Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Türkiye Cumhuriyeti karşıtlığı
Ulusal mücadeleden bu yana yaşanan olaylar, günümüzün siyasal sorunlarına Cumhur İttifakı’nın işlevine, yeni anayasa yapma önerisine de ışık tutacak niteliktedir. Türkiye Cumhuriyeti karşıtlığı, ulusal mücadelenin başlangıcına değin uzanır. Bağımsızlık savaşımını baltalama çabaları, savaş yılları süresince sürmüş, savaş sonrasında da Türkiye Cumhuriyeti karşıtlığına dönüşmüştür. Olayların gelişimi, aydınlatıcı ve bu tanıyı kanıtlayıcıdır. Olayların zaman dizisi şöyledir:
1919 yılı: 19 Mayıs Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Samsun’a çıkışı; Haziran Amasya Tamimi “Vatanın tamamiyeti, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”; 23 Haziran Mustafa Kemal Paşa’nın azli ve yetkilerinin kaldırıldığının vilayetlere bildirilmesi; 23 Temmuz Erzurum Kongresi; 29 Temmuz Mustafa Kemal Paşa’nın yakalanarak İstanbul’a gönderilmesi talimatı; 3 Eylül İstanbul hükümetinin, Elazığ valisi Ali Galip’e Mustafa Kemal Paşa’yı tutuklama, Sivas Kongresi’ni engelleme emri; 4 Eylül Sivas Kongresi; ulusal mücadelenin başlatılmasının ardından ülkede din motifli yabancı destekli ayaklanmaların başlaması. 27 Eylül Birinci Bozkır İsyanı; 20 Ekim İkinci Bozkır İsyanı; 25 Ekim Birinci Anzavur İsyanı; 26 Ekim Şeyh Eşref Hart Kasabası İsyanı; 11 Aralık İngiliz yüksek komiseri J. de Robeck’ın “Mustafa Kemal başlıca düşmanımızdır” raporunun yayımlanması.
1920 yılı: 28 Ocak Misakımilli Beyannamesi’nin kabulü; 16 Şubat İkinci Anzavur İsyanı; 15 Mart İtilaf Devletleri’nin Türk aydınlarını tutuklaması; generallerinin gizli raporu “Halkın çoğunluğu savaş yorgunudur. Vatanlarını korumak için müthiş şekilde savaşacaklardır. Ordu birlikleri milliyetçilerle birleşmiştir.”; 16 Mart İstanbul’un resmen işgali; 19 Mart Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’da toplanacak fevkalade yetkili meclis için seçim yapılması tamimi; 3 Nisan İsmet (İnönü) ve arkadaşlarının Ankara’ya gelişi; 10 Nisan Şeyhülislam Dürrizade Abdullah’ın Kuvayı Milliye aleyhine fetvası; 13 Nisan Birinci Düzce İsyanı; 18 Nisan İstanbul hükümetinin Kuvayı Milliye’ye karşı Kuvayı İnzibatiye’yi kurması; 23 Nisan TBMM’nin Ankara’da toplanması; 11 Mayıs Divanıharp tarafından Mustafa Kemal Paşa’nın idama mahkûm edilmesi; 14 Mayıs Birinci Yozgat İsyanı; 15 Mayıs Kuvayı İnzibatiye’yi oluşturan Anzavur kuvvetlerinin yenilgiye uğratılması; 6 Haziran Zile İsyanı; 8 Haziran Viranşehir, Siverek Milli Aşiret İsyanı; 13 Haziran Çapanoğulları İsyanı; 8 Ağustos İkinci Düzce İsyanı; 5 Eylül İkinci Yozgat İsyanı; 2/3 Ekim Delibaş İsyanı; 11 Aralık Demirci Mehmet Efe İsyanı.
1921 yılı: 12 Ocak Çerkez Ethem’in Batı Cephesi kuvvetlerine saldırısı; 22 Ocak Çerkez Ethem kuvvetlerinin dağıtılması; 6 Mart Koçkırı İsyanı. Ulusal mücadelenin başlangıcından savaş sonrasına değin 16 iç ayaklanma olmuş, Ankara hükümeti için Batı Cephesi’nden çok iç isyanlar sorun olmuştur.
Cumhuriyetin ilanından sonra TBMM’de muhalif, hilafetin kaldırılmasına karşı olan vekiller tarafından 11 Kasım 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) kurulmuş; programında ademi merkeziyet, ekonomide liberalizm, serbest teşebbüsçülük, dini fikir ve inançlara saygılı olma ilkeleri yer almıştır. Halk arasında da hilafetin yeniden kurulacağı, medrese ve tekkelerin korunacağı, eski yasaların yönetim için yeterli olduğu, yeni düzenlemelere karşı olunduğu, Müslümanlığın zedelendiği propagandası yapılmıştır. Musul sorunu çözüme bağlanamamışken, İngilizlerin silah ve para yardımı ile 1925 Şubat ayında Şeyh Sait İsyanı başlamıştır. İsyanın gerekçesi, “Din elden gidiyor, hükümet dinsizdir. Okullarda dinsizlik kol geziyor. Yolumuz din yoludur” olarak açıklanmıştır. İsyanın başlamasıyla TCF kapatılmıştır.
TCF sonrası kurulan sağcı partilerin de programları benzerlik göstermiş, söylemleri din ağırlıklı olmuş, oy olarak da aynı kitleye dayanmıştır. Günümüzde benzer eğilimi Cumhur İttifakı temsil etmektedir. Cumhur İttifakı’nın analizinde tarihsel kökenin yanı sıra ABD’nin BOP (GOP) projesinin amaç ve araçları da dikkate alınmalıdır. Proje, Kuzey Afrika Atlantik kıyısından Hazar’a kadar olan bölgede ABD’nin hegemonyasının kurulmasını amaçlamakta, bölgenin siyasal ve ekonomik açılardan yeniden yapılandırılmasını öngörmektedir. Projenin uygulanmasında ülkemiz prototip örnek model olarak seçilmiştir. Siyasal model olarak benimsenen ılımlı İslamı iktidara getirebilmek için Türk-İslam sentezi alalamasıyla Cumhur İttifakı’nın nüvesi 80’li yıllarda oluşturulmuş; AKP kurulduktan sonra MHP’ye de iktidar yolunu açma, kılavuzluk görevi verilmiştir. AKP iktidarının tutum ve uygulamaları, Cumhuriyet ilke ve kazanımlarına aykırı olmuş, karşıtlık zaman zaman söylemlerle de dışa vurulmuştur. Sivil anayasa önerisi de Cumhuriyeti noktalamaya, parantez içine almaya yöneliktir.
Cumhur İttifakı’na karşı, yalnız demokrasiyi ve haklarımızı değil, Türkiye Cumhuriyeti’ni de oylarımızla savunmak zorundayız.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı