Öztin Akgüç

Samimi, Açık ve Dürüst Olmak

04 Kasım 2012 Pazar

Bir sorunumuz da samimi, hatta dürüst, açık olamamak. Düşüncemizi dürüstçe, somut, ayrıntıya inen biçimde açıklamıyoruz ya da açıklayamıyoruz. Genel laflar ediyoruz, duygusal tahrikler yapıyoruz, bazı kavramların ardına saklanıyoruz, olmalı, yapılmalı gibi normatif sayılabilecek değerlemeler yapıyoruz. Sonuçta somut olarak ne öneriyoruz, ne diyoruz? Pek açık, belirgin değil. Yoruma açık boşluklar bırakıyoruz. Dolayısıyla kişiler de yazılanları, söylenenleri kendi eğilimleri doğrultusunda algılıyorlar. Diyalog diyoruz ama yapılan sağırlar diyaloğu. Amaç net olarak ortaya konulmadıkça, müzakere, diyalog sözcükleri, önerileri alalama olarak kalıyor.

\n

Terör başladığında, sorun Kürt sorunu olarak lanse edildiğinde, ortaya konulduğunda benzer bir yazı yazmış, şu soruları gündeme getirmeye çalışmıştım.

\n

Türkiyede Kürt kökenli vatandaşların siyasal, seçme, seçilme hakları yok mu?

\n

Seçmen listeleri hazırlanırken Kürt kökenli olan vatandaşlar listeye alınmıyor mu?

\n

Kürt kökenli olanlar belediye başkanı, milletvekili, muhtar seçilemiyor mu; bakan, başbakan olamıyorlar mı?

\n

Kürt kökenli vatandaşların medeni hakları kullanma hak ve ehliyetleri yok mu? Onlara özgü şahıs, aile, miras hukuku mu var? Gayrimenkul edinemiyorlar mı? Kürt kökenli vatandaşlarımız için ayrı ayni haklar yasamız mı var? Taşınmaz edinmeleri tapuya tescil edilmiyor mu?

\n

Ceza kanununda Kürt kökenli vatandaşlar için özel ağırlaştırıcı cezai hükümler mi öngörülüyor?

\n

Vergi kanunları yalnız Kürt kökenli vatandaşlara mı uygulanıyor? Vergi bağışıklıklarından Kürt kökenli vatandaşlar yararlanamıyor mu?

\n

Teşvikler yalnız Türk kökenli işadamlarına mı veriliyor?

\n

Kürt kökenli vatandaşlar şirket kuramıyor, ticaret yapamıyor, üstlenici, işadamı olamıyorlar mı?

\n

Kürt kökenli vatandaşlar kamu hizmetlerinden yararlanamıyor mu? Kamu hizmetleri için daha ağır hizmet bedelleri mi ödetiyorlar?

\n

Hangi yasada Türk-Kürt ayrımı var?

\n

Bu sorular uzatılabilir. Kamu atamalarında işe almada ayrım yapıldığı savunulabilir. Kamu atamalarında ayrımcılık vardır ama Kürt kökenli olmak tali etken bile değildir. Partizanlık dernek desteği, cemaat ve/veya tarikat mensubu olmak çıkar birliği, hizip, yalakalık, hemşerilik etkili olur ama köken farklılığı belki en son sırada söz konusu olabilir. Kürt kökenliler değil tersine seleksiyon ile genellikle liyakatli olanlar aleyhine ayrım yapılır. Bu bağlamda Türk-Kürt fark etmemektedir.

\n

Sorun, nihai amaç dış destekli büyük Kürt devleti kurmak, Türkiye Cumhuriyetinden toprak almaktır. Kürtçe yayın, anadilinde eğitim için bu denli örgütlü terör yapılmaz. Suriye, Irak, Türkiye ve İrandan alınacak topraklarla, parçalar birleştirilecek puzzle tamamlanacaktır. Öcalana tecridin kaldırılması, serbest bırakılması, anadilinde eğitim, Kürtçe yayın, Kürt kökenliler aleyhine atamalarda ayrımcılık yapılması, bunlar sözde nedenler, asıl amacın alalaması, kamuflajı ya da asıl amaca doğru gidişin aşamalarıdır.

\n

Türkiye Cumhuriyetinden emperyal güçler güdümünde oluşturulacak bir Kürt devletine toprak vermeye razı mıyız? Razı isek müzakere yapılabilir: Kürt devletine 18 il mi, yoksa 14 il mi verilsin, Malatya Kürt bölgesinde mi olsun yoksa TC sınırları içinde mi kalsın? Kürt devleti Hatay ve İskenderunu da kapsayacak mı? Akdenize açılsın mı yoksa Mersini de içine alacak şekilde mi Akdenize uzansın? Ne isteniyorsa, öneriliyorsa açık söylensin. Kürt devleti kurulsa bile kan yine durmaz, ne yazık ki bazı analar yine ağlamaya devam eder. İsrailin kuruluşu ile Ortadoğuda kan durdu mu, barış mı geldi yoksa kan daha şiddetli akmaya mı başladı?

\n

Sorunu, Kürt sorunu diye alalamayalım; ayrımcılık, demokratikleşme ile saptırmayalım. Gerçeği görelim ve söyleyelim: Akil adam, kanaat önderi, usta gazeteci, bilim insanı diye bazı çevrelerin sesyayarlarını vitrine çıkarıp analar ağlamasın edebiyatı yapmakla, ne yazık ki sonuç alınamıyor. Açık, samimi ve akılcı olalım; soruları sorup net yanıtlar almaya çalışalım, gerçek amacı ortaya çıkaralım. Lütfen genel laflardan, klişe tümcelerden, takıyyeden, insancıl, sureti haktan görünmekten kaçınalım. Sadede gelelim. Nihai amaç ne? Nereye varılmak isteniyor?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları