Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Popülizmin de Çivisi Çıkınca...
Başbakan döne döne idamı gündeme getiriyor. Bugüne kadar gündeme getirdiği, dayattığı her konuda, çivisi çıkmış yasama-yürütme bağımsızlığı düzeninde karşı duracak AKP’li milletvekili, bakan bulunamadığından, kafasına koyduğunu, önüne arkasına bakmadan, uysa da uymasa da yaptığı bilindiğinden, “İdam yasağı kalkar mı” sorusu tartışma gündemine giriyor. Gerçi ilk kez kimi bakanlar, AKP kurmayları, en yandaş sözcülerin “Başbakan diyor ama idam yasağı kalkmaz...” diyebilmeleri, demeleri dikkat çekici.
\nBaşbakan’ı eleştirmeden, açlık grevlerinde diretilmesi bağlantılı idam tartışmasının gündeme girdiğini, ortada hazırlanmış bir yasa tasarısı olmadığını, zaten Türkiye’nin altına imza attığı sözleşmeler, yükümlülükler bağlantılı bunu yapmasının söz konusu olmadığı bilgileri veriliyor. Koca koca sorumlu bakanlar gözümüzün içine baka baka, halkı aptal yerine koya koya, kastının da bu olmadığını söyleyebiliyorlar. Birazcık daha bağımsız değerlendirmelerde Başbakan Erdoğan’ın kastının idam yasağını kaldırmak değil, açlık grevleri ile iktidara rest çeken PKK-Apo-BDP cephesine siyasi meydan okuma, rest çekme, moral bozma çerçevesinde bir taktik çıkış olduğu vurgulanıyor.
\nİnsan canı, başkasının canı ile oynanması olan, tehlikeli bir o kadar acımasız açlık grevleri eylemlerinin, ölümler hastalıklar ve dönüşü olmayan sonuçları olabilecek bu çok tehlikeli noktasında, yoğunlaştırılmış, şiddet dozu tırmandırılmış terör eylemleri ile birlikte, siyasi bir rest, dayatmanın kazanım aracı olarak ortaya koyan Kürt cephesinin istemlerini, sorumlu hele de güç iddiası olan bir iktidar cephesinin kabul etmesi olanaksız gözüküyor. Ancak Başbakan Erdoğan bu gerçeğin altını çizerken iktidarın sorumluluğundaki cezaevindeki açlık grevleri eylemcilerinin canı, sağlığı ile oynayabilecek, açlık grevlerinin kaldırılmasını nerede ise olanaksız kılacak tahrik eden bir usluptan kaçınmıyor...
\n***
\nAçlık grevlerinin gerekçelerinin içinde olan, Kürtçe savunma yapabilme ile kimi cezaevi koşullarını iyileştirmeyi içeren yasa değişikliği hazırlanmışken, açlık grevleri eylemlerinin kaldırılmasına yönelik insancıl, olumlu çağrı yapma, arabuluculuk kapılarını kapatıyor. Arkasından Arınç’ın “Açlık grevlerini yapanların isteklerinin büyük çoğunluğu karşılandı, Başbakan’ın çıkışları onları kullanan BDP’lilere yönelik” açıklamasıyla açlık grevlerinin kaldırılması gerektiği çağrısı ile ortaya çıkan tek bir gerçek var...
\nTürkiye’yi her geçen gün biraz daha tehlikeli cepheleşme, kutuplaşmalara yönlendiren, kaosa sürükleyen siyasi popülizmin, sınır tanımaz ataklarının çivisi çıktı... Gözümüzün içine baka baka karşılıklı zikzaklar, oyunlar içinde, kimin eli kimin cebinde, hangi hesapların peşinde olduğu konusunda kamuoyu, halkın algılamaları, bilgi edinme hakları katledilmiş olarak gelinen öylesine kör bir noktadayız ki... Sadece PKK eksenli değil, Suriye sıcak gündemli Ortadoğu batağına çekilme; hukuk devleti düzenimizi, demokrasimizi içten içe çökerten gelişme- ler, tehditler karşısında; demokratik çarkların işleyişi ile akılcı duruşlar zorlanıyor...
\nAçlık grevleri üzerinden kavgada bile teslim alınmış medyanın bu teslim olmuş hali ile yetinilmeden, yeniden yeniden gazetecilere birinci ağızdan tehditlerin yağmasının da bir anlamı olmalı... İktidarları, ülkemiz için en yaşamsal alanlardaki icraatlarında, padişahlık yönetimi uslubunda sivil diktatoryal, dayatmacı, engel gördüklerini susturmada pervasız, cezalandırmacı icraatlarında sertlik dozunu tırmandırıyor...
\nEvet, iktidara güçlü gelmenin, bu gücü hiç de demokratik olmayan yöntemlerle kullanmaya karşın iktidarda büyümenin sayısız ekonomik-sosyal-siyasal iç ve dış odaklı nedenleri var... Bir önemli neden de iktidarı oluşturmuş kadroların, karizmatik bir lider etrafında, iktidar hırsı sentezinde, çok sıkı ittifak yapmış olarak çalışmaları... Gelişmiş demokrasi kültürü, birikimi, koşulları olmayan seçmen üzerinde, en ileri medyatik, bilimsel güdülüme, yönlendirme araçlarını ustaca kullanmaları...
\nİktidarın en profesyonel yöntemleri kullanarak kamuoyu yoklamaları ile halkın nabzını elinde tutmayı başardığı bilinmeyen bir gerçek değil... Nabza göre şerbet vermede de usta olduğu kuşkusuz. Halkımızın AB üyeliği rüyalarında havai fişeklerle kutlamaların masallarından uyanamadan, kendini Ortadoğu bataklığına çe- kilir bulmasının şaşkınlığını yaşaması bundan. AKP’nin 12 Eylül referandumu ile bağımsız si- vil yargı düzenine geçildiğine inanmak kolayken, Cumhuriyet tarihinin en kara yargı düzeni tablosu ile insanların cezaevlerinde çürütülmelerini, insan haklarının katledilmesi vahim örneklerini göre göre teslimiyetçi suskunluğu da korkudan...
\nİyi de milyonları sürekli uyutabilmenin dünyada bir örneği yok ki... İtalya’daki kankalarına ne oldu? Çoktan tepetaklak buharlaşıp gitmediler mi?
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'