Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yargılanan ırkçılık değil
2011’in o kasım günü Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt bir karavanda ölü bulunmasaydı, 2000- 2007 arasındaki 10 cinayet arasında bağ kurulmayacak, dokuzunun ırkçı saiklerle işlendiği ortaya çıkmayacaktı. Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Mehmet Turgut, Mehmet Kubaşık, Halit Yozgat, İsmail Yaşar, Türk sanılarak öldürülen Yunanistan vatandaşı Theodoros Boulgarides; bir de o esnada öldürülen polis memuru...
Kurban ailelerinin evlerine uyuşturucu köpekleriyle girilmiş, mafya hesaplaşması ya da “onur cinayeti” olduğu üzerine gidilmişti. Hatta “dönerci cinayetleri” gibi bir de kendi başına sorunlu isim yakıştırılmıştı.
2013’ün Mayıs’ında başlayan davadaysa bu cinayetlerin yanı sıra bir dizi soygunun ve bombalamanın sorumlusu olarak sanık bölümünde Nasyonalsosyalist Yeraltı Örgütü’nün (NSU) üç üyesinden biri olduğu düşünülen Beate Zschäpe ve suça iştirakten yargılanan dört kişi daha vardı. Davanın geçen Çarşamba görülen 216. duruşması için “dönüm noktası” diyenler var. Zira şimdiye kadar ağzını açıp tek kelime etmemiş olan Zschäpe, yeni bir avukat atanması halinde ifade verebileceğini söylemişti. Talebi kabul edildi ve duruşmalara ara verildi.
Bir klasik: Hatırlamıyorum
Şimşek ve Özüdoğru aileleri adına müdahil olan avukat Mehmet Gürcan Daimagüler, gelişmeye temkinli yaklaşıyor. Sebebi de başından itibaren “kurumsal ırkçılığın” göz ardı edilerek sanıklar üzerinden davanın bitirilmeye çalışılması. “Zschäpe konuşsa bile bildiği her şeyi anlatmayacak. Avukat olarak davadan çok şey beklemiyorum. Yargılananlara ceza verecekler, o kadar. İstihbaratın rolü, toplumsal destek araştırılmayacak, kurumsal ırkçılık konuşulmayacak. Genel Savcı NSU için üç kişilik bir örgüt diyor. Nereden biliyorlar? Cinayetler Almanya’nın her tarafında işlenmiş. Belki daha fazla kişi öldürüldü? Bu kadar net konuşma özgüvenini nereden alıyorlar?” diyor.
Türkiye medyası nerede?
O yüzden de BM İnsan Hakları Komisyonu’na taşıdığı, sağın, yabancı düşmanlığının, İslamofobinin yükseldiği tüm Avrupa için simgesel bulduğu davayı AİHM’e de götürmeye niyetli. Merkel’in 2012’de davaya dair üzgün olduğunu ve üzerine gidileceğini söylemesinin çok faydalı olmadığı görüşünde. Dikkatini çekmiş, 20 dakika boyunca bir kez bile Türk, Müslüman dememiş o konuşmada Merkel.
İstihbaratın rolü net değil çünkü örneğin Kassel’de işlenen cinayet esnasında o internet- kafede olan istihbarat elemanı Andreas Temme’nin varlığı çelişkili ifadeler nedeniyle açığa çıkamıyor. Şahitler, böyle “derin” uzantılı davalarda sık rastlanan bir beyana sığınıyor: “Hatırlamıyorum”. Daimagüler “Almanya gibi istihbarat servislerinin çok çeşitli ve güçlü olduğu bir ülkede 13 yıl yeraltında yaşayamazsın, imkânsız” diyor. NSU’nun beyni olduğu söylenen üçlünün daha evvel parçası oldukları 160 kişilik neonazi örgütünün 44’ü gizli istihbarat elemanıyken üstelik. Yine de genellemelerden kaçıyor: “Türkler iyi, Almanlar kötü diye bir şey de yok. Bu davayı politik gören 15 kadar avukat var. Çoğu da Alman. Bütün polis ırkçı, bütün istihbarat Türk düşmanı demek doğru değil. Aşırı genelleme bizi haklı olduğumuz noktalarda haksızlığa düşürür.”
‘Beklet, küçülsün’
Türkiye medyası üç yıl önce “yüzyılın davası” tamlamasıyla takibe başlamıştı, Daimagüler artık Türkiye’den neredeyse hiç gazetecinin gelmediğini söylüyor. Kendisi şu ara 93 yaşında bir Auschwitz gardiyanın yargılandığı, çok önemsediği davada Macaristan’dan gelen Yahudi bir ailenin avukatlığını da yürütüyor. “Neden bekledik bekledik yaşlı bir adamı şimdi yargılıyoruz? Aynı mantık; konuyu beklet, küçülsün” diyor.
Daimagüler, kurumsal ırkçlığı, göçmen bir ailenin çocuğu olarak kendisi de yaşamış. İlginç, 1963’te önce annesi gelmiş Almanya’ya işçi olarak, ardından babası. Eğer bir Alman kadın yardımcı olmasaydı, göçmen çocuklarının yollandığı, aslen zihinsel engelli ve sorunlu çocuklar için açılmış okula gidecekmiş. Harvard’ı birincilikle bitiren birinden söz ediyoruz: Diğer okula gitmiş olsaydı, kuramayacağı bir hayal bu.
Davanın önümüzdeki yıl biteceğini öngörüyor. Her şeye rağmen iyimser. Almanya’nın köylerinden toplanıp ona destek mektupları yazan 9-10 yaşındaki çocuklardan, para almayan Alman taksi şoförlerinden söz ediyor bir de.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev