Şahin Aybek

Sana tüm engeller kul öğretmenim mi, engellere kul öğretmenler mi?

27 Eylül 2021 Pazartesi

Adaletin A Harfini Sen Yazdın. Zorlukları Sen Öğrettin, Sen Çözdün. Hesabı Keşfettin, Atomu Ezdin. Sana Tüm Engeller Kul Öğretmenim.

Kiminle konuşsanız hemen öğretmenlere methiyeler düzmeye başlar. Tabi bunlar işin teorik yanı. Acaba gerçekten öğretmenlere ne kadar önem veriyoruz, gerçekten de sosyal medyada ya da konuşmalarımızda olduğu kadar öğretmenlere değer veriyorsak, o zaman öğretmenlerin hiçbir sorununun olmaması gerekir. Hadi gelin konuyu biraz daha yakından inceleyelim.

Âşık Mahsuni Şerif’in “Adaletin a harfini sen yazdın. Zorlukları sen öğrettin, sen çözdün. Hesabı keşfettin, atomu ezdin. Sana tüm engeller kul öğretmenim.” şeklinde güzel bir şiiri vardır. Öğretmenin bu öneminden hareketle hep beraber birbirimizi olumlu anlamda yol açıcı şekilde eleştirerek daha güzel işler yapacağız, eğitimimizi ve ülkemizi daha ileriye götüreceğiz.

ÖĞRETMENLER YALNIZ DEĞİLSİNİZ, HER ZAMAN YANINIZDAYIZ

Öğretmenlik hiçbir zaman görev veya iş olarak görülmemelidir, ayrıca öğretmenliği bir kariyer mesleği olarak görmeliyiz. Öğretmenlik mesleği daha üst noktalara, hak ettiği en güzel yerlere taşınmalıdır. Öğretmenlere yalnız olmadıklarını, her zaman yanlarında olduğumuzu göstermeliyiz. 

ÖĞRETMENLERİN ELİ ÖPÜLMEDİ, ÖĞRETMENLER EL ÖPMEK ZORUNDA KALDI

Aşık Mahsuni Şerif’in şiirinden hareketle tüm sorunların öğretmenler karşısında kul olacağını söyleyebiliriz, bizce de öyle olmalı. Yani öğretmenler tüm sorunları çözebilecek güçte olmalıdırlar. Öğretmenlerle ilgili neler yapılması gerektiğini daha önceki yazılarımızda uzun uzun yazmıştık. Ama öğretmenlerin acil çözüm bekleyen sorunları bulunmaktadır ve bu sorunlar çözülmediği sürece de öğretmenler sorunlar ve engeller karşısında kul olmaktadırlar. 

Elbette sadece annenin, babanın ve öğretmenin eli öpülür. Ama öğretmen liselerinde yetişmiş öğretmen eğitimci bir yazar olarak söylüyorum. Evet, öğretmenler eli öpülesi kimselerdir. Ama maalesef öğretmenlerin son süreçte mülakatla alınması uygulaması sonucu öğretmenler el öpmek zorunda kalmışlardır. Yıllarca okumuş, emek vermiş, gencecik öğretmen adayları öğretmen alımlarında mülakattan yüksek puan alabilmek için kapı kapı dolaşmış, el öpmüş ve torpil aramışlardır. Üstelik tek bir kesim değil; tüm kesimler mağdur olmuştur. Siyasal açıdan düşündüğümüzde de bu süreç en çok -iktidara zarar vermiş ve oy kaybettirmiştir. 

ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER DE EĞİTİM ORDUSUNUN NEFERİ OLMAK İSTİYOR

İnsanların 0.0001 puanlarla sıralandığı bir KPSS sisteminde ulufe dağıtılır gibi hiçbir kamera kaydının olmadığı, Türkiye geneli standardizasyonun sağlanmadığı komisyonlarda mülakat puanları dağıtılmıştır. Ama yine de 0.0001 puanların binlerce adayı elediği bir sistemde mülakat kabul edilemez. Yazıktır, günahtır, bu insanlar atanıp evlenecek, yuva kuracak, kimsenin hayatıyla oynamak bu kadar kolay olmamalıdır. Mülakatın mantığı güvenlikse çözüm güvenlik soruşturması ve direkt KPSS puanıyla atamak olmalıdır. Eğitim ordusuna yeni neferler kazandırmanın gururunu yaşıyoruz, deniyor. Atanmayan öğretmenlerde eğitim ordusunun birer neferi olmak istiyorlar.

SÖZLEŞMELİ VE ATANMAYAN ÖĞRETMENLER DE AİLELERİ TARAFINDAN SEVİLMEK İSTİYOR

Cemil Meriç’in “En çok sevilen öğretmen, en çok seven öğretmendir.” sözü çok güzel anlatır, öğretmenlerin fedakârlıkla, emekle ve sevgiyle çalıştıklarını. Aylardır ailelerinden ayrı yaşayan sözleşmeli öğretmenler de artık aileleriyle bir araya gelmek ve aileleri tarafından sevilmek istiyor. Atanmayan öğretmenler de artık sevmek ve sevilmek istiyor. Bu atanmayan öğretmenler sorununa yanlış istihdam ve planlama ile neden olan YÖK’ün, bu içinden çıkılmaz kördüğüm haline getirdiği atanmayan öğretmenler sorunuyla ilgili hep beraber ne yapacağız?

YETİŞTİRDİĞİMİZ NESİLLER ÜLKEMİZİN YARINLARIDIR

Diğer taraftan bu atanmayan öğretmenlerin ekonomiye katılmamasının tüm zararı bütün ülkemizedir. Gelelim mülakatla öğretmen alımının iktidara zararına. Mülakatla alınan 20 bin öğretmenin tamamı tek bir siyasi partiden torpille alınsa bile, 60 bin kişinin o mülakata başvurduğu ve Türkiye’deki oy oranları düşünüldüğünde oransal olarak geriye kalanların yine çoğu iktidara oy verenlerdir. Yani bu mülakatla öğretmen alımı çok doğru, objektif yapılsa bile hep bir kesim atanamayacağından ve dışarıda kalacağından bunun yine en büyük zararı iktidarlara olacaktır. Sözleşmeli öğretmenler ailelerinden ayrı yaşamaya devam ediyor, atanmayan öğretmenler hala atama bekliyor, öğretmenler maaşlarının artırılmasını istiyor, öğretmen camiası 3600 ek göstergenin ne olduğunu merak ediyor… İşte tüm bunları konuşunca öğretmene sosyal medya üzerinden verilen değer sözde mi, özde mi? Takdir, kamuoyunun ve 1milyonluk büyük irfan ordusu öğretmenlerimizin…

Ve de tüm bu süreçlerin sonunda mülakatla ve sözleşmeli öğretmen almaya devam edilirse öğretmenler eli öpülen değil el öpmek zorunda olanlar durumunda kalacaklardır. Ama yetiştirdiğimiz nesiller ülkemizin yarınlarıdır ve engellere kul olan değil, sana tüm engeller kul olan, öğretmenlerin çoğalması dileklerimizle… Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları