Can Yücel... Dün gibi...

Can Yücel... Dün gibi...

15.08.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

12 Ağustos 1999... Tam yirmi yıl olmuş Can Yücel aramızdan ayrılalı... Bana sanki dün gibi geliyor...
İçimden şöyle seslenmek geliyor: Sevgili Can Yücel, bakma “aramızdan ayrıldı” falan diyorum ama, internette her gün senin adına yeni şiirler üretiliyor. Millet benimsediği ve sevdiği sözlerin altına senin imzanı atıyor; işte bir Can Yücel şiiri diye ortaya sürüveriyor... Kimilerini okusan çok öfkelenirsin ya da çok gülersin... Bir, üç, beş, düzelt düzelt başa çıkamaz olduk. Yani öylesine seviliyorsun hâlâ...

Bayram ve barış
Bu hafta boyunca yine herkes seni andı durdu... Bu yıl Kurban Bayramı’na rastladı bu anmalar... Kurban Bayramı deyince anımsadım senin şu dizelerini:
Koyunlar keçiler ve koçlar için
Ne kadar bayramsa Kurban Bayramı
Bu barış var ya, bu barış
Cephedekiler için o kadar barış
Sen gittiğinden beri barıştan söz etmek, “barış istiyoruz” demek daha da tehlikeli oldu bizim buralarda... Barış için akademisyenler, barış isteyen avukatlar, gazeteciler, yazarlar vb. İçeri tıkıveriyorlar... Sonra sen masumiyetini anlat artık...

İçeri düşmek
Sen varken içeri solculuktan düşülürdü. Şimdi ne sağ kaldı, ne sol. Sadece “bizden olanlar, yani biat edenler” ya da “vatan hainleri yani onun gibi düşünmeyenler var...
Sen Che Guevara’nın “İnsan ve Sosyalizm” ile Mao ve Amerikalı bir generalin günlüğünden oluşan “Gerilla Harbi” kitaplarını Türkçeye çevirdiğin için içeri düşmüştün. Amerikalı generalin yazdığı bölümlerden mahkûm olmayı da “CIA’nın bana attığı kazık” diye nitelemiştin!
Hapisteyken yazdıkların dilimizden düşmez olmuştu. “Yaşamak istiyorum / Yaşamaya bu soğumuş cehennemde / Ölü bir dost gibi içim titreyerek düşünmek değil / Yaşamayı yaşamak istiyorum” demiştin.
Elbet dersin: “Yaşamım benim en güzel şiirim” diyen de sendin.

İroni ve humor
Yaşamında ve şiirinde hep ironi vardı:
Humor, bir sığınma, savunma mekanizmasıdır. Savunma ama, bir başkaldırıya, bir saldırıya dönüşür... Çok ağır geçen hayatımızın içinde, ironi, bütünselliği bozmayacak ana çaredir. Bir direnç kahkahasıdır” diyordun.
Dönülmez Faşizmin ufkundayız / Vakit çok geç” derken haklıydın!
Tencere dibin kara / Seninki benden kara” diye sesleniyordun “Şili’deki Tencereye”.
Kurtarıcılar kurtara kurtara / Kurtardılar Memleketi memleket olmaktan” derken o günleri arar duruma geleceğimizi elbet bilemezdin.
Shakespeare Üzre” şiirinde “Türkiye’nin Manimarkası’nda bir şeyler kokuyor / Kimine göre tuz, kimine göre et, / Hamlet! Hamleeet!” derken 12 Eylül faşist darbesini yaşıyorduk.
“...Garson dedim, bana biraz sabır ver / Allah’tan isteyeceğinizi benden istiyorsunuz paşam, dedi. / Öyleyse bir Allah ver dedim / Gitti, bir daha da gelmedi” derken direnç kahkahalarını yeşertiyordun.
Kim bilir bu günleri görsen neler üretirdin neler...

Her daim afacan
Can Yücel, şiirimizin hiç yaşlanmayan çocuğu...
Şiirleriyle kahkaha çiçekleri üreten, sözcüklere takla attıran, dizeleri rengârenk çemberlerde fır döndüren afacan bir çocuk...
Sokağın diliyle konuşan bir dil cambazı...
İmgelere pabucunu ters giydiren, onları altüst eden sihirbaz...
Kahkahayı dirence, direnci kahkahaya dönüştüren...
Eleştiriyi hiç ıskalamayan, hedefi hep on ikiden vuran... Amansız bir silahşor!
İçi gibi şiiri de iyilik ve şefkat dolu...
Aramızdan ayrıldığında benim yaşımdaydı. O gün bugün benim için hep o “afacan çocuk” kaldı. Artık hiç yaşlanmayacak!

Yazarın Son Yazıları

Işığı hiç sönmeyecek

O, Nermin Abadan Unat. Neden mi ona minnet borcumuz var?

Devamını Oku
14.12.2025
Roman gibi

Sabiha Sertel (1895-1968) ve Zekeriya Sertel (1890-1980). Osmanlı’nın sonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında duygu ve düşünce dünyamıza sonsuz katkılarda bulunmuş bu iki önemli ismi bu ülkede yaşayan herkesin, hele hele gazeteciliği meslek edinmiş her insanın çok yakından bilmesi gerekir.

Devamını Oku
11.12.2025
Aşkla ölüm arası

O kadar güzeldi ki tadı damağımda kalmıştı.

Devamını Oku
07.12.2025
Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025