Başkanlığa takılı plak...

29 Mart 2016 Salı

Cumhurbaşkanı, ABD yolculuğuna bugün çıkıyor. Ancak dünden ana haberlerde Obama ile hangi boyutta bir görüşmenin, en azından birlikte, kamuoyu oluşturmada işe yarayabilecek bir görüntünün ayarlanabileceğinin sorularına yanıtlar aranmaktaydı. Şaşkınlıkla ayrıntılı haber düzenleyen büyük yandaş medyada, söz konusu gündemi çok önemli toplantıya önce Başbakan’ın gitmesinin programlandığı, söz konusu program kapsamında da Obama ile görüşmenin yer aldığı bildiriliyordu. Sonrasına ilişkin gelişmelerde söz konusu toplantının dünyayı çok ilgilendiren çarpıcı gündemi bağlantılı, sonradan Cumhurbaşkanı’nın katılmasına karar verildiği belirtiliyordu. Bilindiği üzere yoğun gündemli bu türden toplatılarda, oturumlar arasında kimin kiminle ne kadar görüşebileceği önceden saptanamıyordu. Obama ile görüşememe önemli, güçlü olmama anlamına gelmeyecekti...
Cumhurbaşkanlığı adına dün düzenlenen basın toplantısında da çok yönlü sorulara verilen yanıtların içeriği bu çerçevedeydi. Günün yakıcı gündemindeki PKK operasyonları, bağlantılı tırmanan terörün şiddeti, şehitlere, çatışmalara ilişkin günlük önemli gelişmeler ikinci planda kaldı. Haberlerde Pakistan’da 65 çocuk ve kadının ölümü ile sonuçlanan lunapark katliamı, insanlık adına en yüz kızartıcı terör eylemi hemen ağırlığını yitirmişti. AB’nin merkezini hedef almış Brüksel katliamının gelişmeleri özet haberlere indirgenmiş, sağcı İslam karşıtlarının protestosu ile ancak dikkat çekmişti...
Dünyanın Türkiye’yi de doğrudan etkileyen çok boyutlu yakıcı gündemi içinde, ana haberler yayınları, döndürülüp dolandırılıp yine sözde anayasa değişikliği kapsamında, başkanlık sistemine geçişin formüllerinin bulunmasına evrilmişti. Meclis gündemini, hükümet çalışmalarını kilitleyen “Başkanlığa takılı plak”, cızırtılı tekerlemelerini yineleye yineleye, Cumhurbaşkanı, Başbakan, görevlendirmeden özel vazife çıkarmaları beklenen bakanlar açıklamalarıyla, yeni formüller, haberlermiş çerçevelerinde, Cumhurbaşkanlığı’nın vurgulamaları doğrultusunda, “AKP’nin tek başına değişiklik için yeterli oyu yok. Referandumun önünü açacak bir formül bulunması yeterli olacak..” dayatması, bir kez daha, bir kez daha seçmenlerin beyinlerine kazınıp duruldu...

*** 

Burnumuzun dibindeki sonuçları bize doğrudan yansıyan Irak ve Suriye’deki IŞİD’le savaşta yaşanan son gelişmeler bir-iki cümlelik haberler sınırındaydılar. “Çölün gelini” Palmira’nın IŞİD’den geri alınması da öyle. Bizim medyamızın dünyadaki bizi doğrudan etkileyen ekonomik-sosyal-siyasal gelişmelere kapalı tutulmasının çok ağır bedellerini yeterince ödememişiz gibi. Türkiye, kuralsız düzenin kuralsız savaşlarında, her türden alt kimlik, en çok da ırkçılık, dincilik kullanılarak çıkarılmış günün terör eksenli 3. dünya savaşlarının odağında değil mi? Dünyayı temsil eden devletler, siyasi liderleri tam da bu gündemle, başta terör, saplanılan bunalıma çözüm arayacaklarken, yapılacak tartışmalar, tartışılacak sorunların içerikleri, bizleri hiç ilgilendirmiyor mu?
Milyarlarca dünyalının yaşamını yönlendirecek insandan, barıştan yana bir gidişe ya da çok daha acımasız terörün kullanıldığı iç savaşlara sürüklenirken, dünyayı kilitleyen dev sorunlar, emperyal tuzaklar bizi hiç mi ilgilendirmiyor?
Dünyayı kasıp kavuran, ancak daha çok yoksul güney dünyası ülkeleri, halklarını vuran, emperyal sistemin acımasız rolünün unutturmaya, milyarları kandırmaya yönelik alt kimlikler “ötekiler” üzerinden yaratılan terör örgütlenmeleriyle kesintisiz yaşatılan terör üzerinden 3. dünya savaşlarında gelinen noktada... ABD’deki dünya liderlerini zorunlu buluşturan, çözüm üretmeye zorlayan çok kanlı “kuralsız düzenin, kuralsız terör örgütleri savaşları, çıkmazında..” işe yarayacak çözümler, yaşamın dayatması ile üretilebilecek mi? Türkiye, İktidarlarının sorumluluğunda, dış odaklarında katkılarıyla, çok cephelerden terör örgütlerinin kanlı eylemlerine hedef ülke konumunda... Bizimkilerde kafalar başkanlık sistemine takılı, “Obama ile ne kadar yakın, süper güçlerle ne kadar içli dışlı..” vitrin şovları önceliğinin peşinde...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları