Türkkaya Ataöv

Filistin'de Çözüm

18 Ocak 2009 Pazar

Filistin’in parçası olan Gazze’de savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işleniyor. Gazze’yi çevreleyen İsrail kuşatması ateş altındaki çocukların bile kaçırılıp kurtulmalarını engelliyor. Bu durumda, biri kısa, öteki uzun erimli çözüm yolu var.

Kısası şu: Sorun Birleşmiş Milletler (vetonun işlediği Güvenlik Kurulu’nun değil) tüm (devletlerin üye olduğu ve veto ayrıcalığının ve bu yoldan ABD buyurganlığının bulunmadığı) Genel Kurulu’nun gündemine alınmalı ve bu konuda “ivedi ve olağanüstü” bir toplantı yapılmalıdır. Uzunu da şu: Tüm tarihsel Filistin toprakları üstünde (401 yıllık Osmanlı deneyiminde olduğu gibi) hem Yahudiler, hem Filistin Arapları için “tek bir devlet” kurmanın yolları araştırılmalıdır. Ancak, bu iki çözüm önerisinin, özellikle ikincisinin önüne, uygulamada engeller konulacaktır.

Uluslararası barış ve güvenlikten birinci derecede sorumlu olan ve bağlayıcı kararlar alma yetkisi bulunan BM Güvenlik Kurulu’nda veto yüzünden karar alınamadığında, yasal bir çıkar yol var. 1950 tarihli ve 377A-V sayılı “Barış İçin Birleşme” kararına göre, konu Genel Kurul’un olağanüstü toplantısına gelebilir. Türkiye gibi her üye bu kararı anımsatabilir. Ayrıca, BM Genel Sekreteri’nin, BM Antlaşması’nın 99’uncu maddesine göre, böyle bir sorumluluğu da vardır. BM Antlaşması M. 12’ye göre, bir konu Güvenlik Kurulu’nda görüşülürken aynı zaman da Genel Kurul’da da ele alınamaz, ama Gazze olayı gündem başlığı biraz değiştirilerek Genel Kurul’da karara bağlanabilir. Ancak, bu kurulun yetkisi yalnız (bağlayıcı olmayan) tavsiye kararlarıyla sınırlıdır.

Arap Devletleri Örgütü, çoğu kez olduğu gibi, bu olayda da kılını kıpırdatmıyor. Ayrıca, Mısır Arap Cumhuriyeti’nin de özel sorumluluğu var. Mısır, İsrail kuşatmasını kendi sınırında uygulayıp Filistinlileri daha da zor durumda bırakan komşu Arap devletidir. Mısır’ın bu tavrı 1949 Cenevre Antlaşmalarına ve Arap Birliği Örgütü’ne aykırıdır. Avrupa Birliği de çözüm üretmiyor. 2002’de kurulmuş olan Uluslararası Ceza Mahkemesi de (ve onun Statüsünde M. 13/b) var, ama ABD vetosu bu mahkemeyi de devre dışı bırakacak. İsrail yargı organları da suskunluklarını koruyor.

Bu durumda, yasal çözümün sahnesi, vetoların olmadığı ve dünya kamuoyunu yansıtacak olan BM Genel Kurulu’dur. Bu kurul, ayrıca, M. 22’ye dayanarak “Gazze’ye ilişkin bir savaş suçları komitesi” de oluşturup tüm İsrail suçlarının dizelgesini yaparak dünya kamuoyunu daha sağlıklı bilgilendirebilir.

Uzun erimli ikinci çözüm geleneksel Filistin toprakları üstünde biri Yahudiler biri de Araplar için iki ayrı devlet yerine, “tek bir devlet” kurmaktır. Bu yola en başta İsrail karşı çıkacak ve engellenemezse nükleer savaş başlıklı füzelerini devreye sokacaktır. Ancak, iki ayrı devletin uygulamada yürümeyeceğini, ayrıca sık sık kan dökümüne, ardından savaşlara yol açacağını 1930’ların kimi ünlü Yahudi düşünürleri belirtmişlerdi. Türkler Filistin’den 1917’de çıkarıldıktan sonra, oradaki Müslüman ve Hıristiyan Arap topluluğu haklarını bir daha kazanmamak üzere hemen yitirdiler ve o günden bugüne köprülerin altından çok sular, daha doğrusu çok kan aktı, ama uzun erimli çözüm birçok Yahudi aydınının da önermiş olduğu tek devletti. Bu seçeneğin geçmiş birikimi ve bugünü için ayrı yazı gerekir. (Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

2013’ten Sonrası 23 Aralık 2013
Suriye Kürtleri 9 Ekim 2013

Günün Köşe Yazıları