Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Güle Güle Dodo
Anıl’ı da yitirdik. Anıl Meriçelli’yi. “Yitirdik” değil, “yitirmişiz” demem daha doğru belki; çünkü ölümünden dört gün sonra Nurullah Can’dan öğrendim bunu.
\nAnıl, asıl adıyla Anıl Boduroğlu, Robert Kolej’de okuduğumuz sıralarda en iyi arkadaşım oldu.
\nYalnızlık Mevsim Olur kitabında yazdığı gibi, “aynı sınıfı, aynı odayı, aynı gökyüzünü paylaştık”.
\nAyrılmaz ikiliydik. Dodo derdik kendisine. Mezun olduktan sonra baba işini sürdürmek için dericilik eğitimi almak üzere Londra’ya gitti. Döndü, zamanla bu işin “duayen”i oldu.
\n***
\nAma asıl işi şiirdi Dodo’nun. Şiirle yatar, şiirle kalkardı. Bir dergide güzel bir şiir mi gördü, onlarca kere okurdu bize. Kendisi bir şiir mi yazdı, odanın ışıklarını karartır, bir abajurun loş ışığında, sesi titreyerek okurdu bize.
\nGenco Erkal, Spiro Kostof, Günel Orgun da okul sıralarında o günleri birlikte yaşadığımız arkadaşlardı.
\nOkul bahçesinin arkasındaki “keşhane”ye gider, sigaralarımızı, Marmara şaraplarımızı içerek sürekli sanat konuşurduk.
\nOkul bitti, herkes bir yerlere savruldu. Genco tiyatroyu seçti, unutulmaz oyunlar sergiledi; Spiro ABD’nin önemli üniversitelerinden birinde Sanat Tarihi Kürsüsü Başkanı oldu, ses getiren, övgüler alan önemli kitaplar yazdı: Günel ise Polonezköy’e vurdu kendini, yazmayı bıraktı (adım gibi biliyorum, sürdürseydi edebiyatımız ölümsüz bir öykücü kazanacaktı).
\n***
\nAnıl edebiyatı neredeyse yaşamının nedeni yaptı. Şiirler yazdı, şiirler çevirdi, denemeler, incelemeler, eleştiriler kaleme aldı. Beş şiir, iki deneme kitabı yayımladı, Hemingway’in “Irmağın Ötesi” romanını dilimize aktardı, antolojiler hazırladı.
\nLondra dönüşü, benim çeviri şiirlerden oluşan Alacakaranlığın Sesleri kitabımı bile yayımladı.
\nYazdığı şiirlerde hep “aşk” egemendi. Bu alanda başarılı örnekler verdi.
\nNe diyor Sennur Sezer: “Aşkın eskimezliğine inanıyorsanız, bu şiirleri kaçırmayın.”
\nTalat Sait Halman’ın yargısı: “Güçlü, dokunaklı, coşkulu, hüzünlü, yüceltici, aşkın kendisi gibi.”
\n***
\nEvet, Dodo da gitmiş sonunda. Yanında olmayı, “gitmiş” değil, “gitti” demeyi nasıl isterdim… İçimdeki sevgisi hiç azalmamış kadim bir dostumdu.
\nOrtaklaşa anılarımız o kadar çok ki… Birini anlatarak onu gülümsemeyle anayım.
\nOkuldaki son yılımızda bir oyun hazırlamıştık. Ugo Betti’nin “Tatiller Ülkesi”ni. Günel çevirmişti. Başrolleri Çiğdem’le (Talu) ben paylaşıyorduk. “Oyunu turneye çıkaralım” dedik. Eskişehir, Adana, Gaziantep’te sergilemek için yollara düştük. Anıl’ın rolü yoktu; ama birlikte olmak için o da geldi bizimle.
\nEskişehir’de temsil vereceğimiz gün Anıl bir gazete aldı. “Falımı okuyayım” dedi. Okudu: “Bugün hiç ummadığınız bir şey olacak, kendinizi kalabalıkların önünde bulacaksınız.”
\nAnıl’a takıldık: “Bari bu akşam seni de figüran olarak çıkaralım sahneye. Fal gerçekleşsin.”
\nKaldığımız otele gittik. Çiğdem bizi bekliyor kapıda. “Yıldız felaket hasta” dedi. Yıldız Yenal. Oyunda halamı oynuyor. Odasına çıktık. “Anneciğim, sen mi geldin” diye sayıklıyor.
\nSahneye çıkması olanaksız. Uzun sözün kısası, Anıl’ı attık sahneye. Ophelia Hala, Ophel Dayı oldu, fal da gerçekleşti.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği