Ülkü Tamer

Sinemanın Onurunu Hep Korumuştu

16 Temmuz 2011 Cumartesi
\n

Sinemaya gidecekseniz, bazen seçim yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bir yerde mutlaka gönlünüzce bir film bulabiliyorsunuz. Ama 1970lerde, 1980lerin ilk yarısında öyle değildi. Sinema seyircisi yok olmuştu sanki. Kayıplara karışmıştı. Tenha salonlarda yirminci sınıf serüven filmleri ya da Beş Dakkada Beşiktaşlar oynatılıyordu.

\n

O dönemde sinemanın değerini bilen, onun onurunu koruyan bir avuç insan vardı sadece. Onların başında da Orhan ve İsmet Kurtuluş kardeşler...

\n

Kurtuluşları yayıncılık yaptığım sıralarda tanıdım. Lanetliler Gemisi filmini getirmişlerdi. Ben de o sıralarda yapıtın romanını yayımlamak üzereydim. Filmin ne zaman gösterime gireceğini sormak için aradım onları. Telefonda tanıştık. Kısa bir görüşmeden sonra filmle kitabın aynı günde piyasaya çıkmasını kararlaştırdık.

\n

Film kitabı, kitap filmi destekledi. Başarılı sonuç bizi daha yakın bir işbirliğine itti. Kurtuluşlar getirtecekleri filmlerin listesini verdiler bana. Ben de onlardan bazılarının kitap haklarını aldım. Aynı anda pazarlama yöntemimiz sürüp gitti.

\n

***

\n

1980 yılıydı. Tanıdığım ne kadar film ithalatçısı varsa, hepsine, on yıl önce izlediğim Amarcordu neden getirmediklerini sormuştum. Yanıt hep aynıydı: İş yapmaz.

\n

Sanatfilmlerinden acıklı örnekler veriliyordu. Hiç birinin iş yapmadığı söyleniyordu. Hele Fellini! Daha o kadar çıldırmadık! deniliyordu.

\n

Dilimden anlayan iki kişi çıktı: Kurtuluş kardeşler. İstersen filmi sen getir; biz işletmesini yaparız dediler.

\n

Şimdi bir de filmciliğe mi başlayalım? dedim.

\n

Neden olmasın?

\n

Sahi, neden olmasın! Oracıkta, Peki dedim. Yayınevine döner dönmez teleksin başına geçtim, Amarcordun Türkiye haklarını satın aldım.

\n

***

\n

Hiç kimse filmin afişte üç günden fazla kalacağını sanmıyordu. Hele bazı ithalatçılar! Benimle resmen dalga geçiyorlardı. O arada beni destekleyen, yüreklendiren tek kişi çıktı: İsmet Kurtuluş. Sevgili İsmet Bey, filmin başarısı için elinden geleni yaptı. Onun büyük desteğini unutamam. Emek Sinemasını açtı bize. As Sinemasıyla, Kızıltoprak Kent Sinemasıyla bağlantı kurdu. Filmin Anadolu işletmesini üstlendi. Yüzünden hiç eksilmeyen gülümsemesiyle bir güç kaynağı oldu.

\n

Üç gün bile afişte kalamayacağı ileri sürülen Amarcord, ilk gösteriminde 19 hafta kapalı gişe oynayacaktı. Sinemanın yöneticisi Hikmet Dikmen çok iyi hatırlar, filmi görmek için kalkıp İzmirden gelenler bile vardı. Amarcord, daha sonra iki yıl içinde üç kere daha vizyona girecek”, aynı ilgiyi görecekti.

\n

***

\n

Sinemacılık serüvenine atılmıştık. Yola çıkmıştık bir kere. Artık duramazdık. İkinci filmimizi Macaristandan aldık. Zoltan Fabrinin Macarlarını getirttik. O da büyük iş yaptı. Kan Davası, Merhaba Dünya ve Tessten sonra filmciliği bıraktım. Ama İsmet Kurtuluş her zaman aradığım, görüşme olanağını bulamadığımız zamanlarda da yüreğimdeki sıcak yerini koruyan değerli bir dost olarak kaldı.

\n

Sevgili İsmet Bey sadece sinema salonu işleten biri değildi. Bugünün seyircisinin oluşmasına birinci dereceden katkısı olan önemli, nitelikli, düzeyli bir aydındı.

\n

O olmasaydı sinemamız bugün tanık olduğumuz gelişmeyi çok daha geç yakalardı.

\n

Onu sadece yitirişimizin yıldönümünde değil, her zaman sevgiyle anıyorum.

\n

Nur içinde yatsın.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Notlar... 5 Ocak 2013
Yoksul Köylü 29 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları