Bir yolu olmalı

20 Mayıs 2011 Cuma
\n

Öldürmeden, yıkmadan, yok etmeden yaşayabilmek

\n\n\n

\n\n\n

Biliyorum, artık sadece seçim konuşup, seçim yazıp, seçim okuyup, seçimle kalkıp seçimle yatıyoruz... Onun dışında hiç ama hiçbir şey yok...

\n

Bana öyle geliyor ki seçimlerin bir araç olduğunu unutup, amaç halinde dönüştürdük. Oysa bu doğru değil. Seçimler bir araç olmalı, amaç değil!

\n

Ama belleğimizin derinliklerinde bir yerlerde, seçimlerin bir araç, sadece bir araç olduğu bilgisi saklı duruyordur...

\n

Daha güçlü olmak için, çıkarlarımıza çıkar eklemek için, daha daha zenginleşmek için, çevremizdekileri, yandaşları zenginleştirmek için, sevmediklerimizi, beğenmediklerimizi cezalandırmak için, intikam almak için, dokunulmazlık zırhına bürünmek için, birilerine (örneğin ayağa kalkmayan generale) bedel ödetmek için bir araç değil elbet...

\n

Nasıl bir yaşam, nasıl bir ülke, nasıl bir dünya, nasıl bir toplumda yaşamak istediğimizi belirlemek için bir araç...

\n

Yüreğimi yakıp \t\ttutuşturan

\n

Biliyorum, seçimlere bir aydan az bir süre kaldı... Ama benim şimdi şu anda içimi yakıp tutuşturan, seçimlere ilişkin kimin ne dediği, nerede ne söylediği, kaç kişiye söylediği, ortaya yeni kasetlerin saçılıp saçılmadığı vb. değil...

\n

Benim yüreğimi yakıp tutuşturan şunlar:

\n

Şimdi şu anda ben bu yazıyı yazarken acaba kaç genç daha öldürüldü? Asker ya da sivil daha kaç gencin evine bir ölüm haberi gitti? Sınırın o yanında ya da bu yanında daha kaç anne, çocuğunun cesedini aramak zorunda kaldı? Daha kaç anne, bir polisin önünde yere diz çöküp, Tanrıya yakarırcasına kollarını göğe açıp, oğlunu bırakması için polise yalvaracak? (İki gün önce gazetemizde yayımlanan Hakkâride çekilen o fotoğrafı görmemiş olamazsınız!)

\n

Acaba ben şu yazıyı yazarken, şu bir iki saat içinde daha kaç yüz kişi gözaltına alınacak, tutuklanacak, işkence görecek, evleri, işyerleri baskına uğrayacak???

\n

Başbakan, Kürt meselesi yoktur dediği anda, ya da o dedi diye Kürt ve Türk meselesi ortadan yok olmuyor...

\n

Yok olmuyor ölümler, öldürülmeler!

\n

Burada söz konusu, taş değil, insan. İNSAN! İnsan bu! Vatandaş bu! Yurttas bu! Kardeşim bu! Canım bu! Heykel, mermer, beton, çelik değil ki, beğenmedim, tez elden derhal yıkıla!diye emir verilsin... Ve emri yerine getirmek için yarış başlasın!

\n

‘İnsanlık Anıtı’ yıkılırken

\n

Bugün heykellerin birinin kafası kesildi... Ertesi gün ötekinin kafası...

\n

Ertesi gün omuzdan yukarısı... Sonraki gün göğüsten yukarısı... Yerde bir el duruyordu, şimdi yanına bir kafa, bir beden...

\n

Adım adım bir anıtın parçalanıp yok edilişini izliyoruz! Seyrediyoruz!

\n

Seyrediyoruz katliamları, işgalleri, tutuklamaları, yargısız infazları seyrettiğimiz gibi, İnsanlık Anıtının yok edilişini...

\n

Sularımıza siyanür karıştığı açıklandığında... KPSS hırsızları ortadan yok olduğunda... YGS şifre rezaleti ortaya çıktığında, gençlerin geleceği çalındığında... Hep seyrettiğimiz gibi seyrediyoruz... Eğitim Bakanı ya da ÖSYM Başkanı değiliz ki, tatmin olduk diyelim...

\n

Bugün 20 Mayıs. Dediler ki seçim turnesinde/turnuvasında Başbakan bugün Karsta konuşacakmış!

\n

Eyvah, heykelin yıkımı tamamlanmadı! Bir daha gelişte görmeyeyim demişti oysa padişahımız! Şimdi Belediye Başkanı çok mahcup olmuştur yıkımı yetiştiremedi diye. Haydi vinçler, haydi keserler, haydi yıkıcılar, daha hızlı, daha hızlı çalışın! Üzmeyin Başbakanı!

\n

Sevgili okurlar, bu anıtın yıkımı yasal değil. Bir önceki belediye ile imzalanmış kapı gibi anlaşması var Mehmet Aksoyun. Yeni belediye yönetimi bunu yok saymış, anıtı yıktırıyor. İleri demokrasilerde her işin yasal olması gerekmiyor anlaşılan...

\n

Bir avuç insan, birkaç akşam önce Mehmet Aksoyun evinde, eserleri arasında dolaşıyorduk. Aylardır kulaklarımda hep onun çocuğumu boğazlıyorlar, çocuklarımı katlediyorlar çığlığı...

\n

Kendi kendine sormadan edemiyorum: Öldürmeden, yok etmeden, yıkmadan, ezmeden, yaşayabilmek olamaz mı?

\n

Olmalı. Mutlak bir yolu olmalı.

\n

Türkan Saylan’ı anarken

\n

Bana o yolu gösterenlerden biri Türkan Saylandı. Nasıl mı gösterdi bana o yolu?

\n

Yaşamıyla, düşüncesiyle, eylemleriyle, girişimleriyle, inançlarıyla...

\n

Bilgiye, emeğe, insan yaşamına ve insan onuruna verdiği önemle... Doludizgin yaşamına hem büyük ideallerini hem de milyonlarca minik ayrıntıyı, inceliği sığdırarak, ilkelerinden hiç ama hiç ödün vermeden sürdürdüğü bu hayatla... Örnek oluşturarak...

\n

O yolu, cesaretiyle, eleştirel düşünceyle ve düş gücüyle aydınlattı.

\n

Bakmayın gâvur da deseler Kürtçü” – “Ergenekoncu da deseler, milliyetçi ya da komünist de deseler o bildiği yoldan dönmedi.

\n

Mesleğini, yaptığı işi en iyi biçimde yapmakla kalmadı, topluma yararlı olmak için de ömrü boyunca da çalıştı. Bir de insanları çok sevdi. Ülkesini vatanını çok sevdi. Çağdaş, evrensel değerleri çok sevdi.

\n

Bir kez daha anısı ve gerçekleştirdiklerinin önünde sevgi ve saygıyla kucaklıyorum onu!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları