Öztin Akgüç

İki zıt kişilik

08 Eylül 2021 Çarşamba

Ülkemizde de politikada, bürokraside, iş yaşamında, akademik çevrelerde, medyada toplumun her kesiminde, davranış, eylem, etik değerlere uyum, değer yargıları açısından birbirine zıt, farklı kişilik, karakter gözlemlenmektedir.

Bir yanda ülke sevgisi, sorumluluk duygusu yüksek, vatandaşlık hak ve görevlerini yerine getiren, işini en iyi şekilde yapmaya gayret eden, etik değerlere olabildiğince uyum sağlayan, gösterişten, istismardan kaçınan, alçakgönüllü, onurlu, kişiliğini koruyan, “düzgün” olarak nitelendirilebilecek özgeci kişilik.

Öte yanda sürekli kişisel çıkar kollayan, belli bir inancı olmayan veya saklayan, övgü, yaltaklanma, itaat, biat ile her yönetime, döneme uyum sağlayan, onuru bir erdem olarak algılamayan, etik değerlere uyumu önemsemeyen, içtenlikle davranmayan, ikiyüzlü, aldatıcı davranışları olan, gammazladığı, arkasından kuyusunu kazdığı kişilere karşı güler yüz gösteren, oluşan başarıları sahiplenmeye çalışan, çıkar grupları ile ilişki kuran, ekibin bir elemanı olmaya hazır, iç ve dış çevrelere kullanılabilir olduğu iletisini veren, yolsuzluğa, usulsüzlüğe göz yummaya yatkın, fırsatçı “aferist” olarak nitelendirilecek kişilik.

Aferist grubu, düzgün, üretken kişileri, kendi emellerini gerçekleştirme açısından tehlikeli gördüklerinden, elenmeleri, dışlanmaları yönünde her oyunu oynar, iftirada bulunur, arabozuculuk yapar, karalar, karalamada aracılar kullanır. Yeniden yapılandırma söylemi altında, dış tehditlerle, telkinlerle, aferistlerin oyunlarıyla, çoğu kez düzgün kişilerin tasfiyesi yapılır.

Ülkede bazı gerçekler göz ardı edilerek, görmezden gelinerek sorunlar çözülemez, kalkınma sağlanamaz. Ülkede T.C. vatandaşlığını içselleştirmemiş, Cumhuriyet karşıtı, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e kinlenmiş, dış güçlerle işbirliğine yatkın, din istismarcısı bir kitlenin varlığı yadsınamaz.

Emperyal güçlerin, birlikteliği bozmak, yanıltmak, yön saptırmak amacıyla, milliyetçi, cumhuriyetçi, solcu hatta Atatürkçü etiketiyle sahte, düzmece kuklalar sürdüğü, etkili orunlara, işbirlikçileri monte ettiği, STK’ler oluşturduğu dikkate alınmalıdır.

Milli Mücadele süresince dış güç destekli, din istismarı ağırlıklı iç isyanlar çıkarıldığı, emperyal güçlerle dostluk cemiyetleri kurulduğu hatta bazı yörelerde işgalcilerin bando mızıka karşılandığı unutulmamalıdır. Milli Mücadele bir bütün halinde yapılmamıştır. Atatürk düşmanlığının kaynağı, Milli Mücadele’nin kazanılması, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması, laikliğin benimsenmesi olmuştur.

Emperyalizmin gücü, askeri, teknik olmaktan çok, güdümü altına almak istedikleri ülkelerde işbirlikçi kişiler bulmalarından, STK’ler oluşturmalarından kaynaklanmaktadır.

Ülkemizde halen tümüyle temizlenememiş, yandaşları tam olarak saptanamamış, F. Gülen örgütü; CIA güdümünde kurulmuş, desteklenmiş, bir ihanet topluluğudur. Ülkesini, toplumunu kendi kişisel çıkarı için satacak tıynette olan kişiler, örgüte girmiş veya desteklemiş, övmüşlerdir. Örgüt artıkları korkarak, cezalandırılmadan kaçınmak veya bazı çevrelere hoş görünmek için itirafçı olmuş ya da Emniyet’te, adalette Cumhur İttifakı’nın baskı aracı olarak kullanılmışlardır. Bu kişilerde ahlaki redaet, kötülük, düşüklük, daha düşük düzeyde utanç vericidir.

Kamuya açıklanan F.G. örgütü aslında bir aysbergin su yüzünde görünen bölümüdür. Örgütün tüm üyeleri belirlenmediği gibi, emperyal güçlerin ülkemizdeki tüm işbirlikçileri, destekledikleri örgütler, STK’ler su yüzüne çıkarılmamış veya çıkarılamamıştır. Bu bağlamda bazı kişileri, örgütleri kanıtlama girişimleri engellenmekte; bu kişi ve örgütler üzerinde sadece kuşku kalmaktadır.

Ülkede bazı kurumlar varlıklarını halen sürdürüyorlar, baskılara direniyorlarsa, kamuda, özel kesimde işler aksamalarda olsa sürüyorsa, bu ancak iyi niyetli, düzgün vatandaşlar sayesindedir. Kalkınma yalnız gelir artışı değil, toplumun değer yargılarının, davranış biçimlerinin değişmesini, yaşam kalitesinin yükselmesini içerir.

Ülke, iyi niyetli, özverili, düzgün vatandaşların çabasıyla kalkınacak, sorunlarını çözebilecektir. Düzgün vatandaşların varlığı ülke için güvence, ümittir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Canlı duygusallığı 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları