dönünce “kadınlara siyasal haklar tanınması gibi yeni anayasal tasarıları” açıklayınca, “mollaların tepkileriyle” karşılaştı.

Kasım 1928’de bir ayaklanmada, bir kabile reisi olan Baççe-i Sakov, başkent Kâbil’i ele geçirdi, kendisini “hükümdar” ilan etti. Emanullah Han, tahtı yeniden ele geçirmeyi denediyse de başarılı olamadı ve Afganistan’dan kaçmak zorunda kaldı!

Yıl 2021! Afganistan’da “tarih tekerrür” etti... Taliban’ın Kâbil’i işgal etmesi üzerine Cumhurbaşkanı Eşref Gani yurtdışına kaçtı!

***

Afganistan’ın son çeyrek yüzyılında etkili olan “Taliban örgütünü” özetle tanıyalım... 

“Taliban”, Arapça “Talib (öğrenci)” sözcüğünün çoğuludur. “Taliban (öğrenciler)” adını benimseyen örgüt, Sovyet işgaline karşı savaşan, Molla Ömer Ahund liderliğindeki, yaklaşık 50 medrese öğrencisiyle 1994’te kuruldu.

Geleneksel inançlı olarak hızla yandaş toplayıp gelişen Taliban, amacını, Sovyet savaşı ve iç savaşlarda ortaya çıkan “savaş ağalarından kurtulmak olarak” tanımlayıp, “ülkeye İslama dayalı yönetim getirmek olarak” açıkladı!

Kurulduktan birkaç ay sonra, “medrese ve şeriat okulu öğrencileri” ile topluluğun gücünü 20 bine çıkarırken Pakistan “istihbarat teşkilatı (ISI)” da örgütün yol göstericisi oldu... 

1995’te, ülkede 12 kentte denetimi sağlayıp Kâbil’e dayandığında, kenti üç ayrı koldan bombaladı. Ancak Sovyetler Birliği’ne karşı verdiği direnişle adını duyuran Ahmet Şah Mesud liderliğindeki güçler, Taliban’ı ağır yenilgiye uğrattı.

Pakistan’dan ve bazı Körfez ülkelerinden para ve silah desteği aldıktan sonra 1996 Eylülü’nde Kâbil’e saldırı hazırlıkları yaptı. Kanlı sokak savaşına girmek istemeyen Tacik komutan Ahmet Şah Mesud, kendine bağlı tüm güçleri 26 Eylül 1996’da Kâbil’den çekti.

Ortaya çıkan “yönetim boşluğundan” yararlanan Taliban, 27 Eylül 1996’da Kâbil’e girdi. İlk olarak BM binasına sığınan eski Devlet Başkanı Muhammed Necibullah Ahmedzay ile kardeşi Şahpur’u idam etti.

“Milis (askeri çete)” yapısında olan Taliban, o günden sonra siyasal yapı olarak “kendi hükümetini kurduğunu” da açıkladı. Adını “Afganistan İslam Emirliği” ve Molla Ömer’i de “Emirel Müminin (Müminlerin emiri)” olarak ilan etti. Bayrak değiştirildi... 

Molla Ömer adına camilerde hutbe okundu. Afganistan’ı yakından izleyen uzmanlara göre Taliban, bundan sonra “Pakistan’ın bölgedeki çıkarları için vekâlet savaşı veren bir örgüte” dönüştü. Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, Taliban’ı resmen tanıdılar...

***

Başlangıçta, yumuşak bir görünüm veren örgüt, Kâbil’i ele geçirmesinden sonra, çok katı kurallar uygulamaya başladı. “Şeriata dayalı anayasal düzen” yürürlüğe girdi. “Hanefi mezhebi” ön plana çıkarıldı.

“Şeriatın” gündelik yaşamda uygulandığını izlemek için “Emr-i bil Maruf (iyiliği emretme) Bakanlığı” kuruldu! Yaşamın her alanından soyutlanan kadınların çalışması, kız çocuklarının okula gitmesi ve eğitim alması tümden yasaklandı!

Kadınlara “peçe”, erkeklere “takke ve sakal zorunluluğu” getirildi.

Sakalını kesenler için altı aydan başlamak üzere hapis cezası verildi. Yüzü görülen kadınlar kırbaçlandı!

Afganistan televizyonunun yayını durduruldu. Ele geçirilen tüm bilgisayarlar TV kabul edilerek kırıldı. Fotoğraf dahil her türlü görsel yayın ve müzik yasaklandı. 

Erkeklere, evine en yakın camide “5 vakit namaz kılma koşulu” getirildi. “Emri bil Maruf görevlileri” camilerde yoklama yaptı ve mazeretsiz camiye gitmeyenlere, ağır cezalar uygulandı. Namaz surelerini bilmeyenler kırbaçlandı!

Bütün okullar, “medreseye” dönüştürüldü. Ders kitaplarındaki görseller yok edildi. “Medreselerde” 3’üncü sınıftan itibaren, tüm öğrencilere “en az üç m. uzunluğunda olmak üzere sarık sarma zorunluğu” uygulandı!

İslam devletine karşı gelenler, “hain” ve özellikle farklı mücahit gruplardaki kişiler, yakalandıklarında “şer ve fesat hükmü” ile idam edildiler.

Çok sayıda kişinin çeşitli nedenlerle elleri kesildi. Kesilen eller, kent merkezinde sergilendi!

Toplu taşıma araçlarındaki aynalar, kadınlara bakılabileceği gerekçesiyle kaldırıldı!

Örgüt 1998’de Afganistan’ın yüzde 90’ını kontrolü altına aldı. Muhaliflerin elinde sadece “Şah Mesud’un” denetimindeki Pencşir bölgesi kaldı...

Önce Atatürk bağlantılı Afganistan’da, sonradan Taliban’ın doğuşunu anımsayalım istedim... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları