Savaşların getirdiği acı yıkımların ardından ortak değerler sistemi oluşturmak amacıyla ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin neresinde memleket?\n

Haklar, özgürlükler ne durumda? \n

Kusura bakmayın duyamadık, “ileri demokrasi” mi demiştiniz!\n

Hukuksuzluk varsa, hak, özgürlük ne ola?\n

Baksanıza CHP yönetimi 13 Aralık’ta adalet için Silivri’de buluşmaya çağırıyor insanları...\n

Gazeteciler, aydınlar, muhalifler içeride.\n

12 Eylül ortamı solunuyor adeta...\n

Cezaevlerinden, hukuksuz operasyon ve yargılamalar, sahte delil ve kurmaca ifadelerle tutsak edilen insanların feryatları yükseliyor.\n

Onlar “terörist” diyor ama muhalif olmak “cefa” ve “ceza” için yetiyor.\n

Hamasi ileri demokrasi söylemleriyle, uluslararası toplumsal mühendislik operasyonuyla dönüştürülüyoruz, tepeden tırnağa...\n

***\n

Kimsenin yaşama biçimine, anlayışına dokunmuyorlarmış sözüm ona!\n

Oysa ayinesi iştir kişinin.\n

Bu operasyonlar ne peki?\n

İlkokula giden küçük kıza kısa kollu gömlek giymeyi yasaklamak, bütün okulları imam hatipleştirmek hangi anlama geliyor o zaman?\n

Milli eğitimde kılık kıyafet özgürlüğü getiriyorlarmış!\n

Ya eğitimde laiklik ilkesine ardı ardına vurulan darbeler?\n

Kadınlara, kızlara artan şiddet ne peki? \n

Bu şiddet hangi ortamda tırmandı da artık gazetelerin birinci sayfalarından inmiyor?\n

Konya’da kurşunlanarak yaşamını yitirmeden önce can güvenliği için devlete sığınan, koruma isteyen Gülşah Öğretmen’in başına gelenler hiç mi bir şey anlatmıyor?\n

Gülşah Öğretmen’in “en kötü ihtimalle öleceğini, ölümün hak olduğunu, kaçış olmadığını, hiç olmadı istifa edebileceğini, yanında biber gazıyla gezmesi gerektiğini söyleyen o bürokrat” hangi iklimin ürünü?\n

Konuşmaya değil biate, sadakate yöneltilen bir kuşak ne yapsın insan haklarını?\n

Küreselleşmenin güdümünde, tek adamlığa doğru sürüklenen bir sistemde hak hukuk, “hak getire...”\n

***\n

Geçtik insanların yaşam biçimine doğrudan müdahaleleri, TV dizilerine bile gösterilen tahammülsüzlük ne anlama geliyor o zaman?\n

Muhteşem Yüzyıl dizisi, ecdadımızı yanlış anlatıyor gerekçesiyle hizaya getiriliyor.\n

Aslında bu müdahalenin altından da bir toplum mühendisliği, insanların yaşama biçimini dönüştürme çabası yatıyor dolaylı yoldan.\n

Yatıyor ki, bir güzel haşlanan medya patronu, dizi sahipleri, Hurrem’i tesettüre sokuyor acilen.\n

Tabii tartışmanın ardından, “Ecdadımız nasıldı?” diye doğal bir merak da başlıyor aynı zamanda. \n

Gazete haberleri, kitaplar, televizyon programları...\n

Tartışmalar başlıyor; fetihler, iktidar çekişmeleri, güç dengeleri...\n

Osmanlı’da Türklerin durumundan tutun da saray operasyonlarına kadar değişik tartışmalar.\n

Harem yaşamı, hangi padişahın hangi ecnebi anası, oğul ve kardeş cinayetleri, katli vacip sadrazamlar, amcalar, yeğenler...\n

Merak işte...\n

\n