Günü Anlamak

06 Temmuz 2011 Çarşamba
\n

1848’de Komünist Manifestonun yayımlanışından bu yana Karl Marx, yeryüzünde adı en çok anılan düşünürlerin başında geliyor.

\n

Bunun temel nedeni ilk kez bir düşünürün tarihsel gelişim sürecine bakıp toplumsal ve ekonomik düzenin değişebileceğini açıklaması, insanlığa geleceğin yeni düzenini göstermesiydi.

\n

Marxın görüşleri o denli hızla yayıldı ki, başta Avrupa olmak üzere yeryüzünün çeşitli bölgelerinde devrim hareketleri başgösterdi. Bu görüşler doğrultusunda pek çok ülkede sosyalizm uygulamalarına girişildi.

\n

Marxın görüşlerinin temeli, insanoğluna yeryüzünde daha mutlu, adaletli, barışçı, yaşanabilir bir hayat sunulmasıydı. Bunun için sermaye düzeninin yıkılması, sömürünün ortadan kaldırılması gerekiyordu. Çalışanlar yetenekleri oranında toplumsal üretime katılıp, ihtiyaçları oranında da pay alacaklardı.

\n

Bu yalın görüşler uygulamaya dönüştüğünde birçok ülkede baskıcı düzenler ortaya çıktı. Sömürü belki ortadan kalkmıştı ama insanlar için dayanılması güç, özgürlüksüz yapılar ortaya çıkmıştı. Temel hedef olan insan mutluluğu ortada görünmüyordu. Başka türlü bir yozlaşma ortaya çıkmıştı.

\n

***

\n

Öte yandan Marxın görüşleri yalnızca ezilenleri, çalışanları etkilemiyordu. Sermaye sahipleri de onu okuyup dersler çıkarmaya başladılar.Zincirlerinden başka kaybedecek şeyi olmayanları düzen içinde tutabilmek için üretilen değerlerden pay verme yoluna gittiler.

\n

Yirminci yüzyılda refahın toplumsal kesimlere yayıldığı sosyal devlet anlayışı böyle ortaya çıktı.

\n

Sosyal devletin çalışanlara verilen birrüşvet olduğu, aslında kapitalizmin geniş yığınların refahıyla hiç mi hiç ilgilenmediği, sosyalist uygulamaların sona erdiği 1990larda verilen hakların hızla geri alınmaya başlanmasıyla açıkça görüldü.

\n

Sermaye düzeninin Marxa ne denli diş bilediği, onun düşüncelerinden ne denli korktuğu, son yirmi yılda Marxçı bir düzen tehlikesi olmamasına karşın ona saldırıların hiç durmadan sürmesinde de görülüyor.

\n

Yirminci yüzyılın sosyalizm uygulamalarının Marxın görüşleriyle ne denli uyumlu olduğu yeterince tartışılamadı. Bugün böyle bir tartışma için, Marxı yeniden değerlendirebilmek, insanlığın bugünü ve geleceğindeki rolünü anlamak için önümüzde yeni bir fırsat var.

\n

***

\n

Marxçı öğretiye bağlılığıyla bilinen edebiyat kuramcısı Terry Eagletonın yeni yayımlanan Marx Neden Haklıydı?” (Çeviren: Oya Köymen, Yordam Kitap) adlı kitabı, Marxın görüşlerine günümüz dünyasından bir aydının yaklaşımlarını getiriyor.

\n

Eagleton, Marxa ilişkin kesin yargılı bir aydın değil. Tersine Marxın görüşlerinin temel ilkeler doğrultusunda nasıl değişip gelişebileceğini, her çağda yeniden yorumlanabileceğini savunuyor.

\n

Kitap, 2011 yılının dünyasında Marxçı görüşlerin geçerliliğinin yeniden anımsatılması üzerine. Bunu yaparken günümüz dünyasının verileri temel alınıyor. Kitabın en çarpıcı yanı, Marxın görüşlerini ortaya attığı on dokuzuncu yüzyılın ortalarındaki emekçi sınıfların durumu ile günümüz dünyasındaki sömürü çarkının neredeyse aynı düzeyde olduğunu saptaması.

\n

Yirminci yüzyıl Marxçı görüşlerin dogmatik kafalar elinde tanınmaz durumlara girdiği uygulamalara sahne oldu.

\n

Bugün insanoğlu, insanca olanla olmayanı daha kolay ayırabilecek donanımda. Eagleton gibi söylersek, Marxın iyi yaşam modeli, insanın kendisini sanatsal olarak gerçekleştirme düşüncesine dayanır”.

\n

İşin özü budur. İnsanoğlunun sömürüden kurtulması, özgür bir hayat yaşaması, sonunda bütün hayatların sanata dönüşebileceği bir yaşam modeli içindir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları