Okumaya Gitmek

05 Ekim 2011 Çarşamba
\n

\n

Güzel yazılmış bir anı kitabı okumak, güzel bir roman, bir tarih, bir toplumbilim kitabı okumak gibidir. Pakize Türkoğlunun yeni yayımlanan kitabı Kızlar da Yanmaz - Genç Cumhuriyette Köy Çocuğu Olmakı (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) bunların hepsinden daha fazlasını sundu bana. Beş yüz elli sayfaya yayılan kitap, 1920lerin sonlarıyla 1930larda geçen bir çocukluk dünyasını yansıtıyor. Bir bellekte böylesine zengin ayrıntıların bunca yıl yaşayabilmiş olması neredeyse bir mucize gibi.

\n

Pakize Türkoğlu 1927de Antalya Gazipaşanın bir dağ köyü olan Çilede doğmuş. Cumhuriyet bayramlarının Hürriyet Düğünü olarak kutlandığı yıllarda, bu uzak dağ köyünde okula gitme isteğiyle yanıp tutuşan bir küçük kız çocuğunun gözünden yaşadığı çevre ve insanlar anlatılıyor kitap boyunca.

\n

Sanki çağlar ötesinde bir masal dünyası yazarın bize anlattıkları. Örneklerine günümüzde artık rastlamanın olanaksız olduğu insanlar... Hayvanlarıyla, yapılarıyla, ağaçlarıyla, otlarıyla yabanıl Toroslar doğası... Güzelliği, Doğan aya sen çekil, ben doğuyorum diye tanımlanan bir nene; yaylalara durmadan ceviz ağaçları diken Şıh Mustafa; kendi doğal yaşam biçimleri türlü zenginliklerle dolu tavuklar, keçi sürüleri, onların bilge çobanları ve daha nice nice sonsuz ayrıntılarla doğa ve insan zenginliği... Tuzla yenilen portakalın, ekşi narın tadını artık nerede bulmalı?

\n

***

\n

Pakize Türkoğlunun kitabı yalnızca hayatının ilkokul bitene kadarki bölümünü anlatsa da, sonrasında Aksu Köy Enstitüsüne gitmesiyle bütün hayatını değiştirecek yeni bir süreç başlamış. Nice köy çocuğunun okuyup aydın insanlara dönüşmesini sağlayan enstitüler, onun da yaşamını değiştirmiş. Öğrenimini sürdürüp ülkemizin önde gelen eğitimcilerinden biri olmuş.

\n

Bugünün yeni kuşaklarına aktardığı anıları, benzersiz doğa ve insan güzellemelerinin yanı sıra Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki eğitim coşkusunu da yansıtıyor. Eğitimle bir ülkenin ve insanlarının yazgılarının nasıl değiştiğinin bir belgesi. Yeni bir ülkenin kurulduğu bu yıllar, öğretmenlerin; ülkenin yollarını, yapılarını yapmaya girişmiş mühendis ve mimarların; sağlıklı kuşaklar yetiştirmeyi hedefleyen hekimlerin, tarihi yeniden yazdıkları yıllardı.

\n

O heyecanı anlamadan, bugünün dünyasına bakmak büyük eksiklik olur.

\n

***

\n

Böyle şiir güzellikleriyle dolu bir kitap okuyunca insan ister istemez o doğa parçalarının bugün nasıl olduğunu merak ediyor. Bugüne dek hiç yolum düşmedi, kitapta anlatılan Gazipaşa ve çevresine. Toroslar oysa Yaşar Kemalin romanları, Osman Şahinin öyküleriyle önemli yer tutar edebiyatımızda.

\n

Ozanları düşündüğümde, nedense bizim ozanlarımız değil de, ülkemizde uzun yıllar yaşayan, Toroslar üzerine çok sayıda şiiri bulunan Danimarkalı ozan Henrik Nordbrandt geldi aklıma.

\n

Neyi yeğleyim, bilmiyorum:

\n

Seni mi, sevgilim Toros Dağlarına,

\n

Toros Dağlarını mı yoksa güllere.

\n

\n

O kadar güzel ki Toros Dağları;

\n

Gülleri o kadar al, o kadar kokulu ki!

\n

İşte seni tam o kadar seviyorum.

\n

(Çeviren: Murat Alpar)

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları